10.BÖLÜM: HEYECAN

53 23 11
                                    

Sadece küçük bir umut aradım.
O umudu gökyüzünde buldum.
Yıldızların arasında sen ve ben.

O yıldızı araştırmaya başladım. O bir şimal yıldızıymış ve şimal yıldızları çok parlak olurlarmış. Daima kuzey kutbunun bulunduğu yönü gösterirlermiş. Aslında şimal yıldızı
küçükayı takım yıldızlarının en parlağıymış. Gerçekten diğer yıldızlar şimal yıldızının yanında çok az ışıkları var. Tıpkı bir arkadaşın sana çok güveniyor ve herşeyi anlatıyor.
seni destekliyor her ne olursa olsun ve sende parlıyorsun bu sayede.

Gece 02:00 olmuş.Ben hala terasdayım.
Bu gece burada uyusam diye söyleniyordum. O arada annem geldi.
Ve benim dediklerimi duydu ve kızdı.

Deniz: Hadi odana duru. Sabaha kadar burada hasta olursun.

Duru: Anne ne hasta olması bu havada?

Deniz: Duru aşağı in..

Annemin kızmasıyla odama geldim ve sessizce odamın balkonuna çıktım.
Salıncağa oturdum ve Elimde bir kitap.
Yanımda telefonum çalan şarkı kolpa nasıl öğrendin unutmayı ve 3391 kilometreyi okuyorum.
İkinci defa ilk günkü heyecanımla ve merakımla okuyorum.
Sabaha kadar kitap okudum.
Saat 05:00 da kitabımı komidinin üzerine bırakıp uyumak için yatağıma yattım ve öyle bir rüya gördüm ki herkes mutsuz, üzgün, herkes kendine zarar veriyor.
Neden yaptıklarını anlayamadım ama rüyam o kadar korkunçtu ki saatlerce kendime gelemedim.
Saat 12:00 da kahvaltı'ya indim.

Yağız: Günaydın abla.

Duru: Günaydın yakışlı.

Deniz: Günaydın kızım.

Duru: Anne babam nerede?

Deniz: İşe gitti kızım. Akşam gelir.

Dıru: Tamam anne. Yardım edeyim mi?

Deniz: yok kızım sen otur ben getiriyorum menemeni.

Duru: Tamam

Hemen çayları doldurdum ve masaya oturdum. 4 yıl önce böyle bir gündü.
Uyanıp kahvaltıya indim ve kahvaltı yaparken babama bir telefon geldi.
Arayan kemal amcaydı. Yani babamın komiser arkadaşı ve o gün kahvaltıyı yaptıktan sonra babam beni havalimanına bıraktı ve Paris'e geldim.
4 yıl boyunca bir kez bile olsun Türkiye'ye gelmedim.
Sürekli okul ve yurtdaydım. Başka hiçbir yere çıkmadım. Sadece bir yere gittik oda defneyle birlikte.
Hayatıma en anlam veren ve karanlık dünyamı aydınlatan iki kişi var.
Onlar olmazsaydı şuan gerçekten ruhen ölü biriydim ama onlar bana mutlu olmayı öğretti. İyiki varsınız defne ve kelebek .
Beraber çok kötü günler geçirdik ve hep birbirimize destek olduk ve destek olmayada devam edicem ben hep.

Kahvaltı masasını topladım. Annem ve bana kahve yapıp oturma odasına doğru ilerledim.
Yağızada meyve suyu koymuştum. İlk yağıza meyve suyunu verdim. Sonra anneme kahvesini verdim. En son ben aldım ve rahatça koltuğa oturdum.
Hayatımda hiç olmadığım kadar rahattım şuan güvendeydim.
Taki kapı çalınana kadar hemen annem bana otur ben bakarım dedi. Bende annemin arkasından gittim. Yağız oturma odasında oynuyordu.
Kapıyı açtığımız sırada bir kurye vardı kapıda. Biri bir şeymi sipariş etmişti.

Kurye: Merhaba yıldız kaplan sizmisiniz?

Deniz : Hayır değilim.

Kurye: Evini biliyormusunuz?

Deniz: Hayır.

Kurye: Kusura bakmayın yanlış adres verildi herhalde tekrardan çok özür dilerim. İyi günler.

Deniz : İyi günler.

Annemle beraber içeriye geçtik. Kimse konuşmadı. Öylece saatlerce TV izledik.

YALNIZLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin