heaven's secret, taennie

11

1 ay sonra

düzinelerce sıra şeytan ve itici yaratıklar okulu kuşattı. şeytan önde, hareketsiz ama kararlı bir şekilde ordusu gibi duruyordu. dudakları öfkeyle titriyordu, gözleri alevle yanıyordu.

yoongi:"son uyarı!"

yoongi: taehyung'un babası!

hoseok:"bu olmayacak!"

yoongi:"bu yolu kendiniz seçtiniz."

baş şeytan tırnaklarını kaburgalarına soktu ve onları dışarı çıkardı. insan görünümünü maskeli balo kıyafeti gibi çıkardı, ve bunun yerine gerçek bir canavara dönüştü.

yoongi:"SAVAŞA DEVAM!"

şeytanlar kükredi ve meleklere doğru ilerledi.

bu olaylardan 1 ay önce günümüz.

rosé yatakta oturuyordu, bacaklarını altına bükmüş ve sessizce beni izliyordu.

jennie:"başka ne var?"

rosé:"taehyung ile öpüşüyordun? ne oluyor be?!"

jennie:"koridordaki olayı mı kastediyorsun?"

rosé:"başka olaylar da mı vardı?"

bir an sessiz kaldım, sonra sessizce cevapladım:

jennie:"evet."

rosé titredi, arkasını döndü ve birkaç saniye bir yana baktı. sonra tekrar bana baktı, biraz utanmış, hatta suçlu gibi.

rosé:"anladım..."

jennie:"rosé..."

rosé:"hayır. kapa çeneni. hiçbir şey bilmek istemiyorum. peki ya yasağı kırmaya ne dersin? atılacak mısın?"

jennie:"bilmiyorum. karar vermek için bir toplantı olacak. şimdilik odadan bile çıkamıyorum."

BAM! rosé ve ben korkuyla döndük. açılırken, pencere duvara çarptı.

rosé:"kim o? çık dışarı, salak!"

taehyung pencere çerçevesinden baktı.

taehyung:"ben salak mıyım?"

rosé, ses çıkarıp, ağzını eliyle kapattı.

rosé:"ah..."

jennie:"burada ne yapıyorsun?!"

taehyung:"seninle konuşmaya geldim."

kollarımı göğsüme katladım.

jennie:"özür dilemeye mi geldin?"

taehyung:"aynen."

cevabında beni şaşırtan karışıklığı kontrol altına almak zordu, ama denedim. taehyung pencereden odaya atladı ve etrafına baktı. bakışları rosé'de durdu.