Yorum yapmayanın gece rüyasına giriyorum
♡♡◇♡♡♡◇◇♡♡♡♡◇◇◇♡♡♡♡♡
"Geç oluyor. Daha okumaya devam edecek misin?" Neredeyse içine girmek üzere olduğum kitaptan kafamı kaldırıp başımda dikilen Lucian'a baktım."Aslında ara versem iyi olur." Aptal aşk romanları dışında hiçbir zaman saatlerce bir kitap okumamıştım. Her an sıkıntıdan bayılabilirdim. Okuduğum kitap da içindeki büyülü şeyler sayesinde kurgu roman gibi hissettirse bile sayfalarca büyü, melek ve şeytanlar üzerine açıklayıcı yazılar okumak şimdi neredeyse beynimi akıtacaktı.
"Harika! Seni biriyle tanıştıracağım." Lucian geri çekilip kolundan sürüklediği kızla odaya geri döndü.
"Lucian abi? Misafirin olduğunu söylemişti-" Kapının eşiğinde beliren kız beni görmesiyle duraksadı. Kaşlarımı kaldırarak ona bakarken onu baştan aşağı süzdüm. Sarı saçları ve mavi gözleri ile Lucian'ın kız versiyonu gibiydi. Belki de öyleydi çünkü sivri kulakları birbirlerinin yansımaları olduklarını düşündürtmüştü. Sanki bir yerden tanıdık geliyordu ama-
"Sensin! Beni hatırladın mı?" Tuhaf bakışlarımdan hatırlayamadığımı anlamış olacak ki devam etti. "Benim, şifacı Mylene. Ormanda bir grup haydutun saldırısına uğradığında arkadaşlarımla seni kurtarmıştık. Yanında bir kadın da vardı-"
"Ah! Hatırladıııım! Sen o kızsın..." Haydutlar boğazımı kestiğinde beni iyileştiren şifacıydı. Kuro ve diğer gürültücü çocuğun arkadaşıydı. Sanırım dünya gerçekten de küçük bir yer.
"Yeniden karşılaştığımıza sevindim, ben Mylene." Gülümseyerek uzattığı elini sıktım.
"Ben de Rev. Şimdi iyi göründüğüne sevindim." Beni onaylayarak kafasını salladı.
"Başka bir şifacı beni iyileştirdi. Hiçbir sorun yok artık. Bir süre ara vermek istediğim için Lucian'ın yanına geldim."
"Geçmiş olsun. Olanları bilmiyordum. Acelem olduğu için şehri erken terk etmiştim." Linda Hanım ve bana saldıran haydutları yakalamışlardı ve biz giderken Mylene de askerler gelene kadar haydutların başında beklemeye karar vermişti. Daha sonra şövalye birliğine ani bir haber gelmişti ve onun yaralandığı söylenmişti. Şükürler olsun ki şimdi iyi görünüyor.
Mylene dostane bir tavırla sandalyeyi çekip yanıma oturdu. Birbirimizi tanımamızı beklemeyen Aziz ise hafif bir şaşkınlıkla ikimizi izliyordu.
"Daha önce karşılaştınız mı?" Kafamı sallayıp onu onaylayacağım sırada duraksadım. Kahretsin! Ben bu adama izole bir yerde büyüdüm demiştim! Yine kendi ayağıma mı sıktım? Tamam, toparlıyorum hemen.
Mylene hevesle Aziz Bey'e baktı.
"Evet, Rev de yanındaki bayanla-"
"Öhö öhö! Evet, Linda Hanım... Şehre geldiğimde kimsem yoktu ve bana bir iş verdi. Çok cömert bir kadındır. Kimi kimsesi olmayan birine bile kucak açtı. Hakkını ödeyemem." Gözlerimdeki acınası bakışla Linda Hanım'ı andığımda ikisi de duraksadı. İlk konuşan şok içindeki Mylene'di.
"Bekle- kimsen yok mu?" Gözlerinde acıma dolu bir ifade varken beni baştan aşağı süzdü. Yutkunarak onu onayladığımda Aziz Lucian benim yerime konuştu.
"Rev hayatı boyunca toplumdan uzakta, yalnız bir şekilde büyümüş."
"Aman tanrım- ne? Gerçekten mi? Çok üzüldüm Rev. Senin için zor olmalı." Önemli olmadığını gösterir bir ifade ile gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayalet kız, cep problem ve var olmayan babası
FantasiaÖldüm. Ve gözlerimi açtığımda bir çocuk taciriydim. "E ebesinin a-" ~ Daha önce hiç öldükten sonra yeni bir hayat şansı hak eden ve başka bir bedende gözlerini açan insanların hikayelerini duydunuz mu? Duymadıysanız endişelenmenize gerek yok. Size...