20

262 36 34
                                    

bu bugunun ikinci bolumu ilkini okumadiysaniz oraya donun asklarimm

<>

"UYANDI"

bağırış sesi yüzünden kafamı yasladığım duvara çarpıp uyandığımda kafamı ovmaya başlamıştım.

herkes cama baktığından ayağa kalkıp yanlarına gitmiştim. sunoo şu an etrafa bakıyordu ve içeriye çoktan doktoru girmişti.

rahatlayarak yere çöktüğümde gözlerimin tekrar dolmasıyla gözlerimi silmek zorunda kalmıştım. gözlerim artık uykusuzluk ve ağlamaktan acıyordu. 

iki gündür buradaydım. gitmeyi denemiştim ama gidememiştim. özellikle iki gündür her şeyin daha da farkına varmıştım.

gittiğimiz karaokeleri, okulun yakınındaki tteokbokki ve udon dükkanlarını, yaptığım çizimler boyunca çizimleri izleyeceğim diyip beni izlemesi, her an her yerde her şekilde eğlenebildiğimiz günleri hatırladıkça eskiden de şimdi de ondan etkileniyordum. bu kabullenişim ne kadar uzun sürse de -birkaç yıl kadarcık- ondan fazlasıyla hoşlanıyordum.

"büyük ihtimalle bir süre kolunu kullanayacak. sinirlerinde bir şey yok ama yara fazlaca derinmiş. neyse ki böyle bir kazada araba pert iken çok iyi atlamış. ayrıca kolundaki yaraya bir süre su değmesin, pansumanını hastaneden çıktıktan sonra da sık sık değiştirin. şimdilik biraz daha gözetim altında tutacağız. içeriye girebilirsiniz ama hastayı çok yormayın"

eğilip doktorun gitmesiyle odaya girdiğimizde sunoo bize dönmüştü. sunwoo hızla ikizinin yanına gidip eline yüzüne birkaç öpücük bıraktığında ayrıldıklarında sunwoo sunoo'nun saçlarını okşamaya başlamıştı.

jake en çok kendini harap eden ve en çok ağlayandı ki yine ağlıyordu. sunoo herkese bakarken kapının önünde kollarımı birleştirmiş hepsinin birbirleriyle konuşmasını izliyordum.

bir süre birbirleriyle konuştuklarında odada sadece ikimiz kalmıştık. polis gelip ifadesini alacaktı ve polisler gelmeden önce beraber kalmamız için sunoo bunu neden olarak kullanıp diğerlerini zorla göndermişti.

onları odadan kovarken ki haline gülmemek için kendimi zor tutsam da yalnız kaldığımızdan beri ağlamamak için kendimi zor tutuyordum.

"söz vermiştin..."

"özür dilerim"

"sorun yok... en azından uyandın ve artık söylediğim gibi seninle konuşmama kararımın arkasında duracağım. tabii sen hastaneden çıktıktan sonra. şu an istisna... sana olan özlemimi daha gidermeden tekrar özletiyorsun"

buruk bir şekilde gülümsemesiyle dudağının kenarına öpücük kondurmuştum. alınlarımızı birleştirmiş gözlerim kapalı bir şekilde hala yüzüne yakın duruyorken o ise dudaklarımızı birleştirmişti.

gözyaşım yanağına düştüğünde elini kaldırıp sildiğinde ayrılmıştık.

"özür dilerim seni hep beklettiğim için"

<>

saka saka ben huzun sevmem

ᴛᴡɪɴꜱ² - ꜱᴜɴᴋɪ+ꜱᴜɴꜱᴜɴ ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin