felix öldürülmüştü. kötü bir rüya gibi geliyordu. aynı zamanda güneş, giden bir melek ruhunun peşinden gidiyormuş gibi saniyeler içinde ufkun arkasında kayboldu.
seokjin:"geri çekilin. derhal!"
seokjin, meleğin bedeninin üzerinde donup kaldı, sonra eğildi ve onu döndürdü. felix'in kolları iki yana açılıp devrildi.
seokjin:"defolun. burada bakacak bir şey yok."
kimse kıpırdamadı.
seokjin:"DEFOLUN!"
sesinin tehdit dolu yankısı gök ağaçlarında oturan kuşları uçurttu. hyunjin diz çökmüş oturuyordu. kafası, ipi kopmuş bir kuklanın kafası gibi iradesizce aşağı sarkıp duruyordu.
jennie:"hyunjin?"
hyunjin:"enerjisini hissedemiyorum..."
seokjin:"hyunjin'i buradan alın."
rosé ile ikimiz birbirimize bakıp hemen dediğini yaptık ve şeytanı kollarının altından tutup onu kaldırmaya çalıştık. hyunjin bize hiç yardımcı olmuyordu. neyse ki onu bir şekilde ayağa kaldırmayı başardık ve odasına kadar götürdük. biz onu sürüklerken hyunjin yol boyunca arkasına bakıp durdu... her seferinde ürpererek, sevgilisinin o ifadesiz, cansız yüzünü tekrar görmeyi bekliyor gibiydi.
rosé:"şuraya yatıralım."
hyunjin'i yatağa bırakıp kendimizi yorgun yorgun koltuğa attık. etraf son derece sessizdi. sinirlerim bozuldu veya belki de korktuğum için deli gibi titriyordum.
hyunjin:"(geveliyor)"
rosé:"ne?"
hyunjin, yüzünü yastığa gömüp bir şeyler mırıldanıyordu.
hyunjin:"öldürüldü!"
ağlayacaktı ama yumruğunu ağzına götürüp kendini tuttu. çok fazla gerildiği için kıpkırmızı kesildi ve gözleri gözyaşlarıyla doldu.
hyunjin:"A-A-A!"
duvara vurup çatlattı.
rosé:"sakin ol! kendine hakim ol!"
jennie:"bırak, acısını çıkarsın."
hyunjin beni parmağı ile gösterip başını iki yana salladı.
hyunjin:"arkadaşına kulak ver, rosé. kahpe gibi davranıyorsun!"
rosé:"o benim de arkadaşımdı!"
rosé'nin yanaklarından gözyaşları aktı ama kız hemen yüzünü endişeli endişeli sildi.
hyunjin:"benim için arkadaştan öteydi."
hyunjin tekrar duvara vurunca yüzeyde yeni çatlaklar oluştu.
hyunjin:"felix benim için babamdan daha değerliydi!"
duvara vurmaya devam etti, ta ki küçük çatlaklar onun kendi kanıyla dolmaya başlayana kadar.
rosé:"bunu kim yapmış olabilir? önce tanınmayan, şimdi... felix."
jennie:"bunu daha sonra konuşuruz."
hyunjin'in acı içinde olan yüzüne baktım.
jennie:"şimdi değil..."
rosé anlayışla başını eğdi. hyunjin'in kısık, keder dolu sesi duyuldu:
hyunjin:"kızlar, yalnız kalmak istiyorum."
jennie:"seni bu halde bırakmayacağız!"
rosé:"düşünme bile."
rosé ile ikimiz yatağına atlayıp ona sarıldık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
heaven's secret, taennie
Adventureöldüm ve bir melek ve şeytanlar okuluna girdim. cehennem dersleri, melek çocuklar, ve cennetin kurallarını çiğnemenin cazibesi - bu fantastik, ama tehlikeli dünyada başka neler bekliyor? romantizm klubu goklerin sirri hikayesinin kpop halidir bir da...