7

263 31 24
                                    

ahududu çiçekleri ile örtülü ıslak yapışkan toprakta yürüyordum. ileride bir yerde tzuyu'nin ağlama sesi duyuldu.

jennie iç ses:"ölüler ağlamaz... ölüler ağlamaz!"

yaprakların altındaki nemli toprağın şapırdatmasını ve birilerine ait kemiklerinin çatırdamasını duyarak yürümeye devam ettim. sonunda kendi bedeni üzerinde eğilmiş tzuyu'yi gördüm. tzuyu ağlamayı birden kesip bana döndü.

tzuyu:"ikinci kez ölmek çok daha acı veriyormuş."

jennie:"rüya mı bu?"

tzuyu:"illüzyon."

jennie:"onu bana kim gönderiyor?"

tzuyu gülümsedi ve o an dişlerinin kan içinde olduğunu fark ettim. cam parçasının göründüğü karnını tutup kahkaha attı.

tzuyu:"mal... bon... tee..."

---

ağır ağır nefes alarak yatakta fırladım.

jennie:"..."

yüzüme götürdüğüm ellerim titriyordu.

rosé:"ne oldu?"

jennie:"kötü bir rüya gördüm sadece. her şey yolunda."

rosé:"biz rüyaları öylesine görmeyiz, jennie."

jennie:"rüyamda tzuyu'yi gördüm... ikinci kez ölmenin daha çok acı verdiğini söylüyordu."

rosé:"tuhaf..."

jennie:"onu bulduğumda ölüydü. bu beni korkuttu. böyle bir rüyayı gördüğüme şaşmamalı."

rosé:"melekler ve şeytanlar asla rüya görmezler. belki sen de felix gibisin. o da kahince rüyaları görür, bunu herkes yapamaz."

jennie:"bir şey daha vardı..."

rosé kendi yatağından benimkine geçti.

rosé:"ne?"

jennie:"tzuyu bu rüyanın malbonte tarafından gönderildiğini söyledi."

rosé dondu kaldı, sonra kanatlarını çırparak ayağa kalktı.

rosé:"seokjin istediğini söyleyebilir. ben malbonte'nin gerçek olduğuna inanmıyorum."

jennie:"onu neden rüyamda gördüm?"

rosé:"felix de görüyor... bu bir uyarıdır."

tuhaf bir biçimde ürperdi ve endişeli olduğu zaman hep yaptığı gibi üstünü değiştirmeye gitti.

rosé:"bugün bunları düşünmek istemiyorum. bunlar beni korkutuyor. yeter, kötüyü konuşmayalım. yakında kanat çırpma şampiyonluğu başlayacak!"

bana birkaç kıyafet attı.

rosé:"seç bakalım."

...

havada uçan koca düz kayalığın üzerinde neredeyse okulun yarısı toplandı. yüzlerce sesin gürültüsü ve bir sürü kanadın hışırtısı biraz endişeli gelen bir uğultu oluşturuyordu. herkes sağa sola koşturuyor, son derece heyecanlı görünüyordu. rosé ile ikimiz arenaya uçtuğumuzda bize el sallayan felix, hyunjin ile ikisine katılmamız için çağırdı.

felix:"bana destek olacak mısınız?"

hyunjin:"ya bana?"

jennie:"ben ikinize de destek olacağım."

hyunjin:"yalancı seni! biz felix ile birbirimize karşı yarışacağız bu arada. şeytanlar meleklere karşı."

rosé:"şeytanlar her türlü kazanır."

heaven's secret, taennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin