Nasılsınız?
Umarım çok iyisinizdir.
Hadi hazırlanın.
Başlıyoruz.
🐦🐦
Annemin gözleri babamın üzerindeydi. Yemek yemek için yer sofrasına oturmuştuk. Evet yer sofrasında yiyorduk ve ben bundan utanç duyacak değildim. Zaten bütün yemeklerin tadı öyle çıkıyordu.
"Bir kez olsun istediğim bir şey olmadı bu hayatta. Barii bunu yap be adam!"
Annemin ne istediğini bilmiyordum. Zaten genelde ablama anlatırdı ya da birdenbire ortaya atar hepimizi şaşkına çevirirdi. Aslına bakarsanız söylediği şeyler benim umrumda olmazdı. Sadece babama fazla baskı yapınca dahil olurdum mevzuya. Yoksaa bir gram umrumda olmazdı.
Zaten ev ve eve dair çoğu şey umrumda olmazdı. Mesela ev işleri pek hoşuma gitmezdi. Bunu söylemekten de çekinmiyordum. Ablam zorla temizlik yaptırıyordu o ayrı tabii ama ben yine de nefret ediyordum. Nefret etmemek de elde değildi ki. Yerleri süpürünce ya da tozları alınca ne geçecekti elime. Hiçbir şey. Ama babama yardım etmek öyle miydi hiç. Apartmandaki insanların istediklerini marketten alıp geldiğimde elime tutuşturulan bahşişler birikiyordu kumbaramın içinde. Bu sayede kimseye ihtiyaç duymuyordum.
Hem babama yardım ediyor hem de babamın her hafta bize vermekte zorlandığı harçlığı bu sayede topluyordum. Tabii babamdan da üç beş bir şey alıyordum ama diğerleri gibi babamı sıkmıyordum.
"Ne istiyorsun yine Ceylan? Söylesen bi."
"Yine mi? Yine mi? Sanki diğer istediklerimi yapmışsın gibi konuşma Fethi!"
"Bağırma çocukların yanında!"
"Bağırttırma o zaman!"
Annem önündeki sofrayı öfkeyle itip ayaklandı. Gözleri dolmuştu, bize hiç bakmadan salondan çıktı. Onun ardından ablam da gitti. Ne diyebilirim ki ablam anneciydi. Destek mi veriyor yoksa teselli mi ediyor bilmiyordum. Babama baktım.
"Baba annem ne istiyor?"
"Ahh bi bilsem!"
Önündeki bulgur pilavından bir kaşık daha alıp ağzına götürdü. Yutmak için ayranı içti. Ardından öksürdü.
"İnsanda iştah mı bıraktılar bee."
Ağzını sofra bezine silip ayağa kalktı. Kanepeye oturup eline televizyon kumandasını aldı. Ben de hızlıca tabağımdakini bitirip sofrayı topladım.
Eylül ödevlerini yapmak için üçümüzün paylaştığı odaya gitti. Ben de bulaşıkları yıkayıp ellerimi kuruladım. Sonra da mutfaktan balkona çıktım. Başka balkonumuz yoktu. Zaten zemin kattaydık anasını satıyım yaa. Manzara falan yoktu yani. Sadece oturuyordun mal gibi yoldan geçen serserileri izliyordun. Tabii onlara görünmeden. Görseler laf atarlardı. Sanki laf atılacak biriymişim gibi. Karanlığın içinde öylece durup gökyüzüne bakıyordum. Oradaki yıldızlar parlıyordu benim hayatımdaki şans yıldızımın aksine.
Pantolonumun cebi titrediğinde elimi cebime attım. Telefonumu ortalığa koymazdım ben. Her zaman cebimde gezdirir gerekli olmadıkça kimsenin eline vermezdim. Bu kıskançlıktan yaptığım bir şey değildi. Gerekli olan buydu.
0531…: Naber?
Ahenk: İyidir. Sen?
0531…: Ben de iyi. Ama sen iyi olduğuna emin misin?
Ahenk: Evet niye ki?
0531…: Bana ilk defa mal değnee demedin de.
Ahenk: Alıştın herhalde ismine?
0531…: Ee tabii.
Ahenk: Aslına bakarsan iyi değilim.
0531…: Neden, noldu?
0531…: Yoksa akşam yemeğinde üç porsiyon mantı yiyemedin mi?
Ahenk: Off saçmalama yaa. Mantı yiyemedim diye iyi olmayacak değilim diycem ama LAN OĞLUM MANTISIZ HAYAT MI OLUR LAN?!
0531…: Bilmem olur galiba. Çünkü bizim evde o kadar fazla pişmez.
Ahenk: Sen ciddisin?😱😱
0531…: Ciddiyim. Ama konu bu değil.
0531…: Neden üzgün olduğunu anlatacak mısın?
Ahenk: Annem ve babam kavga etti yine.
0531…: Çok mu kavga ederler?
Ahenk: Ben kendimi bildim bileli bu evde kavga gürültü bitmiyor.
0531…: İyi anlaşamıyorlarsa ayrılsalar ya.
Ahenk: Sorun da bu ya işte. Kavga ediyorlar sonra barışıyorlar, sonra yine kavga derken başa dönüyor her şey.
0531…: Garip bir ailen varmış. Senin gibi.
Ahenk: Övdün mü gömdün mü bilmiyorum ama umrumda değil.
0531…: Sen cidden iyi değilsin.
Ahenk: Aferin Sherlock. Çözdün olayı.
0531…: Üzülmene dayanamıyorum lan.
Ahenk: Ben de dayanmaya çalışıyorum. Ama sanırım yoruldum.
0531…: Sana bi teklifim var.
Ahenk: Söyle.
0531…: Her sabah yürüyüşe çıkacaksın ve bir saat yürüyeceksin.
Ahenk: Eee?
0531…: Eesi zayıflayacaksın.
Ahenk: Benim yürüyüşe ayıracak vaktim yok lan.
0531…: Hadi ama diğer teklifimi de kabul etmemiştin. Hem de karşına çıkacağımı söylememe rağmen.
Ahenk: Lan gerizekalı. Bana teklif ettiğin şey Ronaldo'nun benimle futbol oynaması kadar imkansız.
0531…: Sanki futbol oynamayı biliyon da.🙄
Ahenk: Salak yaa. Cidden ona mı takıldın şu an?😒
0531…: Evet.
Ahenk: Boşuna mal değnee demiyom oğlum ben sana. Düpedüz mal değneesin.
Ahenk: Neyse fazla abartmıycam. Teklifinde başka anlatacak şeylerin var mı? Zayıflamak şu an uğraşacağım bi konu değil.
0531…: Her sabah sen yürürken seni arayacağım ve yürüyüşün bitene kadar konuşacağız.
Ahenk: Yani?
0531…: Yanisi sesimi duymuş olacaksın.
Ahenk: Bana ne oğlum senin sesinden.
0531…: Allah Allah.
0531...: Neyse yarın altı buçukta arıyorum. Sakın uyuyup kalma.
Ahenk: Salaksın lan. Valla. O saatte insanların bir yerlerinde pireler uçuşuyo.
0531…: Napıyım yani?
Ahenk: Zıbar yat. Manyak mısın sen?Sırf benim için o saatte kalkacaksın.
0531…: Senin için değil zaten şişko.
Ahenk: Nası yani?
0531…: Ben her sabah altıda kalkar bir saat koşarım.
Ahenk: Şaka?
0531…: Değil.
🐦🐦
Manyak laa bu bebe. Her sabah kalkıp spor mu yapılır aga🙄😒
Neysem. Kıskanmayalım yapan yapıyo ne diyelim.
Alın size bi Ahenk gülüşü bırakıyım.😅
EheheheheYayımlanma tarihi
07.07.2022
(Prş)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şişko|Texting ✓ (TAMAMLANDI)
Novela JuvenilAhenk: Sus lan. Bi kere de ben haklı çıkıyım. Ahenk: Susup otursan ölmezsin herhalde. 0531...: Yoo belki ölürüm. Ahenk: İyi ben de cenazene gelirim. Ahenk: Helvandan yer sana dua etmeden giderim. 0531...: Pisboğaz. Hâla boğazını düşünüyorsun ya pes...