~Merhabaaa. İlk kısma uzun bir açıklama bırakmıştım fakat en sona ekledim onu. Bir an önce bölüme geçin diye. Ve bölüme bir türlü uygun ismi bulamadığım için 'final' yazdım. Keyifli okumalar dilerim.~
-yazarın anlatımıyla-
"Zonal," İgor bağırarak Siyah Köşk'ün kapısını açtığında Zonal bir şeylerin ters gittiğini anlamış gibi kaşlarını çatmıştı bile.
"Zonal, Deniz yok. Gelmedi, çok bekledim ama yok. Mier'e gitmeyi düşündüm fakat yine de sana söylemek istedim," İgor nefes nefese kalmıştı.
"Sakin ol. Ne olmuş olabilir ki? Ya Agnes'in elindeyse," Zonal tahminlerinde haklıydı fakat emin değil gibiydi.
"Bilmiyorum ama bir şeylerin ters gittiğini biliyorum," İgor köşkün içinde dört dönerken Zonal'da düşünmeye devam ediyordu. Her zaman ne yapılacağını bilirdi fakat şu an o bile şaşırmış durumdaydı.
Zonal "İgor son iki malzeme kalmıştı. Eğer şimdi her şey biterse bu çok fena olur, " dedi umutsuzca.
" Mier'e gidebilirim. Onu ordan alırım ve son iki malzemeyi de alıp geliriz."
"Hayır! Bu asla olmaz. Senin gitmeni istemiyorum. Gittiğin an tehdit olarak algılanacaksın. Seni anında bulurlar. Sende yakalanırsan o zaman hiç şansımız kalmaz İgor."
"Zaten şu an da başka şansımız yok. Deniz tek başına hem malzemeleri alıp hem de Adnes'le baş edemez. Bunu ikimiz de biliyoruz. Bak korkmana gerek yok, tamam mı? Yapabiliriz," İgor çoktan kararını vermişti ama Zonal hâlâ endişeliydi ve korkuyordu.
Zonal düşünmeye devam etti. Kısa bir sessizliğin ardından "birlikte gidiyoruz." dedi.
"Ne? Sen, sen ciddi misin?" İgor inanamıyordu. Yıllar sonra tekrar Mier'e gideceklerdi. Bu sefer Zonal ile birlikte.
"Ciddiyim. Deniz'i yüz üstü bırakacak değilim, " Zonal işte şimdi çok ama çok emin gibiydi.
"Taş için gerekli olan karışım zaten hazır, tek yapmamız gereken meteor örneğini karşıma ekleyip kalıba yerleştirmek."
Hazırlanmaya başladılar. Son kalan iki malzeme Deniz'in bulduğu meteor örneği ve eskiden taşın bulunduğu odadaki kalıptı. Taş o kalıbın içinde duruyordu, eskiden. Kalıp demirden açılır kapanır bir kapağa sahipti. İgor ve Zonal hazırlandıktan sonra köşkten çıktı. Zonal inanılmaz gergin ve heyecanlıydı. İgor için aynı şey söylenemezdi çünkü o zaten Mier'e gidiyordu. Yola çıktılar.
-Deniz'in anlatımıyla-
"Evet, hâlâ cevap alamadım. Ne zaman gidiyoruz?" ses Agnes'den gelmişti.
"Tamam, yeter. Şimdi. Şimdi gidiyoruz," tepkime karşı sevinmiş bir bakış attığında ayağı kalkıp onu yere ittim ve odadan hızla çıkmaya çalıştım. Herhalde onu Zonal'ın yanına götürmemi beklemiyordunuz.
İtmemle kafasını yere çarpmış olacak ki inleyerek kalkıp tekrar peşimden koşmaya başladı.
Koşarken elimi çantama atıp parşömene baktım. Sıradaki malzeme için " eskiden Mier taşının bulunduğu odadaki kalıp" yazıyordu.
Mier taşının olduğu oda en tepedeydi. Hızla merdivenleri çıkmaya başladım. Merdivenleri çıkmak gerçekten zordu. Mier'de varlığı en fazla olan şey merdivenlerdi. Çık çık bitmiyordu.
"Dur!" Agnes bağırınca anlık olarak durdum, hemen ardından arkama bakıp tekrar koşmaya başladım. Henüz ilk basamaklardaydı. Hâlâ koşuyordum. Acaba İgor şu an neredeydi? Beni burdan kurtarmayı akıl edemedi mi yani?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİER (Tamamlandı)
FantasySu kadar berrak, dalga kadar dengesiz, kumsal kadar huzurlu ve deniz kadar sonsuz" yazıyormuş. Deniz... Ben Deniz.