Az gidince uz gidilemeyen bir yolculuk

1.2K 156 30
                                    

"Aragon'un düzenlediği açık arttırma-"

"Ah, şu haber! Geçen aylarda yaşanan saldırı ne çok konuşulmuştu ama! Yine de haksız olduğunu söyleyemem. Krallığın en büyük loncasının düzenlediği etkinlik sabote edildi sonuçta. Üstelik onlarca kişinin yaralandığını duydum. Çalınan eserleri bırak sadece ödediği tazminatla bile loncanın batması gerekiyor. Çok fazla yatırımcının çekildiğini duymuştum-" Durdurmazsam akşama kadar devam edeceğini bildiğimden aceleyle sözünü kestim.

"Evet ama haftaya yeni bir tane düzenliyorlar değil mi?"

"Tanrım, Linda bu konuda başımın etini yemişti. Biletler satıldığı gibi bitmişti resmen. Evde sürekli söylenen bir Linda kadar korkunç olamayacağı için gidip karaborsada bilet buldum düşünebiliyor musun?" Linda Durad Bey'in karısı oluyordu. Ayrıca kendisi ucundan kıyısından asil bir aileden geliyordu. Durad Bey oldukça zengin olduğu için Linda ile evlenebildiğini söylüyordu. Yine de şimdi gençliğindeki zenginliği kalmadığı için böyle küçük bir kasabanın çocuk kıyafetleri mağazasının sahibiydi. Bütün bunları ne ara öğrendiğimi ben bile hatırlamıyordum.

"Doğru eskiden zengindiniz değil mi-"

"Ah! Eskiden tüm o asillerin çocuklarını ben giydirirdim. Ciddiyim! Şaka mı yaptığımı düşünüyorsun? Soyluların çocukları benim yaptığım kıyafetler ile partilere katılırdı-"

"Bu açık arttırmada bir şeyler alınabileceği gibi satılabilir de değil mi?" Konuyu değiştirmemden etkilenmeyip çok hızlı bir şekilde yeni konuya adapte oldu. Durad Bey böyleydi. Sonsuza kadar konuşabilirdi.

"Elbette. 2 farklı bilet satılıyor bunun için. Biri satın almakla ilgilenenler için. Diğeri ise kendi antika ürünlerini satmak isteyenler... Şirket bu etkinlikte kayıtlı olan tüccarlara kendi ürünlerini satma hakkı sunduğu için bu kadar ünlü ya!"

"Öyleyse ben de bir şeyler satabilirim!" Evimde boşuna mı üç koca antika odası vardı sonuçta? Bir işe yarayacağını biliyordum. Belki de her şey planlıydı. Belki de kader ya da diğer güçler benim o etkinliğe katılmamı istiyordu. Her şeyin bir nedeni olmalıydı.

"Ah kızım! Bunun için çok öncesinden başvurman ve kabul edilmen lazımdı. Şu an değil satıcı, alıcı olarak bile bilet bulamazsın. Ayrıca satıcı biletinin olması için ürünlerini şirketin onaylaması lazım. Sıradan şeyler değil bunlar. İstesen de bir şeyler satamazsın orada. Devlerin ligi orası. Adı duyulan antikacılar bile bilet bulamıyor."

"Bende de çok iyi şeyler var aslında." İyi olduklarını umuyordum.

"Dediğim gibi olsa bile artık çok geç. İzleyici olarak bile giremezsin oraya. Biletin yok."

"Ama sende varmış." Birkaç saniye sessizce yüzüme baktıktan sonra kafasını hızla iki yana salladı.

"Hayır. Hayır, hayır. Linda beni öldürür."

"2 biletin vardır..."

"Bu mümkün değil." Kabul etmeyecek gibi göründüğünden anında ajitasyona başladım. Türkiyedeki hayatımı düşününce rolüme daha kolay adapte oluyor ve ağlamaya başlıyordum. Yeterince sesli ağlayamazsam aklıma dolar kuru geliyordu ve ağıt yakmaya başlıyordum. Artık benim sorunum değildi bunlar ama eski acınası hayatım gözyaşı akıtmam için yeterliydi. Şimdi ben yokken bile orada zaman bir şekilde geçiyorsa, doların ne kadar olduğunu merak ediyordum.

"Haklısın. Biliyorum senden çok şey istiyorum. Normalde bu kadar arsız olmam. Neden bilmiyorum. Sanırım bana ölen babamı hatırlattığın için... Çok özür dilerim haddimi aşıyorum. Senden asla böyle bir şey isteme hakkım yok. Bir anlık gaflet işte." Bunun için ölmeyen babamdan özür diliyorum.

Hayalet kız, cep problem ve var olmayan babasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin