1.8

345 46 116
                                    

"Bekle, yani bana söylüyorsun ki," diye başladı Atsumu, Sakusa'ya yaklaşarak, "Annen sana kör bir randevuya gitmeni söyledi, sen evet dedin, bana söylemedin bile, ve o şans eseri bir lezbiyen çıktı."

Şey, böyle söyleyince kulağa kötü geliyordu. "Üzgünüm." Atsumu gözlerini kapatır ve burnundan nefes alıyordu.

"Tanrı aşkına, Omi, benimle dalga mı geçiyorsun?" Sakusa irkilmişti.

"Üzgünüm, tamam mı? Başka seçeneğim yoktu-" "Evet, vardı."dedi Atsumu sinirle, "Yetişkin bir adamsın, seçme şansın vardı, annene hayır diyemedin"demişti.

Atsumu'nun yüzündeki incinmiş ifadeyi ortadan kaldırmayı umarak, "Ona randevudan önce mesaj attım, bunu sadece ailemi yatıştırmak için yaptığımı ve kimseyle çıkmak istemediğimi açıkladım," diye açıkladı Sakusa, "Ve şans eseri o da bir eşcinsel çıktı ve hatta sevgilis bile var. Hiçbir şey olmadı tamam mı?"

Atsumu neredeyse mosmor görünüyordu.
"Konu bu değil ve bunu sen de biliyorsun."

Sakusa bunu biliyordu. Bir süre sessiz kaldı, Sakusa, Atsumu'ya nefes alması için yer verdi, adam pes etmeye başladı ve kanepeye çöktü.

Eğildi, yüzünü ellerinin arasına aldı ve sinirli bir şekilde onları saçlarının arasından geçirmeden önce. "Benim için çok fazlasın." diye mırıldandı.
"Çok sikiksin." Sakusa yanağının içini ısırıp, kanepeye doğru ilerliyor, yanında oturuyor ama Atsumu'yu daha da kızdırır diye makul bir mesafeyi koruyordu.

"Üzgünüm." Sakusa tekrar etmişti.
"Başka ne diyeceğimi bilmiyorum. Üzgünüm."

Atsumu'nun nefes alışını dinliyor. Birkaç dakika sonra konuşmaya başlamıştı, sesi çok daha sakindi.

"Seni çok seviyorum biliyorsun değil mi?" demişti Atsumu titrek bir sesle. "Çok fazla. Bazen ne kadar çok olduğunu düşünüyorum ve bu beni çok korkutuyor. Sensiz kahrolası hayatımı hayal edemiyorum."

Sakusa, biri az önce çim biçme makinesini göğsünün üzerinden geçmiş gibi hissediyordu.

"Yaşadığın şeyleri, ailenle olan durumunu, ne kadar istesem de tam olarak anlayabileceğimi sanmıyorum. Keşke acını alıp götürebilseydim, keşke en azından yarısını omuzlayabilseydim ve üzgünüm. Onları hayatında tutmak için kadınlarla kahrolası kör randevulara çıkmak zorundaymışsın gibi hissettiğin için üzgünüm."

Atsumu sonunda ona bakar ve gözleri cam gibi olmuştu.

"Ama, bilirsin, sır olarak kalmak, bana öğretilen bir şeyi yumuşatmak, her zaman dünyaya çıkıp sen değilmişsin gibi davranmak gerçekten çok zor. Hayatımın aşkı değilmişsin gibi davranmak çok zor..,"

Sakusa, Atsumu'nun ellerini avucunun içine alma dürtüsüne karşı koyayamamıştı.

"Ben günün sonunda hâlâ dikkat çeken, onay arayan, bencil birisiyim, Omi," diye burnunu çekiyor Atsumu, hafifçe gülümseyerek, "Ama hepsini yapıyorum çünkü yapacağımu söyledim, çünkü hazır olmanı bekliyorum çünkü seni çok seviyorum, duydun mu beni?"

Sakusa başını salladı, ağzını açarsa çok dürüst bir şey söyleyeceğinden korkuyordu, sen benim lanet olası hayatımın aşkısın gibi...

"Bana söz ver, lezbiyen olsun ya da olmasın, daha fazla kör randevuya evet demeyeceksin."
Hafifçe burnunu çekmişti Atsumu tekrar konuşmadan önce.
"Ve bana öyle bakmayı kes ve ağladığımda bana sarıl ve beni sevdiğini söyle, seni işe yaramaz erkek arkadaş." Sesi hıçkırıklara boğulmuştı.

"Kahretsin, üzgünüm." Atsumu'yu kollarına alıp ve yüzünü boynuna gömmüştü. "Üzgünüm. Seni seviyorum. Üzgünüm."
Atsumu'nun bir süre ağlamasına izin veriyor, onu ileri geri sallıyor, ulaşabildiği her yere sessizce öpücükler konduruyordu.
"Daha iyisini yapacağıma söz veriyorum."

A Liar's Truth [SAKUATSU Çeviri]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin