Hoş geldiniz❤️Keyifli okumalar dilerim💞
🐦🐦
Sevdim seni bir kere, başkasını sevemem
Deli diyorlar bana, desinler değişemem
Desinler değişemem
Desinler değişememSevdim seni bir kere, başkasını sevemem
Deli diyorlar bana, desinler değişemem
Desinler değişemem
Desinler değişememDaha yolun başındasın değişirsin diyorlar
Oysa sana çıkıyor bildiğim bütün yollarSevgi anlaşmak değildir nedensiz de sevilir
Bazen küçük bir an için ömür bile verilir
Sevgi anlaşmak değildir nedensiz de sevilir
Bazen küçük bir an için ömür bile verilirTeneffüste açtığım şarkıyla bütün sınıf depresyon moduna girmişti. Bugün kendimi iyi hissetmiyordum. Halay çekesim bile yoktu. O derece bitik durumdaydım.
Sebepsiz yere girebiliyordum depresyona. Bazen küçük bir laf yetiyordu bazense başka bir şey.
Kalbim diğer yerlerim gibi değildi, çabuk kırılıyor, inciniyordu.
"Off Yüsra. Ne bu hâlin kızım yaa. Sen depresyondasın diye biz niye ortak oluyoz ki sana?!"
Bunu söyleyen Ceren'di. Fazla gevezeydi ve de gereksiz.
"Olma kardeşim olma. Sana ol diyen yok. Bak kapı orda, gördüğüm kadarıyla tutan da yok."
Oflayıp sırasına oturdu. Bana laf söyleyenin laflarını bir bir yedirirdim, böyle de düşünceliyimdir işte. Yazık aç kalmasın garipler.
Dersler ardı ardına geçiyor zaman su gibi akıyordu. Öğle arası olduğunda kendimi bahçeye attım. Banka doğru ilerledim ve oturdum. Canım bi şey yemek istemiyordu. Bu yüzden yememeyi tercih ettim.
"Sen niye keyifsizsin yaa?!"
Yanımdan gelen sesle başımı o tarafa çevirdim. Alışmıştım artık bu sese de bu sesin sahibine de.
"Bilmiyorum sebepsiz yere mutsuzum." Dedim.
"O halde sana mutlu olman için bir sebep veriyim" dedi.
"Boşuna uğraşma bence. Bugün beni mutlu edecek pek bi şe-"
Cümlemi tamamlamaya kalmadan cebinden çikolatalı gofret çıkarıp bana uzattı. Çikolatayı görünce gözlerim parladı.
Eline uzanıp aldım ve paketini açtım.
"Teşekkür ederim. Sanırım beni mutlu edebilecek tek şey çikolata."
Dedim ve tam ağzıma götürüp ısıracakken aklıma gelen şeyle durdum.
"Şey…ister misin?" Deyip ona uzattım. Gülümsedi. Bana doğru yaklaşıp hafifçe eğildi. Ve uzattığım çikolatayı koparmak yerine ısırdı. Geri çekildiğinde dudağının sağ tarafına çikolata bulaşmıştı.
"Çikolata bulaşmış" dedim ve elimle göstermeye çalıştım. Yüzüne dokunup eliyle silmeye çalıştı. Göremediği için ve ben de tam yerini doğru düzgün anlatamadığım için bulamadı.
"Dur dur sen silemeyeceksin belli!"
Daha fazla dayanamayıp elimi uzattım. Baş parmağımla dudağının kenarını sildim. Gözlerimi dudaklarından çekip ona baktığımda beni izlediğini gördüm. Kahverengileri çok güzeldi.
Elimi çekip gözlerimi kaçırdım. Ve çikolatadan bir ısırık aldım. Onun ısırdığı yeri yemiştim ama hiç tiksinmemiştim. Niye tiksinecektim ki. Sonuçta en sevdiğim şeydi çikolata.
Ona doğru döndüğümde bakışları hâla üzerimdeydi.
"Noldu?" dediğimde elini uzattı. Parmak uçları çeneme değdiğinde elektrik çarpmış gibi oldum.
"Çikolata bulaşmış" dediğinde sırıttım. Gözleri elimdeki çikolataya kaydığında ona doğru uzattım yeniden.
"Normalde kimseyle paylaşmam ama istersen bi ısırık daha alabilirsin." dediğimde sırıtarak yaklaştı. Isırmak yerine ağzıyla kalan çikolatayı aldı ve geri çekildi.
"Yaa. Napıyosun?!" deyip dudaklarının arasındaki çikolataya uzandım ve o hepsini ağzına atmadan önce bi parça alıp kendi ağzıma attım ve sırıttım.
Ayağa kalkıp çikolatanın ambalajını çöpe attıktan sonra geri gelip yerime oturdum. Tuğrul ağzının kenarına hep çikolata bulaştırmıştı. Çocuk gibi görünüyordu.
"Her yerin çikolata olmuş" dediğimde
"Asıl sen kendine bak" dedi.
Çok mu berbat yiyorduk biz anlamadım ki.
"Kalk hadi yıkayalım çeşmede" deyip ayaklandım. O da peşimden geldiğinde bahçenin köşesindeki çeşmeye gidip yüzümüzü temizledik ve elimizi güzelce yıkadık. Geri dönüp okula doğru giderken bir anda üzerime gelen suyla neye uğradığımı şaşırdım. Çığlık atıp arkamı döndüm. Tuğrul bana bakıp sırıtıyordu.
"Sen bittin oğlum!" diye bağırdım. Ona doğru koştuğumda kaçmaya başladı. Hava soğuk olduğu için dışarıda yok denecek kadar az insan vardı. Kovalamacamız devam ederken bir anda kendimi yerde buldum. Bu kaldırım taşını buraya kim koydu yaa?!
"Ahh!" Ayağım acıyordu. Kalkmaya çalıştığımda beceremedim ve tekrar yere çöktüm, ağlamaya başladığımda Tuğrul yanıma geldi.
"Noldu niye ağlıyosun?"
"Düştüm" dedim hıçkırıklarımın arasında.
"Neresi acıyo, hadi göster." deyip elini uzattı ayağıma doğru.
"Uzak dur benden gerizekalı. Hepsi senin yüzünden!" diye bağırdım ve ayağa kalkmaya çalıştım. Bu gerizekalı bana su atmasaydı ben de onu kovalamayacaktım. Sonra da taşa takılıp düşmeyecektim işte.
"Ahh!" Kalkamıyordum. Acıyordu Allah'ın belası ayak.
Ayakta duramayıp tutunacak bir yer aradım. Bulamadığımda ise Tuğrul kolunu uzattı.
"İzin ver yardım edeyim." Başka çarem olmadığı için mecburen ona tutundum. Seke seke yürümeye başladım.
"Sınıfa gidelim." dedim. Hâla surat asıyordum.
"Özür dilerim tamam mı? Öyle olacağını bilsem yapar mıydım hiç?"
Sesinden pişmanlık akıyordu.
"Düşünecektin mal. Daha fazla sinirlendirme beni de bir an önce sınıfa çıkalım."
"Çikolata alsam?" Dediğinde ağzım sulandı. Dayanamıyordum lan çikolataya.
"Düşünmem lazım." dediğimde sırıttı.
"Düşün bakalım." dedi sırıtmaya devam ederken.
Okulun içine girdiğimizde merdivenlere yönelmek yerine kantine doğru ilerlemeye başladı. Canıma minnetti valla. Çikolata alsın ben de yiyim. Ohh mis. Beleş severim ama çikolatayı daha çok. Ehehehe.
"Ee düşündün mü?" diye sorduğunda kantine girdik.
"Fırsat vermedin ki. Baksana kantine getirdin beni. Napıcaksın lan yoksa bütün çikolataları alıp bana mı vereceksin hı?"
"Sen iste yeter güzelim. Bütün kantini sererim önüne." dediğinde ona şaşkın gözlerle baktım. O biraz önce bana güzelim mi demişti? Demişti valla.
🐦🐦
Yayımlanma tarihi
21.07.2022
(Prş)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şişko|Texting ✓ (TAMAMLANDI)
Fiksi RemajaAhenk: Sus lan. Bi kere de ben haklı çıkıyım. Ahenk: Susup otursan ölmezsin herhalde. 0531...: Yoo belki ölürüm. Ahenk: İyi ben de cenazene gelirim. Ahenk: Helvandan yer sana dua etmeden giderim. 0531...: Pisboğaz. Hâla boğazını düşünüyorsun ya pes...