Bölüm 14

3.4K 162 28
                                    

"Uyumak üzere miydin canım?"

Ceren kapı aralığından kafasını uzattığında Ceylan yorganı açmakla meşguldü. Ceren'in sesini duyduğunda yorganı yarı açık bırakıp yatağın kenarına oturdu ve ablasını yanına çağırdı.

"Yatağa uzanıp uykumun gelmesini bekleyecektim."

Ceren yatağa bağdaş kurarak oturdu. Ceylan'ın tavırlarından sanki bir şeylerin yolunda olmadığını sezse de bunu direkt sormak yerine ağzını aramayı tercih etti.

"Ee, nasıl gidiyor, neler yapıyorsun bensiz anlat bakalım. Kaan'ın yanında pek konuşamadık."

Ceylan gülümseyerek ablasına döndü.

"Telefonda konuştuğumuz şeyler genelde. Özellikle anlatacağım bir şey yok sanırım."

"Annem, babam nasıl? Çok özledim onları, keşke seninle gelselerdi."

Ceren'in yüzünden kederli bir gülümseme geçtiğinde Ceylan ablasının eline sevgiyle dokundu.

"En kısa zamanda gelecekler biliyorsun. "

Ceren kıkırdadı.

"Biliyor musun bazen odamı özlüyorum tek yaşamayı da."

Ceylan saatler sonra ilk kez içten bir kahkaha patlattı. Akşam o kadar zor geçmişti ki gülmek iyi gelmişti biraz da olsa.

"Sen delisin, biliyorsun değil mi?"

"Eh sanırım bu genlerimizde var. Anneannem napıyor? Seni de yuvadan uçurmaya pek niyetli diye duydum."

Ceylan kafasını yukarı kaldırıp gözlerini devirdi. Anneannesi Ceylan'ı ne zaman görse evlilik konusunda sıkıştırıp duruyordu. Ceylan bu durumdan ve anneannesinin ufacık bir çöpçatanlık girişiminde bulunmaya meyilli olduğu ortamlardan öyle çok sıkılmıştı ki çareyi en sonunda anneannesinin olabileceği her yerden kaçmakta bulmuştu. Tabii birkaç gün öncesine kadardı tüm bunlar. Anneannesinin artık bu konuda kendisini sıkıştırmayacağını umarak biraz da olsa rahatladı. Yine de şimdilik kimseye bahsetmeyecekti bu olanlardan.

"Aman hiç sorma. Tutturdu bir en yakın arkadaşımın doktor torunu diye aklınca beni kandırıp adamla tanıştırmak istiyor."

Ceren uzun bir iç çekti. "Hiç bilmez miyim. Zamanında şu uzaktan bir akrabasının avukat oğluyla evleneyim diye az ayırmaya çalışmadı bizi Kaan'la, ama her zaman aşk kazanır. Bizimki de öyle oldu nihayet."

"Aşk kazandı... Her şeye, herkese rağmen birbiriniz için mücadele edip yan yana olmanız çok özel bir şey. Herkese nasip olmuyor."

Ceylan birkaç saniyeliğine Ceren'le göz göze gelince içinde bir şeyler acıdığını hissetti. Keşke aynı şey kendi hayatı içinde geçerli olsaydı. Ceylan'ın hayatında hep yokuşlar vardı. Hep en dik yokuşlar. Belki de hep tek mücadele etmesi gereken yokuşlar. Sonu düzlük olacak mı olmayacak mı belli olmayan yokuşlar. Sonunda yalnızlık mı olacak yoksa hayalini kurduğu o aşka, o adama kavuşacak mı belli olmayan yokuşlar.. Hâlini düşününce gün boyunca ağlamak için yeterince dolmuş gözlerinde Ceren'in parmaklarını hissettiğinde gözlerini kapattı.

"Ceylan ben.. Ben çok özür dilerim." Elleri Ceylan'ın saçlarına uzandı. Ceren kendini öylesine mahçup hissediyordu ki bu yüz ifadesine de yansımıştı ama Ceylan'ın gözleri kapalı olduğu için ablasının yüzündeki mahcubiyeti göremedi haliyle.

"Hayatına burnumu asla sokmamalıydım, mutluluğuna engel olmamalıydım ki bu sonunda sana acı verecek bir mutluluk olsa bile. Her şeyi yaşayarak tecrübe etmeliydin. Benim zoraki vazgeçirmelerimle değil."

AŞK YÜZÜNDEN +18 (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin