Ah, iğrenç.
Bana eşlik eden muhafızlarla beraber nedense bir arabayla saraya doğru yol alırken tek düşünebildiğim az önce olanlar...
"Ne yapıyorsun sen? Bu elbiseye çeyrek altın verdim!" Dehşetle fırlayan düğmelerime baktım. Bir cinayet anına tanık olmuş gibiydim. Korkunç bir deneyimdi. Paramın katliamı...
"Saatlerdir bu odadayız ve tüm izleme gözleri kapalı. Bu ne demek biliyor musun? Kayıp kardeşimle beraber aniden ortaya çıkan kadınla gizlice bir odada görüşmem ne demek biliyor musun? Bu tehlike demek! İnsanların başka bir şey düşünmesine izin vermezsem ortaya çıkacak teorileri hayal bile edemem. Bu işin peşini asla bırakmazlar ve bizden şüphelenirler."
"Ve sen de insanların beni dövdüğünü düşünmelerini istiyorsun öyle mi?" Benim itibarım ne olacaktı peki? Prensin dövdüğü kadın diye herkes beni parmakla gösterecekti.
"Dövmek mi? İnsanların seviştiğimizi düşünmelerini istiyorum." Yuh, neden?
"Ne? Neden böyle düşünmelerini istiyorsun?" Manyak mıydı bu yoksa gerçekten kendinden mi hoşlanıyordu? Belki de kendi bedenini sürekli göz önünde tutmak için benimle evlenecekti. Daha sonra kendi bedeni ile- hayır iğrenç şeyler düşünmeye başladım. Ayrıca o zaten bir daha beni yani kendisini görmek istemediğini söylemişti. Kendinden bu kadar kolay vazgeçmesi şaşırtıcıydı ama yine de bunu söylemişti sonuçta. Ancak belki de o kadar narsisttir ki kendisiyle aşk dedikodularının çıkmasını istiyordur. Sırf sonrasında 'bakın ben bu kadar mükemmel bir kadınla sevişiyorum' diyebilmek için çünkü narsistin tekiydi!
"Saatlerce bir odada kilitli kalan kadın ve erkeğin seviştiğini düşünürlerse buna inanırlar ve irdelemezler. Dahası üstünü bile kapatırlar ve saraya ulaşmasına izin vermezler."
"Neden ki? Tam tersi dedikodu çıkarmak için fırsat kollamazlar mı?" Okuduğum tüm kitaplarda entrikalarla dolu sarayda aşk dedikoduları hızlı yayılmıştı. Kitaplar bana ihanet etmiş olamazdı.
"Hayır, onlara sanki sana zorla sahip olmuşum ve üstünün kapatılmasını istiyormuşum gibi davranacağım. Bu konuda ağızlarını sıkı tutmaları için rüşvet de vereceğim. Konu saray halkının günahları olduğunda herkes bilir ama kimse konuşmaz. Üstü kapatılır ve bir daha açılmaz. Bu yüzden her kim bu odada olanları öğrenmek isterse istesin bu engellenir. Bu odada olanlar hiç olmamış gibi davranılır." Ağzından çıkan her bir kelimeyle gözlerim daha da büyüdü.
"Ne? Nasıl bu kadar iğrenç düşünebilirsin? Bu, çok iğrenç!" O kadar normal bahsediyordu ki bu anlattıklarından. Yüzümü buruşturdum.
"Gerçek bu Rév. Burada başına bir şey gelse ve hatta onlarca kişi görse bile kimse buna engel olmaz. Sadece üstü kapatılır. Kanıtlar olsa bile silinir. Şikâyet edemezsin ya da hakkını arayamazsın çünkü yasalar güçlüden yanadır. Az önce zaten o adamlar da bunların olacağını düşünüp kayıtları durdurmayı teklif etti. Hepsi zaten bunun olacağını düşünmüştü ve umursamadılar. Onların tek düşündüğü ucunda alacakları para." Şimdi düşününce benim istemiyorum demelerimi umursamadan rahatça şu kayıt gözü bilmemne zımbırtısını kapatmayı teklif etmişlerdi. En başından beri başıma bir şey gelebileceğini düşünmüşlerdi ama buna engel olmak yerine her şeye göz yumup bunu bilerek bu odadan çıkmışlardı. Şaka gibi! Arkalarında bıraktıkları kadının başına gelecekleri bilmelerine rağmen bu odadan çıkıp gitmişlerdi. O kapıyı içeride olacak olan her şeyi bilmelerine rağmen yüzüme kapatmışlardı. Bu, nasıl bir acımasızlık?
"Bu... Bu iğrenç." İnsanların acımasızlığı bir kere daha yüzüme vurulduğu için sersemlemiş bir haldeydim. Bir insanın bu kadar kötü olabileceği düşününce alışkın olduğum bir şeydi ancak aniden bu gerçeği hissetmekten çok daha farklıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayalet kız, cep problem ve var olmayan babası
FantasiaÖldüm. Ve gözlerimi açtığımda bir çocuk taciriydim. "E ebesinin a-" ~ Daha önce hiç öldükten sonra yeni bir hayat şansı hak eden ve başka bir bedende gözlerini açan insanların hikayelerini duydunuz mu? Duymadıysanız endişelenmenize gerek yok. Size...