16. BÖLÜM : SEN BENİ UNUTAMAZSIN

24 7 14
                                    

Bazı kişiler ve anlar unutulmaz. Unutulmaması gereklidir, herşey olur biter unuttum dersin ama unutamazsın sonsuza kadar içinde kalır. O hiç değişmez acı'nın yanına sığınır. Acı ilk zamanlar belli etmez kendini taki başka bir acı gelinceye kadar. O acı gelince dayanılamaz şekle gelir . Bağırmak istersin bağıramazsın konuşmak ve anlatmak istersin konuşamazsın. Acı budur işte iyi gibi gözüken ama herşeyi yapan biri kimseyi düşünmeden bir sürü şey yaptıran kişidir..

Defne'den ayrıldığım zaman kendimi çok büyük bir boşlukta hissediyordum. Herşey o kadar çabuk oluyordu ki özellikle kötü olan şeyler üst üste geliyordu. Ne yapacağımı şaşırıyorum çoğu zaman.
Bağırmak istiyordum ama karşımdakilerin tepkilerin den korkuyordum. Ben hayatı hep böyle yaşadım. Çevremdeki insanlar ne tepki verir?
Ne yaparlar? diye düşünmekle geçti. Küçük yaşımda o kadar kötü şeylerle mücadele etmek zorunda kaldım. Herşeye rağmen beni anlayan biri çıktı karşıma ve ben o kişiyle çok mutluyum.
Büyüdükçe herkes benimle iyi olmaya çalıştı hep böyleydi bu ben kendi ayaklarımın üzerinde durdukca herkes yanımda oldu. Bu böyle de devam ediyor. Her geçen gün daha çok güçleniyorum,hırslanıyorum elimden gelenin fazlasını yapmaya çalışıyorum.

Sabah 05.40 da uyandım. Güneşin yavaş yavaş ortaya çıkışını izledim.
Tıpkı acıların birikmiş olup ortaya çıkması gibi yavaş yavaş.
Bugün ne yapsam diye düşündükten sonra duş almak için banyoya doğru yöneldim,taki kardeşim önüme çıkana kadar. Beklemiyordum yiğiti karşımda oda benden korkmuştu.

Yiğit: Abla korkuttun beni sabah sabah off uykumu kaçırdın.
Duru: uyursun tekrar da ne işin var burada?
Yiğit : Güne erken başlayayım dedim olamaz mı?

Hafifçe güldüm tabi başlayabilirsin küçük bey dedim.

Yiğit: Abla ya ben küçük değilim ki 16 yaşındayım.
Duru: Ama benim gözümde 5 yaşındasın
Yiğit: Off abla off
Yiğit: Senin sabah'ın beşinde burada ne işin var?
Duru: Duş alıcaktım.

Yiğit hemen koşarak banyo'ya girdi ve kapıyı kilitledi.

Yiğit: Ben çıktıktan sonra girersin ablacım dedi güler *
Duru: Öyle olsun küçük bey.
Yiğit : Bende seni çok seviyorum ablacım
Duru: Ah yiğit ah ne zaman akıllanıcaksın acaba

Kendi kendime söylenirken odama gelmiştim bile bugün kendi evime geçicektim ve şirkete yakın bir ev bakmam gerekiyordu. Yiğit'in banyodan çıkmasını bekledim. O çıkınca hemen duş aldım ve üzerime siyah tulumu giydim. Saçımı da üstten topladım, birazcık makyaj yaptım ve aşağı indim. Mutfağa girdim ve kahvaltı hazırlamaya başladım saat 07.45 di. Kahvaltıyı hazırladım annemleri uyandırmaya yukarı çıktım . Yiğit beni çağırdı ve onun odasına girdim.

Yiğit: Abla ben bugün ne giyicem baksana bi?
Duru: Bakayım şuradaki kot pantolon ve beyaz gömlek güzel değil mi? Hem sana da çok yakışır. Saçlarıda öne sabitle çok yakışıklı olursun.
Yiğit: Dünyanın en iyi kıyafet seçen ablası
Duru: Bende dünyanın en güzel ablası diyicegini sanmıştım
Kollarımı önüme bağladım ve Yiğiten gözlerimi kaçırdım.

Yiğit:Ya abla sen dünyanın en güzelisi ama sadece benimsin vermem seni" yanağımdan öptü .
Duru: Aa niyeymiş o beyefendi?
Yiğit: Canım vermek istemiyor seni
Duru: O zaman sende evlenemezsin beyefendi?
Yiğit: Abla ya off
Duru: Ablaya oflanmaz

O sırada odaya annem ve babam girdi bize günaydın dediler bizde onlara günaydın diyip aşağı indik ve kahvaltı masasına oturduk.
Annem çayları doldurmak için ayağa kalktığında bende aya kalktım ve çaydanlığı alıp çayları doldurdum. Annem bana gülümseyerek baktı.
Saat 9 olduğunda herkes evden çıkmıştı. Bende ev bakmak için emlakçı'nın yanına gidiyordum. Araba kullanıyordum ve o an aniden biri karşıma çıktı ve arabanın önüne geçti. Arabayı durdurup indim.

Duru : Siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz?
Adam: Ne yapıyormuşum?
Duru: Önümü kesme cüretini nerden buluyorsunuz?
Adam: İşim vardı önüme çıkmasaydınız sizde.
Duru: Ben mi çıktım ? siz ehliyetinizi kasaptan mı aldınız?

Hızlıca arabama yürürken arkamdan bir kol beni tuttu ve kendine çevirdi. Şok için de bakıyordum. Bu adam benim lise den arkadaşım "Koray"dı. Seslenmiş ama duymamışım bu aralar biraz fazla dalgındım

Koray: Güzellik nereye böyle ?
Duru: Bir kerede yavşama Koray ya
Koray: Tamam tamam da nereye böyle hem sen niye teksin?
Duru: Ev bakıyorum
Koray: Benim üst katım boş istersen gidip bakabiliriz
Duru: Olur hadi gidelim

Koray'ın oturduğu apartmana girdik ve apartman çok güzeldi. 6 kata çıktık ve sol tarafa doğru yürüdük önümüze bir kapı çıktı. Akıllı evdi burası ve kapılarda anahtarla açılmıyordu. Evin sahibi geldi, kapıyı açtı, evi gezdim gayet iyiydi. Anlaşmalar yapıldı ve imzalandı.

Koray: Evine hoşgeldin güzellik

Nazikçe başımı salladım,  korayla  vedalaşıp taksiye bindim. Şirkete geldiğimde bugün çok kalabalıktı.  Bir kaç işimi halledip eve geçtim.
Bugün hava yağmurluydu ve sanki bugün gökyüzü biri için ağlıyordu.
Çok fazla yağmur yağıyordu hemen kahvemi alıp oturdum camın kenarına. Dışarı da bir kedi gördüm ve çok ıslanmıştı. Hemen aşağı inip onu eve aldım havluyla kuruladım.Birazcık mama da verdim kuruttum.
Kucağıma alıp camın kenarına oturdum. Kedinin başını okşadım ve gözlerini kapattı . Canım acıyordu ama sebebini bilmiyorum.
Benim canımı bu kadar fazla yakan şey ne?
Beni bu kadar kıran üzen şey ne?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 16 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

YALNIZLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin