14

433 57 349
                                    

@bengayimsanirim çok ısrar ettiği için attımm

Atsumu'nun hıçkırıklarının durması uzun zaman almıştı.
Bu noktada, Sakusa sakinleştirici olduğunu umduğu bir şekilde parmaklarını Atsumu'nun saçlarında gezdirmeye başlamıştı. Atsumu tekrar burnunu çekmiş, acınası bir şekilde Sakusa'ya bakmıştı, gözleri tamamen şişmişti.

Sakusa, ağzından kaçan kahkahaya engel olamamıştı.
"Şu anda neden seni teselli ediyorum?"

"Bilmiyorum," diye sızlandı Atsumu, tekrar gözyaşlarına boğulmadan bir saniye önce.
"Bunda çok kötüyüm! Çok üzgünüm, Omi!"

Sakusa yine gülmüştü, göğsünde bir sevgi patlaması yaşanıyordu.
Başparmağıyla Atsumu'nun yaşlarla ıslanmış yanaklarından birini silmek için boşta kalan elini uzatmıştı.

"Umutsuzsun." Atsumu, Sakusa'nın üzerinde, bacaklarını kucağına atılmış, Sakusa'nın bir kolu onu sabit tutmak için etrafına sarılmıştı.

Sadece arkadaş... Kendilerinden başka kimi kandırmaya çalışıyorlardı? Onlar sadece arkadaş değillerdi. Hiçbir zaman sadece arkadaş olmadılar.

"Atsumu," dedi Sakusa, sesi aniden yeniden ciddileşmişti, "Neden ağlıyorsun?"

Oğlan derin bir nefes alıp kendini topladı, ardından aniden iki elini kaldırdı ve Sakusa'nın yüzünü aralarına sıkıştırdı. Atsumu yanaklarını sıkarken Sakusa küçük bir rahatsızlık sesi çıkarmıştı.

"Senin için ağlamam çok mu kötü, Omi-kun? Ha?" Atsumu ters ters baktı, "Canını acıttığını düşünmekten hoşlanmamam o kadar kötü mü?"

Ağlama dürtüsü Atsumu'yu terk etmiş olabilir ama şimdide Sakusa'ya geçmiş gibi görünüyordu.

Çocuğun yüzünü incelemek için bir süre bekledi. Korkunç görünüyordu. Atsumu'nun burnu belli ki tıkalıydı, dudakları çatlamış görünüyordu, yüzünün her yerinde belirgin gözyaşı çizgileri vardı, gözleri kırmızı ve şişmişti... Yüzünü tutan eller... Vay canına, gerçekten nasırlıydılar. Tanrım. O mükemmeldi.

"Omi?" Atsumu adını çok değerliymiş gibi söylemişti. "Bana neden öyle bakıyorsun?"

Sakusa ellerini kaldırmış, Atsumu'nun bileklerini, bir can simidi gibi tutmultu. Öne eğilmiş ve onu öpmüştü.

Kaba ya da hızlı değildi, çılgın ya da aceleci değildi, bunun yerine nazik ve samimiydi. Ve Atsumu'nun olduğu yerde donması sadece yarım saniye sürmüştü, sadece yarım saniye sonra rahatlamış bir şekilde içini çekerek, gözlerini kapatarak, Sakusa'nın yüzündeki tutuşu gevşeterek, başparmaklarını yanaklarına sürterek karşılık vermişti.

Sakusa hafifçe geri çekilip, hızlı bir öpücük daha bırakır, ardından bir tane daha..

Başını yanağına bir öpücük kondurmak için yana yatırır, sonra boynuna, sonra da yüzünü Atsumu'nun boynu ile omzu arasındaki birleşme noktasına gömer..

Uzun bir süre birbirlerine sarılırlar, elleri birbirlerinin sırtını okşar.
"Bu ne içindi?"
(bayram harçlığı knk sence ne için)

Atsumu, Sakusa'nın kulağının içine doğru fısıldamıştı. Bu Sakusa'nın titremesine meden olmuştu.

"Öylesine..."

"Omi," Atsumu'nun gömleğini tutuşu sertleşmişti. "Beni burada öldürüyorsun."

Sakusa düşünmeye devam ediyordu, sadece arkadaşlardı.
Sadece arkadaş olacaklarını söylediler. Sadece arkadaşlardı.
Sadece arkadaşlar. Sadece arkadaşlar. Sadece-

A Liar's Truth [SAKUATSU Çeviri]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin