Bölüm 2

5.9K 175 16
                                    


Bahçedeki geniş koltukta oturmuş yıldızları seyrediyordu. Ablası Ceren'in düğüne iki haftadan daha kısa bir zaman kalmıştı. Ceren ve müstakbel eniştesi Kaan altı yıldır beraberlerdi, evlilik için acele etmemişlerdi, aile baskısı olmasa belki hiç evlenmeyedebilirlerdi çünkü evlilik onlara göre bir imzadan fazlası değildi.

Ceren elinde kağıtlarla birlikte kardeşinin yanındaki sandalyeye oturdu.

Ceylan ablasının bu telaşlı haline gülümsemeden edemedi.

"Yine çok meşgulsun."

"Sorma, hâlâ şu davetli listesini hazırlayamadım. Keşke sınırlı sayıda insan davet etmek zorunda kalmasaydık, diğerlerine ayıp olacak."

"Bizim elimizde değil ki, organizasyonu böyle ayarlamışlar ne yapalım. Gelemeyenler de anlayışla karşılayacaktır bu durumu eminim."

"Öyle ama alınanlar da olacaktır."

"Sen en iyi şekilde telafi edersin inanıyorum."

Ceren kağıtta yazan isimleri gözden geçiriyordu.

"Ay! Damla'nın ismini unutmuşum. Kaan'ın annesi kesin yaz, davet edeceğim gelecektir diyordu. Mecburen yazacağım."

"Damla kim?" İlgisizce sordu.

"Kaan'ın kuzeninin eski sevgilisi. Şımarık bir kız hiç de sevmem, yapıştı adamın yakasına. Tabii ailesinin de içine girdi ne yapıp edip evlenecek."

Ceylan bu tarz dedikodulardan hoşlanmasa sa sohbeti sürdürmeye devam etmek için birkaç soru sordu.

"Kuzeni galiba evlenmeyi istemeyen taraf."

"İstemiyor da annesi ısrar ediyor, yani Kaan'ın teyzesi. Giray da evlilik baskısı yüzünden bir ara o da senin gibi İngiltere'ye kaçmıştı."

Ceylan ablasının imasını anlasa da üzerinde durmadı.

"Aileler ısrar etmese siz de evlenmeyecektiniz."

"En azından biz kaçmadık."

"Çünkü birbirinizi seviyorsunuz, bir taraf sevmiyorsa ne yaparsan yap olmuyor."

Kardeşinin neden bahsettiğini anlamıştı Ceren. Biliyordu Murat'a olan hislerini. Ama elinden hiçbir şey gelmiyordu. Daha önce Kaan'la beraber ikisini bir araya getirmeye çalışmışlar ama başaramamışlardı. Kendi hallerine bırakınca da Ceylan Türkiye'den gitmişti.

"Sen de bir gün hak ettiğin sevgiyi sana yaşatacak adamla karşılacaksın biliyorsun değil mi?"

Buruk bir şekilde gülümsemişti Ceylan, nedense buna inanası gelmiyordu.

"Zaman gösterecek."

"Öyle olacak, sen de göreceksin, artık ablam demişti dersin arkamdan. Ama sakın benden saklamaya çalışma Ceylan, küserim ona göre."

Yalandan kızar gibi takıldı kardeşine.

"Herkesten önce sana söyleyeceğim söz."

Ceylan ise yıllar sonra Murat'la karşılaşmanın nasıl bir şey olacağını düşünüyordu. Bir şey olacak mıydı ya da hâlen olmasını istiyor muydu sanmıyordu. Uzun zamandır birini sevince aklından öyle bir anda çıkması kolay olmuyordu, Ceylan'ı zorlayan tek şey buydu. Belki de Murat'ın hayatında biri vardı kim bilebilir?

İçinde bir şeylerin cız ettiğini hissetti, ama bu his Murat için değildi. Yatağından kaçarcasına kalktığı, ismini hiç bilmediği ve belki de hiç bilemeyeceği Bay ukala içindi. Keşke buraya dönmek zorunda olmasaydım da o sabaha daha farklı bir şekilde uyanabilseydik diye düşündü.

AŞK YÜZÜNDEN +18 (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin