11.BÖLÜM: UMUTSUZLUK

73 24 54
                                    

Sen ve ben artık bir ölüyüz.
Bizim hikayemiz buradamı bitecekti.

Artık herkesden uzaklaşıyordum. Odamdan dışarı çıkmıyordum. Sevmiyordum artık dünyayı artık beni buraya bağlayan bir bağ ve kimse yoktu. Artık sevmiyorum.
Her şeyden bıktım ve artık çok yoruldum . Hep güçlü durmaya çalıştım ve başardımda ama şuan güçlü duramıyorum. Bilmiyorum artık hiçbirşeyi kendimi bile tanımaz hale geldim.
Ne oldu bana?
Bende bilmiyordum. Neden böyleydim.
Sadece şunu biliyorum. Beni çok kırdılar ve üzdüler onlara rağmen hala güçlü duruyordum. Taki dün gece yaşanan olaylara kadar. Bir çok arkadaşım beni bıraktı. Beni bir kez bile dinlemediler . Sadece onları unutmak istiyorum ama unutamıyorum. Her yerde onlarla ilgili anılarım var. Her bir sayfada onlar var.

Bi an kapımın açılmasıyla irkildim. Gelen annemdir ve kaç saattir. Odamdan çıkmadığım için merak etmişti. Akşam yemeği saati gelmişti.
Aşağı indim ve anneme yardım ettim.
Yemekleri yiyip ben odama çıktım. Annem sofrayı toplayamayacağımı anladı ve benim odama gitmemi söyledi. Aradan yarım saat geçti. Annem odama geldi ve ne olduğunu sordu. Bende bir şey yok dedim ve ne zaman anlatmak istersen seni dinlerim dedi ve gitti. Anlatmıyıcaktım tabi.
Ben anlatmayı seçen biri değilim.
Konuşmayı bile sevmiyorum.
Herkesden uzak bir yerde yaşıyorum.
Hiç bir şey güzel değil.
Önceden herşey gayet iyi ilerlerken şuan herşey kötü ilerliyor.
Ben herşeyi düzeltmeye alıştığım için hiç birşey yapamadan duramıyorum ama elimden hiçbirşey gelmiyor.
Hergün birini kaybetmekte yoruldum neden böylesin hayat.
Herşeye bi çözümü olan ben şuan hiçbir şeyi çözüm öneremiyorum.
Arkadaşlarımı kaybettiğim an benim ruhum öldü ama bedenim hala ayakta ve mutlu görünmeye çalışıyor .
Mutlu gözükmeyide başarıyor.

Deniz:Duru hadi uyu artık saat kaç oldu bak.

Duru: Tamam birazdan yatıyorum.

Annemgil yarın kendi evlerine dönüyorlardı . Bende defne'nin yanına gidicektim . Her zamanki gibi bir şeyler konuşucaktık ama ne konu hakkında konuşucağımız hakkında hiçbir bilgim yoktu. Bende annemin zoruyla erkenden yattım. Sabah 5 de uyandım ve o günün benim için kötü geçiceğini biliyor gibiydim çünkü içimde kötü bi his vardı. O his beni hiçbir zaman yanıltmadı. Aşağı kahvaltıya indim.
Kahvaltı yapmadım çünkü başım çok ağrıyordu. Canım bir şey istemedi.
Bir fincan kahve alıp odama çıktım. Biraz instagramda gezindikten sonra başım hala ağrıyordu ve duş almak istedim ama yerimden kalkamıyordum.
Annem yanıma geldi ve iyi olup olmadığımı sordu.
Onları telaşlandırmak istemedim ve iyiyim dedim. Annemler eve gitmişlerdi. Ben odamdaydım.
Telefonum kapanmıştı ve ben şarj aletimi bulamıyordum. Aslında hiç bulamasam iyiydi ama merak ederdi arkadaşlarım. Hemen telefonumu şarj'a taktım ve açılmasını bekledim.

Açılınca ilk baktığım şey defneden mesaj varmı diye baktım ama yoktu.
Evinde de yoktu,mesajlarada cevap vermiyordu.Çok Korkuyordum onu kaybetmekten.
Aradan 3 gün geçti ama hala tek bir mesaj bile yoktu defneden.
Korkudan ölücektim bi aralar kendime zarar vermeyi düşündüm ama ona sözüm vardı yapamazdım.
Beklemekten başka çarem yoktu.
Sanki şuan uçurum kenarındayım ve her geçen dakika ucuna daha fazla yaklaşıyordum. Kenarına kadar geldim ama atlamayı başaramadım . Sadece baktım aşağıya korktum öylece kaldım orada kımıldayamıyorum. Tek bir hareket bile etsem uçurumdan aşağı düşeceğim.

Gece terasa çıktım ve baktığım tek şey yıldızların nasıl parladığıydı.
O kadar parlıyorduki sadece biri diğerleri onun yanında sönük kalıyorlardı. Tıpkı o yıldız gibi bende defne'nin yanında parlıyordum.
Onsuz kendi gölgemde kayboluyordum.
İyi arkadaşlar gökyüzündeki yıldızlar gibidir, onları her zaman göremezsin fakat orada olduklarını bilirsin..

YALNIZLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin