5

366 42 77
                                    

asla badmintona bolum yazamiyorum
konu var ama canim yazmak istemiyor
bu yuzden taslaklarim bitmesin diye bir sure (iki gun buradayim

<>

"çok açım. çok açım. çok açım."

"sunwoo'nun bu halleri bitmeyecek gibi... sabahtan beri bu halini çekiyorum" diyen jay ile gülerek ikisini içeriye almıştım.

"hala hiçbir şey bilmiyorlar ve her an benim boğazıma yapışabilirler. geç anlat bıktım hepinizden"

"tamam ama yemek var değil mi?"

"var... hatta en sevdiklerinden yaptım"

"becerikli ikizim benim gel öpücem"

"işte böyle bi sevgi pıtırcığına döndü bugün"

"bir şey mi oldu?"

"biri bana güzelleşmişsin dedi sunoo biliyor musun? bebeğimden herhalde"

"sen hep güzelsin bebeğim hep de öyle olucaksın"

jay ikimize gülümseyerek bakarken sunwoo önden gitmişti.

"bugün sunghoon'un gelmesini bekledi sete ama şakasız saatlerce bekledi. sonrasında eğer biri böyle demeseydi buraya zor getirirdim"

"ne olacak ikisinin hali ya..."

"bilmiyorum ama bebek konusunda sunwoo kararlı. en azından aldırmak istemiyor"

"evet ben başta korktum biraz aldırmak ister mi diye ama sunghoon'u çok sevse de bebeği istiyor"

içeriden gelen konuşma sesleriyle ben de jay hyungu içeriye götürmüştüm.

"şimdi jay hyung tanıştırayım hepinizi, bu heeseung hyung büyük teyzemin oğlu..."

"lee heeseung"

"park jay"

"...bu jake hyung heeseung hyungun sevgilisi hem de asistanı"

"merhaba sim jake ben de"

"merhaba..."

"bu da küçük teyzemin oğlu jungwon"

"yang jungwon"

el sıkışmaları bitmediğinde ben de öksürmüş sunwoo'nun tanıştırmasını devam ettirmiştim.

"jay sunwoo'nun menajeri ve bizim yer değiştirmemiz sırasında jay de dahil hepinizin yardımına ihtiyacımız var"

"bu konuda fikrim hala sabit" heeseung hyung kollarını önünde birleştirdiğinde sunwoo'nun gözleri dolmuştu.

"hyung ama bir dinle sonra konuşsak"

tabii ki sunwoo'nun heeseung hyungun koluna girmesi ile yumuşaması bir olmuştu.

"kim sunwoo cazibesi gerçekten" kafamı onaylamaz bir şekilde sallayıp hepsini masaya çağırdığımda jungwon "sen de odunluğu bıraksan aynı cazibe sende de var konuşturtma şimdi" demişti.

"ben bu halimi seviyorum. gerçekten hiç gerek yok"

"benim bebeğimi üzmeyin" diyip jake hyung koluma sarıldığında ben de karşılık vermiştim.

"işte bu ortamda değerimi bilen tek insan"

"kimin sevgilisi" heeseung hyung jake'in dudağına öpücük bıraktığında sunwoo da bana dönmüştü.

"sunoo niye öyle söylüyorsun ya"

"ay bu yine dudağını büzüyor. hayır kanmayacağım kim sunwoo. senin yüzünden şirketin en yoğun döneminde neler yapıyorum"

"haklı" heeseung konuştuğunda sunwoo önünde kollarını dolamıştı.

"yavaş ye yemeğini sunwoo. kusma sonra" jay'in dediği ile kırdığı pot yüzünden avcumu yüzüme atmıştım ama bir yandan da iyi olmuştu. sonunfa konu açılabilirdi.

"niye kussun ki? neyi var iyi misin woo?" jungwon merakla baktığında ben cevaplayamadan jay atlamıştı.

"bence sunwoo anlatmaya başla artık değil mi?"

JAY HYUNG BUNU BEN DE DİYEBİLİRDİM ALOO

bunun da hatlar karıştı.

sunwoo çubuklarını kenarıya bırakarak boğazını temizledi ve cidden konuya daldı.

"ben hamileyim"

hayır alıştıra alıştıra söyle bari aptal.

ᴛᴡɪɴꜱ² - ꜱᴜɴᴋɪ+ꜱᴜɴꜱᴜɴ ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin