4.3

62 4 0
                                    

Diğer bölümden devam ediyoz😌

Hadi bakiyim güzel güzel okuyun.💞

Ahenk kızz sen de bi kahve yap bize. Tuzsuz olsun lütfen😏

🐦🐦

"Ahenk, hadi kahveleri yap."

Annemin söylediğine kafamı sallayıp ayağa kalktım. Ardımdan ablam da kalktı ve birlikte mutfağa geçtik. Hemen kahveyi hazırlayıp ocağın üzerine koydum ve karıştırmaya başladım. Bu sırada ablam da fincanları koydu. Kahve hazır olduktan sonra fincanlara boşalttım. Oh ne de güzel yapmıştım valla. Hepsi de bol köpüklüydü. Köpük niyetine fincanlara tükürmedim korkmayın. Gözümün önüne Hükümet Kadın filmindeki o sahne geldi. İsteme sahnesi. Ahh Allah'ım şimdi olmaz. Kahveleri götürürken gülme krizine girmek istemiyorum.

"Ee kahveye tuz atmıycak mısın?"

Beril elinde tuzlukla yüzüme bakarken kafamı iki yana salladım. Bu arada Beril'in evde olduğundan hiç bahsetmedim bu yüzden kusura bakma Beril'cim. Heyecandan hep heyecandan. Öpüyom seni kocaman.

"Hayır atmıycam. Ben Tuğrul'uma kıyamam. Hem o tuz atma âdeti bizim bildiğimiz gibi değilmiş. Osmanlı döneminde kız beğenmediği kişinin kahvesine tuz atarmış. Oğlan tuzlu kahveyi içince kızın istemediğini anlar ve ailesini alıp gidermiş. Böylece ne kavga olurmuş ne de başka bi şey."

"O zaman atmayalım. Yazık olmasın enişte beye."

Elindeki tuzluğu geri yerine bırakıp eline tepsiyi aldı ve bana uzattı. Sakince aldım ve sıkıca tuttum.

"Bol şans!" Beril'in heyecan dolu sesi gülümsememe neden olurken mutfaktan çıktım. Salona girerken derin bi nefes aldım.

Kahveleri dağıttıktan sonra Tuğrul'u izlemeye başladım. Temkinli bir şekilde kahvesinden bi yudum aldı. Yüzü buruşmaya hazır vaziyette beklerken bi anda bana döndü. Sanırım tuzlu bekliyordu kahvesini. Ama hayır ben kıyamazdım ki mal değneeme, nasıl tuz atıyım kahvesine.

Ona gülümsediğimde yüzündeki şaşkın ifade yerini rahatlamaya bıraktı ve kahvesini yudumlamaya başladı.

"Vayy Fethi. Senin damat pek seviyor galiba. Baksana nasıl da içiyor tuzlu kahveyi."

Osman amcamın sesini duyduğumda sırıtmama engel olamadım. Tuz atmadığımı kimse bilmiyordu bu yüzden bozmadım amcamı. Tuğrul da kendine övgü yapıldığı için sırıtıyordu anlaşılan o da memnundu bu durumdan.

"Onun sevgisine sı-" Tuğrahan'ın sesini babamın kalın sesi yarıda keserken Buğrahan da Tuğrahan'a çimdik atmakla meşguldü. Anlaşılan onun da hoşuna gitmemişti Tuğrahan'ın bu davranışı. Hem o küfür de neydi öyle. Ne diye böyle konuşuyordu ki.

"Sever benim aslan damadım. Boşuna vermiyoruz ya kızımızı." Dediğinde gülümsedim.

Kahveler içildikten sonra isteme merasimine geçildi. Emin amca söze başladı sonrası zaten çok hızlı gelişti. Babam beni verdiğinde Tuğrahan'ın yüzünün asıldığını gördüm. Bu çocuk niye böyle yapıyordu anlayamıyordum. Sonrasında da yüzükler takıldı ve böylece biz Tuğrul'la sözlenmiş olduk.

Alihan Eniştem sonradan gelmişti ama Allah'tan yüzüğün takılmasına yetişmişti. Ablamla beraber onlar da gittikten sonra salonu temizledik ve odalara dağıldık. Hepimiz çok yorulmuştuk. Kendimi pili bitmiş oyuncak bebek gibi hissediyordum.

Elbisemi üzerimden çıkarıp pijamalarımı giydim. Yatağımın içine girip yorganı kafama kadar çektim. Eylül uyumuştu zaten ama ben yine de yorganın altında kalmayı tercih ettim.

Şişko|Texting ✓ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin