Linda Hanım'ın geçmişinden kareler

1.1K 156 13
                                    

Bu bölüm tamamen filler bir bölüm. Aslında bu kadar uzatma planım yoktu daha ileride bu olayın üzerinde duracaktım (kısa bir süre) ama Linda Hanım susmak bilmedi.

Yani geçiş bölümü sayılır okuyun geçin.

#

Israrlarım sonucu Linda Hanım geçmişi anlatmaya ikna oldu. Israr ettiğim bir saatlik süreci atlıyordum çünkü hikayelerde sıkıcı kısımlar her zaman atlanır. Her neyse kadın şu an buğulanan gözlerini kırpıştırarak ağlamamaya çalışıyordu. Sarı saçları ve mavi gözleriyle klişe olduğu kadar güzel de bir kadındı aslında. Oldukça da genç gösteriyordu. Şu 'Mommy? Sorry. Mommy?' denilen kadınlardan biriydi.

"Durad ile tanıştığımda 16 yaşındaydım. O 24 yaşındaydı. Kardeşimin doğum günü için kıyafetlerinden sorumluydu. O zamanlar işlerinin zirvede olduğu zamanlardı. Evdeki sorunlardan ve baskılardan bunalmıştım. Yakında benimle evlenmek için teklifler gelecekti muhtemelen. Hayatım boyunca güzel elbiseler içinde güzel olmayı öğrenmiştim. Güzel bir gülümseme ve güzel sözlerle insanları etkileyen bir kız... Güzel bir koku ve güzel davranışlar... Hakkımda hiçbir şeyin çirkin olmasına tahammül edilemezdi. Çünkü olmam gereken tek şey güzeldi. Benden daha fazlası beklenmiyordu. İstenmiyordu da. Bense ne istediğimi bilmiyordum. Bunalmıştım. Güzel bir kadından fazlası olmak istiyordum belki de. Çevremdeki kimse o güzel kadının içindekiyle ilgilenmese de Durad ilgilendi. Beni dinledi. Beni anladı. Bana değer verdi. İlk defa cansız bir oyuncak bebekten fazlası olduğumu hissettim. Beni sevdi. Ben de onu sevdim. Benden mutlusu yoktu. Ailem engel olmak istedi tabii ki. Soylu bir aileyle evlenmemi istediler. Seçenekler çoktu, başındaysa yaşlı ve zengin bir baron vardı. Uzatmama gerek yok. Kaçtık ve evlendik. 18 yaşındaydım. Daha sonra Durad'ın işleri kötü gitmeye başladı. O zamanlar bilmiyordum ama bilerek yapılan bir şeymiş bu. Nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde bir anda elindeki her şeyi kaybetti. Yine de o kadar kötü değildi biliyor musun? Mutluydum. Karşıma o yaşlı baron çıkıp evlenmemizi istediğinde bile reddettim. İşler daha da kötüye gitti sonra. Yiyecek yemek bulamayacak kadar bile kötüydü." Durdu. Titreyen dudakları ile içine derin bir nefes çekti. Bense öylece karşımdaki kadını dinliyordum. Anlatımı vasat olsa da hikaye bir şekilde ilgimi çekmişti. Belki de yapacak daha iyi bir şeyim olmadığı içindi. Dinlediklerime 'Bedtime story' mantığı ile bakmamdan aslında biraz uykum bile gelmişti.

"25 yaşındayken hamile olduğumu öğrendim. Daha da mutluyduk. Her şeye rağmen aşk dolu bir yuvamız ve karnımda bekleyen yeni bir aile üyemiz vardı. Son mutluluğum olduğunu bilmiyordum... Dean çok hasta doğdu. Minicik elleri doğduğu günden sonra titremeyi bir kez olsun bırakmadı. Çok fazla doktora gittik. Elimizde ne varsa harcadık, iyi bir doktor bulduk. Bir tek o bebeğimde hangi hastalığın olduğunu bulabildi. Tedavisi için yaklaşık 20 altın gerekliydi. Bunu duyunca mutlu oldum. Benim için 20 altın o kadar küçük bir şeydi ki. Önceden bazen bir günde harcadığım miktardı. Kolay olmazdı ama bir şekilde bulunurdu. Yani alt tarafı biraz altın, illa ki bulunurdu. Bebeğimi kaybedecek değildim ya. Daha önce hiç para kazanmamıştım. Bu yüzden kolay elde edileceğini sandım. Ancak sandığım o küçük para meğer ne büyük meseleymiş. Elimizde olan yetmedi. Durad günlerce çalıştı, her şeyi denedi ama kazanamadı. Yine de borç alabilirdik. Bu kadar küçük bir para yüzünden bebeğimi kaybedecek değildim ya! İlla ki o parayı bulurduk. Bulunması gerekiyordu. Çevreden borç istedik ama kimse bu kadar büyük bir miktar veremeyeceğini söyledi. Alt tarafı 20 altındı ama! Bebeğim için 20 altıncık! Nasıl fazla gelirdi anlamadım. Aileme gittik. Bana benim gibi bir kızları olmadığını, artık soy adımın eşime ait olduğumu gösterdiğini söylediler. Onlara yalvardım. Ödeyeceğimi söyledim. Canları sıkılsa düşürünce yere eğilip almayacakları bir paraydı. Yalvardım. Beni kovdular. Aklıma gelen herkese gittim. Her şeyi denedim. Kimsenin oğlumu yaşatmak için verecek parası yoktu ama. Doktora da yalvardık. Sonra ödeyeceğimizi söyledik. İnanmadı. Bizim gibi fakir bir aile sonsuza kadar çalışsa bile bu paraya sahip olamazmış. Sadece 20 altındı üstelik. Bebeğimin yaşaması için 20 altın. Çok değildi ki. O yaşlı barona gittim. Bana beraber çocuk yapabileceğimizi, ona tonlarca altın harcayabileceğini söyledi. Ama başkasının bebeği için vermezmiş. Ona da yalvardım. Her şeyi yapacağımı söyledim. Kabul etmedi. Bebeğim öldü. Hayatı için biçilen 20 altını küçümsediğim bebeğim, o 20 altına sahip olamadığım için öldü. O 20 altın bile çok görüldü bebeğime. Bebeğim öldü. Daha sonra bu kasabaya taşındık. Bir şekilde işler iyi gitti. Şu an 20 altınımız var. Çok kolayca kazandık. İstesem o 20 altını çöpe atabilirim. Bir şey değişmez. Bu yolculuk ve biletler 20 altın değil. Ama istersen 20 altın harcayabilirsin bu yolculuğa. O kadar da abartılı bir harcama olmaz. Harcanır. Yenisi gelir. Çok kolay gelir. Ama bebeğim geri gelmez. Çok param olsaydı gitmezdi. Şimdi gelmez. Yok param. Yeterli değil. Bebeğime yetmedi. Kimse yetiremedi. Şu an 20 altını düşünmeden bir arabaya verebilirim ama bebeğime veremedim." Histeri krizine girmiş gibi aynı şeyleri tekrarlamaya başladı. Sanki aynı şeyleri tekrar yaşıyor gibiydi. Aklını kaçıran bir akıl hastası gibi... Daha da yüksek sesle konuşmaya başladı. Artık hedefinde ben yoktum ama... Sanki bunları başkasına anlatıyor gibiydi. Benim varlığımı çoktan unutmuştu.

Hayalet kız, cep problem ve var olmayan babasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin