2.1

279 50 96
                                    

Akari, şaşırmış gibi yaparak kapıyı açmadan önce derin bir nefes almış ve kendini hazırlamıştı.

"Heh! Kiyoomi! Seni beklemiyorduk-" Önünde duran çocuğu daha net bir şekilde gördükten sonra susmuştu.

Gözleri kan çanağı, saçları dağınıktı..
Yüzünde maskesi vardı ama ardında tirediği belli oluyorsu. Akari bunun sadece soğuktan olduğundan emin değildi.

"Kiyoomi, canım?"
Onu dirseğinden tutmuştu, annelik içgüdüleri kontrolü ele almıştı.
"İçeri girmek ister misin? Titriyorsun."

Itsuki endişeyle ayağa kalktı, Sakusa'nın şu anki durumuna kaşları çatıldı.

Sakusa, daha önce birçok kez bulunduğu oturma, odasına adım attı ancak bir şekilde, Atsumu'nun yanında durmadan çok yabancı geldi hissediyordu.

"Akari-san, Itsuki-san, rahatsız ettiğim için gerçekten üzgünüm, ben sadece..."
Sakusa hızla gözlerini kırpıştırarak düşüncelerini toplamaya çalışmıştı. Trans halindeydi. Onlara ne söyleyeceğini, yüzüne yumruk atılmaması için Osamu'ya ne söyleyeceğini ve ne halt etmeye gittiğini bilmiyordu.

Atsumu'ya ne söyleceğini bilmiyordu. Şimdi diz çöküp af mı dilemeliydi?

Onu düşüncelerinden uzaklaştıran şey ise omzuna koyduğu el olmuştu.

"Buraya her zaman gelebilirsin, umarım bunu biliyorsundur."
Itsuki onu sertçe okşayarak, "Asla rahatsız etmezsin."  demişti.

"Üzgünüm," Sakusa alt dudağını ısırdı. "Ama Atsumu burada mı? Benim... Onunla konuşmam gerek."

"Gel, önce otur," diye ısrar etti Akari, onu kanepeye yönlendirerek. "Yaprak gibi titriyorsun tatlım, sorun ne?"

Sakusa ne olduğunu bilmiyordu. Bu kadar çok incittiği adamın ailesinin, muhtemelen tam olarak ne olduğunu bilmelerine rağmen ona hala çok iyi davranmaları mıydı? Bunun için bok gibi hissettiği gerçeği miydi?
Kendisine ait olmamalarına rağmen, bir anne ve babadan bu kadar çok sıcaklık hissetmesi gerçeği miydi?

Tek bildiği, çözülmeye başladığını hissettiğiydi. Itsuki, Sakusa'nın yanına oturup sırtına sıcak elini koyarak, "İkizlerin şu anda burada olmadığını söylediğim için üzgünüm," diye açıklamıştı.

"Bir dağa çıkmışlar, yürüyüş yapıyorlar, bu ne anlama geliyorsa olsun, biraz İkiz Zaman geçirmek istediklerini söylediler."

"Oh." Sakusa dedi ve sesi çok kısık çıkıyordu.
Şu anda kendini çok küçük hissediyordu ve nedenini anlamıyordu.

Hissettiği şeyin hayal kırıklığı mı yoksa rahatlama mı olduğundan tam olarak emin değildi ama bunun ağır olduğunu biliyordu.

Şu anda, kızgın olmaları gerekirken neden ona bu kadar iyi davrandıklarını merak ediyordu.

"Gerçekten üzgünüm." dedi Sakusa fısıldayarak.

Nasılsa duyumuşlardı.

''Ah, Kiyoomi'' dedi Akari, eldivenli ellerinden birini onunkilerin arasına alarak, "Böyle şeyler söyleme. Bize değil."

"Onu incitmek istemedim." Sakusa devam ediyordu, "Onu incitmek istemedim, istemedim. Çok üzgünüm."

"Yeter artık bu saçmalık." dedi Itsuki sağlam bir sesle. Sesi sertti ama babasınınki gibi değildi. Dhaa farklıydı.

"Seni hiçbir şey için suçlamadığımızı bilmeni istiyorum. Bir saniye bile değil. Bizden böyle özür dileme."

"Ama, ben..." Sakusa kekelemişyi, burada daha fazla bağırmanın olması gerektiğini düşünüyordu,

A Liar's Truth [SAKUATSU Çeviri]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin