"gerçekten sunwoo'yu görmesem fark etmezdim" sunghoon sunwoo'nun belinden iyice çekip sarıldığında göz devirmiştim.
"ki fark etmedin zaten" demiştim sunghoon'a dik dik bakarken. sunwoo gözlerini büyültmüş resmen 'sunghoon'a şöyle davranmasana' diyordu.
"sunoo biz sunghoon ile barıştık biliyorsun değil mi?" dediğinde omuz silkmiştim.
"sunoo haklı sevgilim üstüne gitme" diyen sunghoon ile daha fazla ikisine dayanamamış "ne için çağırdınız" demiştim.
sunghoon sunwoo'ya döndüğünde sunwoo "biz evlenmeye ve her şeyi basına açıklamaya karar verdik" demişti.
"şaka yapıyorsunuz?"
sunwoo'nun hemen "hayır" demesiyle elde olmadan kabullenmiş gibiydim.
"peki çekimler?"
"erken ayrılacağım işte" dediğinde kafamı sallamıştım. tam o sırada telefonum çaldığında aramaya baktığımda arayanın riki olduğunu görmüştüm.
ikisinin birbiriyle temaslarına tiksinerek bakarken aynı zamanda telefonun açmıştım.
"efendim riki?" sunwoo az önce sunghoon'un dudağına öpücük kondurmuşken 'riki' demem ile sunghoon'dan ayrılmıştı. bu hareketiyle gülmüşken riki'ye bir şey çaktırmamak için ses çıkarmamıştım.
"sunoo geliyorsun değil mi?"
"tekrar aynı şeyi yapmayacağım riki söz diyorum ya"
"bak bu kaçıncı sözün tutmazsan konuşmam seninle" ben riki'nin dediklerine kıkırdarken sunwoo'nun meraktan kudurduğuna emindim.
"tamam çıkacağım birazdan zaten"
"bekliyorum sunoo" telefonu kapatıp ayağa kalktığımda "gitmeden otur anlat ya meraktan ölürüm yoksa" diye mızıklayan sunwoo ile gülümsemem iyice artmıştı.
"bir şey olmadı. yanına gideceğim işte beraber dans edeceğiz. sonrasında dışarıya çıkmayı teklif edeceğim. lisede yaptıklarımızı tekrar yapmak için"
"iyi eğlenceler bebeğim"
"bir dakika riki bizim riki mi?"
"ne oldu beğenemedin mi?"
"yok tebrik ederim"
"tebrik edilecek bir durum yok arkadaşız sadece"
"aynen sunoo aynen"
"sunwoo zorlama istersen" ona attığım bakışlardan sonra ağzını fermuarlamışken ben de hazırlanmak için odama çıkmıştım.
rahat şeyler giydiğimde birazcık da akmayacak şekilde makyaj yapmıştım. tam çıkacağım sıra arabanın anahtarını bulamadığım için sunwoo'ya seslenmiştim. sunwoo ise bana içeriden seslenmişti.
"jungwon almak zorunda kaldı arabanı" yanına gittiğimde "neden?" demiştim. "buraya jay hyung ile gelince arabası şirkette kalmış" demişti. ofladığımda riki'nin attığı konuma tekrar baktığımda çok uzak olduğunu fark etmiştim.
o sırada sunghoon "istersen benim arabamı al. ben bugün sunwoo'nun yanında kalmak istiyorum.hem evde yalnız kalmaması daha iyi olur. hastaneye kaldırıldık-"
"tamam anladım ben. teşekkür ederim ve anahtarın nerede?" yandaki sehpadan anahtarı alıp bana
uzattığında sunwoo'nun karnını okşayıp tekrardan ikisine selam verip evden çıkmıştım.mutlu olduğum için konumu da açıp arabayı çalıştırmıştım. kavşaktan geçerken frene basacakken
frenin tutmadığını fark etmiştim. diğer yoldan gelen arabaya çarpmamak için direksiyonu kırdığımda çoktan duvara çarpmıştım. bilincim kapanırken elimi telefonuma atmaya çalıştığımda elimin acısıyla sinirle sırıtmıştım. galiba hayatım hiçbir zaman istediğim gibi gitmeyecekti.<>
hocam olmuyo yapamiyorum birlestiremiyorum
QLSNSLDNDLDMDLDMD
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᴛᴡɪɴꜱ² - ꜱᴜɴᴋɪ+ꜱᴜɴꜱᴜɴ ✓
Fanfictionsunoo, oyuncu olan ikizinin yerine geçerse ne olur? !!ilk twins kitabım ile alakası yoktur -ilkine de beklerim¡¡