Bölüm 11

2.9K 118 24
                                    

Büyük bir gürültü koparmamaya özen göstererek kapıyı yavaşça açtı ve loş ışıklı odada tanıdık, göğsünü genişleten o koku burnuna dolarak ciğerlerine işledi. Açtığı gibi kapıyı sessizce kapatarak yavaş adımlarla odanın ortasına geldi ve ceketini bir kenara bıraktı. Yatağının üzerinde yatan kadını incelerken bir yandan gömleğinin düğmelerini açıyordu. Kadın yatakta boylu boyunca uzanırken  beyaz, saten geceliğinin açıkta bıraktığı teninde dudaklarını gezdirmek için birden sonsuz bir arzu duydu. Yatağa yaklaşarak genç kadının üzerine eğildi ve yastığa usulca dökülen saçlarının kokusunu doya doya içine çekti. Ağırlığını vermeden kadının üzerine uzandı ve burnunu burnuna sürttü. Altındaki kadın yatakta kımıldayarak rahat bir konuma geçti ve gözlerini hafifçe araladı.

"Giray.. Ne zaman geldin?"

Genç kadının yüzüne kondurduğu öpücükler arasında cevapladı.

"Biraz önce geldim sevgilim."

Elleriyle Giray'ın kalın boynunu kavrayarak gözlerini tekrar kapatıp öpüşlerinin tadını çıkarmaya koyuldu.

"Geç kaldın."

Giray'ın dudakları kadının boynundan aşağı inerken geceliğinin askılarını omuzlarından indirdi. Islak öpücükleri gerdanından memelerine indiğinde genç kadının dudaklarından çığlık benzeri bir inleme döküldü ve bacaklarını Giray'ın geniş kalçalarına dolayıp saten geceliğin üzerinden bacaklarının arasına baskı yapmasını sağladı. Kadının bu hareketiyle erekte olmuş erkekliğine kan hücum ederken kafasını geri atarak altındaki kadının ismini haykırdı.

"Ceylan..."

Ter içinde gözlerini açıp birkaç saniye etrafını yokladı. Lanet olsun! Hepsi sadece bir rüyadan mı ibaretti? Gerçek olmadığı gibi bir de tam yerinde uyanmıştı. Sevinse mi üzülse mi bilemiyordu. Yatakta doğrulup ellerini sıkıntıyla saçlarının arasından geçirdikten sonra saate baktı.

05.34'ü gösterdiğini gördüğünde tekrar yatağa sırt üstü uzandı. Yeniden uyumaya çalışsa da gördüğü rüya bir türlü gözlerinin önünden gitmiyordu. Gözlerini kapattığında hemen orda tekrar belirivermişti. Nefesi, kokusu, dokunuşu öylesine gerçekti ki birkaç saniyelik rüya Giray'ı çoktan etkisi altına almıştı. Ceylan'ı uzun süredir görmüyordu. Göreceğini bildiği yerlerden de bilhassa kaçıyordu. Bulunduğu ortamda -daha çok Kaan, Ceren ve diğerleriyle birlikteyken- konu Ceylan'a geldiğinde ya duymazdan geliyor ya da ilgilenmiyormuş gibi yapıyordu. Hislerini kontrol etmek Giray için her zaman en zoru olmuştu, hal böyle olduğunda en azından başarılı olmuş olmayı umuyordu. Ama ne çare! Ne kadar ilgilenmiyormuş gibi, hiç olmamış gibi davransa da bu sefer de rüyalarında peşini bırakmıyordu. Ne yapacaktı böyle? Savaşmaya devam mı edecekti yoksa pes edip kabullenemediği zaafı olmuş bir kadına mı yenilecekti? Bilmiyordu, tek bildiği kendi kendine oynadığı bu oyundan yorulmuştu. Sesli ve uzun bir of çekip yataktan kalktı. Zaten dağılmış olan uykusunu düşünceleri iyice kaçırmıştı. Uyumaya çalışmak boş bir çabaydı bu saatten sonra. Biraz duşa ihtiyacı vardı.

Bir süre oyalandıktan sonra duştan çıktı. Gardırobundan seçtiği lacivert takımı da üzerine geçirdikten sonra bir türlü becerememesine rağmen bugün katılacağı önemli bir toplantı da daha şık görünmek adına kravatını bağlamak için ayna karşısına geçti. Ama her zaman olduğu gibi yine uzun uğraşlar sonunda başarısız olmuştu. Boynundaki kravatı sinirle çıkarıp yatağın üzerine attı. Ardından mutfağa inip kendine klasik bir sandviç hazırladı ve ayaküstü atıştırdıktan sonra evden ayrıldı.

Şirkete girdiğinde kelimenin tam anlamıyla 'ruhsuz' bir görüntüsü vardı. Öyle ki Giray'ın her gün güleryüzüyle karşılaşan çalışanları için bunu fark etmemek imkansızdı. Etrafındaki şaşkın ve meraklı bakışları görmezden gelerek odasına girdi. Sessizce koltuğuna gömüldü, bir süre gözleri belirli bir noktaya daldı. Böyle sabahları çok iyi bilirdi. Alkolü aşırı kaçırdığı gecenin sabahı işe geliyorsa genellikle böyle geçerdi. Ama bu sefer başka bir şey vardı. Baş ağrısı değildi, halsizlik, yorgunluk hiç değildi. Sanki göğüs kafesinin tam ortasında koca bir boşluk vardı ve oradan ruhuna yayılıp Giray'a işkence ediyordu. Aslında sebebini çok iyi biliyor ama kendine itiraf edemiyordu. Belki de konduramıyordu. Gururu öylesine ağır basıyordu ki gördüğü rüyayı bile hafızasından silebilmek için yokmuş gibi davranıyordu.

AŞK YÜZÜNDEN +18 (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin