3.9

70 5 0
                                    

Hoş geldinizzz🐝🐝

Hazırlanın başlıyoruz🙃🙃

🐦🐦

Saat öğlene yaklaşırken ben de elime telefonu almış Tuğrul'umla mesajlaşıyordum.

Mal değneem: O bücürler cidden senin kuzenin mi?

Ahenk: Maalesef.

Mal değneem: Bi de sana Ahenk diyorlar. Allah'ım çıldıracaktım lan.

Ahenk: Onlar sana inat öyle yaptılar galiba. Yoksa her zaman abla derlerdi bana.

Mal değneem: Bana inat mı? Sebep?

Ahenk: Bilmem. Belki ilk defa bu kadar yakışıklı bi hemcinsleriyle karşılaşmışlardır.

Mal değneem: Bu bi iltifat mıydı güzelim?

Ahenk: Bilmem. Sormak lazım.

Mal değneem: Kime? Ve neyi soruyoruz?

Ahenk: Mal değneem?

Mal değneem: Efendim sevdiğim?

Ahenk: Üniversite bittikten sonra evleniriz di mi?

Mal değneem: Tabii ki kızım. Seni kaçırır mıyım. Üniversite bittiği gün seni alacağım yavrum ben.

Ahenk: Tabii yani gül gibi kızım. Beni elinden kaçırsan sana mal derler.

Mal değneem: Demezler. Daha doğrusu ben deme fırsatı vermeyeceğim çünkü seni asla ama asla kaybetmeyeceğim güzelim.

Ahenk: Öyle olsun bakalım.

Ahenk: Ee napıyosun?

Mal değneem: Seninle yazışıyorum. Sen?

Ahenk: Ben de bi mal değneeyle yazışıyorum. Çok mal kendisi de.

Mal değneem: Sadece senindir o mal güzelim.

Ahenk: Sadece benim zaten o mal.

Mal değneem: O hâlde senin malın gelip seni alsın mı?

Ahenk: Niye?

Mal değneem: Hiiçç. Öylesine.

Ahenk: Sen öylesine bi şey yapmazsın ki yalancı.

Mal değneem: Tamam şey… Aslında düşündüm de belki bi kere daha öperim seni.

Ahenk: Üff. Sapık.

Mal değneem: Sapık değilim yav. Sadece fazla güzel olan o dudaklardan bi kerecik daha öpmek istiyorum ne var bunda?

Ahenk: Neyse. Konuyu uzatmıycam. Sen iyice azıtıyorsun.

Ahenk: Gel al bi saatten.

Mal değneem: Tamam güzel du-

Mal değneem: Yani şey... güzelim.

"Aç gözlerini!"

Tuğrul'un nefesini boynumda hissettiğimde gözlerimi açtım. Açar açmaz da önümdeki muhteşem görüntüyle karşılaştım. Tuğrul önüme geçip ellerimi tuttu.

"Beğendin mi güzelim?"

Gözlerim dolmaya başlarken kafamı salladım.

"Heyy bugün senin en güzel günün. Ağlamak yok tamam mı?"

Gülümseyip ellerimi Tuğrul'un boynuna doladım. Onun da kolları belime dolandığında daha sıkı sarılıp kokusunu içime çektim. Parfümü beni sarhoş edecek derecede güzel kokuyordu. Son bir kez derin bir nefes alıp geri çekildim.

Göz göze geldiğimizde gülümsedi ve bakışlarını dudaklarıma kaydırdı. Sanırım söylediği şeyi yapacaktı. Bir kez daha öpecekti beni. Bu sefer onun yaklaşmasını beklemeden ben ona yaklaştım ve dudaklarımı onunkilere bastırdım.

Gözleri heyecanla parlarken kollarını sıkılaştırdı ve beni kendine çekti. Ellerim ensesine tırmanıp saçlarının arasına daldı.

Geri çekildiğimizde Tuğrul bana baktı.

"Uff. Bi an ölüyorum sandım." Tuğrul'un dediği şeyle kaşlarım çatıldı.

"Niye öyle dedin? Çok mu kötüydüm?" Dediğimde sesim alınmış gibi çıkıyordu.

"Aksine beni öldürecek kadar nefes kesiciydin." Dediğinde gülümsedim.

El ele tutuşup benim için hazırladığı yere doğru ilerledik. Parktaydık...bizim parkımızda. Tuğrul kamelyalardan birini süslemiş ve önüne de kocaman İYİ Kİ DOĞDUN SEVDİĞİM yazdırmıştı. Bu görüntüye ağlanmaz da neye ağlanır söyler misiniz bana?

Kamelyaya yaklaşıp oturduk. Ortada yuvarlak bir masa vardı ve üzeri benim en sevdiğim abur cuburlarla doluydu. Tabii bir de kocaman çikolatalı bir pasta vardı. Diyemeyeceğim çünkü kocaman değildi. Kocaman pastayı kim yiyebilir Allah aşkına. Ben bile yiyemem yani.

Elimi uzatıp cips paketini elime aldım.  Birkaç tane alıp ağzıma attım ve ımm. Allah'ım. Bu Tuğrul'u iyi ki çıkardın karşıma Ya Rabbim. Adam en sevdiğim cips markasını bile biliyor yaa. En sevdiğim hangisi mi? Tabii ki de doritos. Off onun o üçgen şekline bile bayılıyordum tadına nasıl bayılmayım.

"Sevgilim, sen var ya-"

"Ben var ya?"

"Varsın işte mal değneem onu diyom."

Onun bana yaptığını ben de ona yapmıştım. Yüzünden şaşkın bir ifade geçtiğinde kıkırdadım sonra da elimdeki cipsi ona uzattım. Ağzını açıp elimdekini mideye indirdiğinde dehşetle ona baktım. Tabii şakacıktan.

"Lan mal değneem nası yedin o kacaman cipsi?"

"Ben seni bile yerim şişko. O cips ne ki?!" Dedikten sonra masanın üzerindeki bıçağı bana uzattı.

"Hadi pastanı kes ve artık şunu yiyelim. Acımdan ölecem. Sabah kahvaltı yapmadım zaten."

Bıçağa uzanıp aldığımda ucunu Tuğrul'a uzattım.

"Kahvaltı yapmadın mı? Mal mısın oğlum yaa?! Ne diye kahvaltı yapmıyorsun ki?"

"Canım istemiyordu şişko napıyım?"

"İstemese de yiyeceksin. Bak bi daha kahvaltı yapmadan evden çıkarsan valla bu bıçakla doğrarım seni. Duydun mu lan?!" Deyip bıçağı biraz daha yaklaştırdım ona.

"T-tamam sevgilim. Zaten sadece bugün yemedim. Yoksa her gün yapıyom ben kahvaltımı valla bak."

"Tamam lan tamam inandım. Yemin etme boş yere."

Bıçağı geri çekip pastayı dilimledim.

"Tuğrul ne kadar ist-"

Tuğrul'a doğru döndüğümde kendini geri çekti. Niye böyle yaptığını anlamaya çalışırken elime baktım. Bıçak hâla elimde duruyordu.

Sırıtarak bıçağı masaya bıraktım.

"Sen de amma korkak çıktın haa sevgilim." Dediğimde hâla sırıtıyordum.

🐦🐦

Helloo👋

Napıyonuz bakimm🙃

Yayımlanma tarihi
07.08.2022
(Pazar)

Şişko|Texting ✓ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin