Bölüm 10

3.8K 133 21
                                    


Elini çenesinin altına koymuş az önce birbirlerine heyecan ve mutlulukla "evet" diyen çiftin ilk dansını izliyordu. Ablası gelinliğinin içinde bir peri kızı gibi göz kamaştırıyordu âdeta. Gözlerindeki ışıltı uzaktan bile belli oluyordu. Birbirlerine ne de yakışmışlardı.
Gerçek aşk bu olmalıydı. Ceylan bu mutluluk tablosuna bakarak iç çekti. Önünde duran içkiden bir yudum aldı. Aklına bazı görüntüler geliyor, onları yoksaymaya çalışıyordu. Bu özel geceyi tatsız görüntüler ve sesleri hatırlayarak mahvetmemeliydi. Kendine bir söz vermişti. Ah bu sözü tutmak, içinde fırtınalar koparken güçlü görünmeye çalışmak ne zordu.

"Kukumav kuşu gibi düşüneceğine etrafındaki fırsatlara bir göz atsan şu an sen de dans ediyor olabilirdin!"

Yanında oturan anneannesinin iğneli sözlerine güldü.

"Aman anneanne, güldürme beni."

"Gülersin tabii, yaşıtlarından düğüne hiç tek gelen var mı bak bakalım? Sen de anca bunak anneannenle takıl, kime çektin bilmiyorum ki!" 

Melahat hanım torunlarının saadetini görmeyi anne ve babalarından daha çok istiyordu. Tabii eş adaylarının yakışıklı ve statü sahibi olmaları da onun için çok önemliydi. Düğündeki beyefendilerin çoğu da saygın bir konuma sahip olmalıydılar ama yine de Ceylan'ın yanına yakışan birini kestirememişti daha gözüne. Siniri bundandı. Anneanneleri küçük torunları serpilip güzeller güzeli bir genç kadın olduklarından beri gördüğü her yakışıklı adamla torunlarını yakınlaştırmaya çalışırdı. Melahat hanım için "gen" çok önemliydi. Kendi "muhteşem genlerini" biricik kızına aktarmış kızı da kendisi gibi iki tane güzel kız çocuğu doğurmuştu. Tabii ki torunlarının bebekleri de böyle olmalıydı.

Gerçi Kaan'ı genlerinin çoğunu babasından aldığı için pek beğenmemişti ama Lale hanım ve Kerem'i göz önünde bulundurunca durum o kadar da vahim değildi. Şansa kalmıştı. Ama kesinlikle Ceylan'ın koca adayını bizzat kendisi seçecekti, şansa bırakamazdı. Karşı masada oturanlar dikkatini çekti.

"Şu Kaan'ın ailesinin olduğu masadaki genç adamla yanındaki sarışın kadın kim? Daha önce hiç görmemiştim ikisini."

Anneannesinin işaret ettiği tarafa döndü. Giray ve Damla'dan bahsediyordu.  "Kaan'ın kuzeni. Yanındaki de sevgilisi."  dedi istemeye istemeye.

"Tüh! Kaçırdık güzelim adamı desene."

"Daha neler anneanne hiç tipim değil bir kere!" Söylediği yalan kendisine bile inandırıcı gelmiyordu, içinden anneannesinin yalanını anlamamasını diledi.

Melahat hanım sinirle torununa döndü. "Ceylan! Sen bir göz doktoruna görünsen iyi olacak! Görme kaybı olan biri bile bu adamın "erkek güzeli" olduğuna yemin edebilir!"

Kendine ne kadar engel olmaya çalışsa da gözlerini istemeden Giray'a çevirdi. Anneannesi hayran kalmakta haklıydı, yana taranmış saçlarına rağmen nefes kesici görünüyordu. Birkaç saniyeliğine göz göze geldiler. Gözlerini ilk kaçıran Ceylan oldu. Onun o büyüleyici havasına yeniden kapılmak anlamsızdı. Acı sözlerle bir kere kalbini yaralamayı başarmıştı, kırılmış kalbini iyileştirebilecek hiçbir şey artık Giray'da yoktu.

Yanlarına gelen Kerem'le kafasındaki düşünce bulutları dağıldı.

"Melahat hanım bu dansı bana lütfederler mi acaba?"

"Ah ne kadar kibar bir beyefendisin Keremciğim, teşekkür ederim fakat hiç dans edecek havamda değilim. Bence Ceylan'ı kaldırmalısın zaten o da biri gelse de beni dansa kaldırsa diyordu, değil mi Ceylan?"  Anlaşılan anneannesi bu sefer de gözüne Kerem'i kestirmişti ama bu girişimi başarısızlıkla sonuçlanacaktı çünkü ikisi de birbirini sadece arkadaş olarak görüyordu.

AŞK YÜZÜNDEN +18 (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin