heaven's secret, taennie

26

kapı eski ahşap gibi kokuyordu. ilk bakışta üzerindeki kaotik olan desenler, zamanla bir desen kazanmaya başladı. başımı salladım ve iç çektim.

jennie:"çok uzun süre bekliyoruz."

nayeon:"evet... bu beklenti özür dilememiz ve onlarla tartışmak istediğimiz şeyi daha iyi düşünmemiz içindir."

jennie:"bu hileyi üzerimizde kullanmalarını beklemiyor muydun?"

annem yavaşça başını bana doğru çevirdi. açılan kapıların ritmik gıcırtısı bizi dönmeye zorladı. 

nayeon:"hadi gidelim."

önce annem girdi.

eragon:"aslında, seni burada görme alışkanlığım zaten tükendi, nayeon."

nayeon:"uzun sürmeyecek."

eragon:"kendine olan güvenini her zaman takdir etmişimdir."

nayeon:"önemli bir mesajla geldik."

torendo:"kızınızın birkaç gün malbonte tarafından esir tutulması gibi mi?"

nayeon:"nereden biliyorsunuz?"

eragon:"anlaşmıştık nayeon, kızının her adımını rapor etmen gerekiyordu."

annem bana bakmadı bile. bakışlarını baş danışmana dikti.

eragon:"neden sessiz kaldın?"

nayeon:"çünkü ihbar etmekten daha önemli şeyler var."

eragon:"öyleyse anlat bize."

nayeon:"kızım ve diğer kaçaklar sayesinde, subantraların malbonte'ye itaat ettiğinden emin olduk. kornayı ele geçirmeye çalıştık, ama niyetimizi öğrendi..."

torendo:"korna nerede?"

nayeon:"onda."

ölümsüzler birbirlerine hızlı ama anlamlı bir şekilde baktılar.

torendo:"subantralar ona yardım etmeyecek."

eragon:"jennie, malbonte'den kaçmayı nasıl başardın?"

jennie:"beni çok fazla tutmuyordu."

torendo:"söylendiği kadar canavar mı?"

jennie:"hayır, hiç de öyle değil!"

baş danışman, sanki sadece şimdi ilgileniyormuş gibi hızla bana baktı.

eragon:"peki canavar değilse kim?"

jennie:"koşulların kurbanı."

baş danışman gülümsedi, ama gülümseme daha çok sırıtma gibiydi. yüzü anında sakin bir ifadeyle göremeyeceğiniz bir kabalık aldı.

nayeon:"canavar olup olmaması ne fark eder? bize saldıracak ve karşı koymalıyız."

eragon:"ne yapmaya çalışıyor, nayeon?"

nayeon:"bunu basit bir okul müdürüne mi söylüyorsunuz?"

eragon:"geçici olarak görevden uzaklaştırılan yüce seraf'a soruyorum. tabii ki erken ve sonsuza dek ayrılmak istemiyorsan."

nayeon:"benim yerim haklı olarak burası! bunu uzun zaman önce kanıtladım!"

eragon:"farklı zaman kavramlarımız var: o kadar çok hükmediyorum ki, varlığın- sadece bir an."

annem başını kaldırdı.

nayeon:"ve yine de!"

eragon:"öyleyse, bu yerde olmayı hak ettiğini her zaman kanıtladığın gibi, bize kanıtla."