Doğru söyleyenin onuncu köyde başlattığı isyan

912 154 52
                                    

Oy, yorum sınırı tarzı şeyleri sevmiyorum bu yüzden hiçbir zaman bunu yapmanız için sizi zorlamayacağım ama ne olursunuz içinizden geliyorsa beğenmeden geçmeyin. Lütfen satır aralarına bol bol yorum yapın. Sizin yorumlarınızı okumak nasıl keyif veriyor bir bilseniz, ayrıca gaza da getiriyor. Okurken verdiğiniz tepkileri yorumlara da yansıtın bu yüzden lütfen. Bunu dedim diye de zoraki yorumlar istemiyorum ama içinizden geldiği gibi yorum yapın.

Ha bu arada üst üste iki bölüm attım diğerini okumayı unutmayın. Normalde bu yedekte duracaktı ama şimdi atmaya karar verdim çünkü nedeni yok yani.

###

"Neden en başında adınızı söylemediniz?" Gözlerimi bir saniye olsun taştan çekemiyordum. Elmada yeşili biberde kırmızıyı severdim ama bu taşta hiçbirini sevememiştim.

"Adımı sevmiyorum. Bu dünyada olmayan ailemin koyduğu eski adımı kullanmak yerine kendime yeni bir ad seçtim ve bu da Rev." Taş yeşil yandı.

"Ah, kaybınız için üzgünüm." Sadece kafamı salladım çünkü ağzımı açarsam yalan söyleyecektim. Ailemin öldüğünü düşünmüştü oysaki ölen bendim.

"Bize en başından anlatır mısınız? Neler olduğunu bilmek istiyoruz." Ne diyecektim? Öldüm ve bir çocuk tacirinin bedeninde gözlerimi açtım mı?

"Bu... Gerçekten ben olayların içinde olmak istemedim. Antonio ve Ricardo adında adamlar vardı..." Durdum. Cümlelerimi nasıl toparlayacağımı bilmiyordum. Üstelik gözlerimi bir an olsun yeşil taştan da çekemiyordum. Her an yalan söyleyebilirdim.

Olayları nasıl anlatacaktım ki? Tüm suçu Ricardo'ya mı atsaydım? Zaten tüm suç onda değil miydi? Onun adı Rico, dedi kafamın içindeki Vini'nin sesi. Ah doğru ya, bir türlü adını doğru ezberleyemediğim Rico... Kendi ismimi sürekli unutmak istediğimden midir bilinmez isim hafızam hiç iyi değildi. Rico'nun adı da umrunda değildi zaten. Antonio ya da Ricardo, ne önemi var ki? Kaldığım yerden devam edip doğaçlama gitmeliydim.

"Ricardo adında bir adam vardı ve-" Kırmızı yandı.

"Yalan söylemeyi bırakın." Bıkkın bir sesle uyardı.

"Ya- yalan söylemedim! Rico adında bir hırsız vardı. Vi- Vincent' ı satmaya çalışıyorlardı." Bu sefer yeşil yandı. Bu taş benimle dalga geçiyor olabilir miydi? Doğru söylemiştim üstelik! İlle de kovulduğum köylerin onuncusu olmaya gerek yoktu! Sonuncusu olsa iyi olurdu ama.

"Bu taş gerçekten bozuk." Hâlâ yeşil yanmaya devam eden taşa baktım. Gerçekten yalan söylemediğim hâlde neden kırmızı yanmıştı ki?

"Değil, leydim. Devam edin lütfen." Devam etmemi söylese de kafama yatmayan bir şeyler vardı. Kendi ismim konusu dışında hiç yalan söylememiştim ama az önce tekrar kırmızı yanmıştı. Üstelik tekrar aynı şeyleri söylediğimde de yeşil yanmıştı.

Ne demiştim ki? Sadece Ricardo'dan bahsetmiştim ve birinde kırmızı yanmıştı. İki cümlenin arasındaki fark neydi ki? İkisinde de doğruyu söylüyordum. Ricardo... Dur bir saniye. Ricardo'nun adı Rico'ydu. Onun adı Rico! Tabii ya!

Söylediğim cümleleri tekrar kafamdan geçirdiğimde sırıtmamak için yanaklarımı ısırdım. İlk defa Ricardo'dan bahsettiğimde üzerine hiç düşünmemiştim ve öylece konuşmuştum. Yeşil yanmıştı. Konuştuktan sonra Ricardo'nun adının Rico olduğunu hatırlamıştım. Bu güne kadar sürekli karıştırdığım için Ricardo demeye alışmıştım ve yakın bir zamana kadar da öyle olduğunu düşünüyordum zaten. Cümleme tekrar Ricardo olarak devam ettiğimde kırmızı yanmıştı. Daha sonra farkında bile olmadan tekrar Rico demiştim ve bu sefer yeşil yanmıştı.

Hayalet kız, cep problem ve var olmayan babasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin