~Hiçbir şey söylemeden bölüme geçmenizi istiyorumm. Keyifli okumalar dilerim 💓~
"Bazılarının kalbi zehirlenir."
"Tamam geçecek, birazdan iyi olacaksın."
"Lider ona dokunmamasını söylemiştir ama kesin dinlememiş Deniz Hanım."
"İgor sakın o uyandığında da böyle şeyler söyleme."
"Peki peki demem bir şey."
Konuşmalarını duyabiliyordum ama gözlerim açılmıyordu ve vücudum hâlâ ateş gibi yanıyor, her yerim ağrıyordu. İnleme seslerimi bile duyuyordum. Sanki yıllardır çalışan ağır yük taşıyıcısı gibi hamlamış bir ağrı vardı üstümde, kıvranıp duruyordum ama asla hareket edemiyor, konuşamıyor ve gözlerimi açamıyordum. Daha fazla çabalamayı kesip öylece durdum.
Kendimi huzurlu hissediyordum, seslerinden anladığım kadarıyla yanımda Zonal ve İgor vardı. Tek değildim. İlk defa tek değildim. Bu düşüncenin verdiği mutlulukla ufak bir tebessüm ettim.
"Ha İgor şuna bak o gülüyor," Zonal'ın sesiydi. Geldiğimden beri başımdan ayrılmamıştı sanırım.
İgor'dan ses çıkmadı ama onun da mutlu olduğunu ve tebessüm ettiğini içten içe hissedebiliyordum.
"Bence bizi duyuyor," dedi Zonal.
"Evet bence de," İgor herhalde tüm ilginin benim üstümde toplanmasına kızmış olacak ki bıkkın bir sesle konuşuyordu.
Zonal da bunu anlamış gibi kıkırdamaya başladı ama konuyu değiştirmek ister gibi "Hadi biz çıkalım, malzemeleri ve bundan sonra yapacaklarımızı konuşmamız lazım," deyince İgor saniyesinde ayağa kalkıp kapıya doğru ilerledi, bir an önce kurtulmanın mutluluğuyla ilerlerken Zonal derin bir iç çekip elini alnıma dokundurdu. Ateşim olup olmadığını öğrenmek için. Tekrar rahatlamış bir nefes verdikten sonra sessizce kapıyı açıp odadan çıktı. Ateşim yoktu galiba ama ben tüm vücudumun yandığını hissedebiliyordum.
Tüm bu sıcaklığa teslim olup koma hali uykuya giriş yaptım. Oldukça endişeliydim, geç kalırsam bu sefer Agnes beni katiyen rahat bırakmazdı.
*
Yavaş yavaş gözlerimi açtığımda neden ve ne kadar zamandır burada olduğumu idrak etmeye çalıştım. Bunun yanı sıra gözlerim inanılmaz ağrıyordu. Zonal ve İgor odada değildi, doğrulup etrafıma baktım. Vücudumdaki ağırlık gitmişti ama yine de kolum iğne izleriyle dolmuştu.
Uzandığım kanepeden zorlukla doğrulup odadan çıktım, üst kata bakacaktım, köşk çok sessizdi.
"Zonal"
"İgor"
Sesim bu boş köşkte yankılanıyordu. Derken alt kattan kapı sesi geldi merdivenleri hızla inip aşağı vardım.
"A uyanmışsın," Zonal sıcakkanlı bir gülümsemeyle bana bakıp yanıma koştu, bana sarıldığında şok olmuştum. Böyle bir şey beklemiyordum. Gözlerim fal taşı gibi açıldığında İgor'la buluştu. Yüzü asık değildi, anlayamadığım bir duyguyla ve buruk bir tebessümle bize bakıyordu.
Zonal fısıldayarak "çok korktum Deniz," deyip bana sarılmayı bıraktığında İgor o halinden çıkıp daha ciddi bir tavırla "ne karıştırıyordun yukarıda," dedi, evet mükemmel bir soru.
" Sizi arıyordum İgor, sizi." Biraz yüksek çıkan sesim kasılmama ve daha çok ağrı çekmeme sebep olmuştu. Can havliyle inlediğimde Zonal, İgor'a beni bile korkutmaya yetecek bakışlar atıp koluma girdi. Kanepeye tekrar oturduğumda konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİER (Tamamlandı)
FantasySu kadar berrak, dalga kadar dengesiz, kumsal kadar huzurlu ve deniz kadar sonsuz" yazıyormuş. Deniz... Ben Deniz.