16

254 29 34
                                    

10 bolum kaldi bunla beraber

<>

"jay hyung gelmese ne diyeceğimi gerçekten bilemezdim"

sunghoon ile konuştuktan sonra bir şey demediğim için sunghoon'un gözleri dolmuştu.

kariyeri için tüm hayatını sarf eden insanlar bazen bunu kaybetmek söz konusu olunca doğru düşünemiyorlardı.

bu taraftan onu biraz da olsa anlıyordum ama kendi çocuğunu daha büyümeden aldırmasını istemek... bunu asla anlayamıyordum ki zaten kendisi de hatasından dönmeye çalışıyordu.

sunwoo gerçekten bebeği aldırsa ne olurdu bilmiyordum ama en azından aldırmamıştı.

tabii bu sadece kısa bir konuşmadan çıkardığım düşünceydi. jay hyung gelmeseydi daha neler neler olurdu.

sunwoo ona olanları anlattıktan sonra yatağa yatmış tabanı izlerken ben de jungwon sandalyemi kaptığı için çalışma masama oturmuştum.

"yemek hazırladım gelmek ister misiniz?" jay hyung içeriye girdiğinde jungwon hızla kalkıp arkasına dolandığında ben de kalkacaktım ki sunwoo hala yatıyordu.

"hadi bari bebiş için ye"

"sunoo ben çok mu kötü biriyim?"

"ne? ne alaka?"

"seni zorluyorum, sunghoon'a çocuğunu aldırdığım yalanını söylüyorum üstüne bebeğime de iyi bakamıyorum"

iç çekip yatağa oturduğumda eliyle akan yaşları siliyordu.

"hayatım... bir bebeğin sağlıklı doğacak ve iki sunghoon da bunu hak etmişti. öyle bir tepki verdikten sonra günlerce yanına gelmedi. ilk geldiğinde de biz çoktan yer değiştirmiştik." hala aynı şekildeyken elimi karnına atıp okşamıştım.

"size benim hakkımda bir şey söyleyeyim mi?" hala karnını okşuyordum. sunwoo merakla baktığında "lisedeyken aşık olmuştum."

"ne? bana niye anlatmadın?"

"yer değiştirdiğimizde olan bir şeydi ve yıllar sonra tekrar yer değiştirdiğimizde onunla karşılaştım" büyülttüğü gözleriyle bana baktığında sadcee konuşmaya devam etmiştim.

"ama bu sefer benim sunwoo değil sunoo olduğumu öğrendi ve eskiden olan her şeyi hatırlıyor."

"gerçekten mi?"

kafamı salladığımda dikelip "kim peki? tanıyor muyuz?" diye sorularını arka arkaya sıralamıştı.

"riki... nishimura riki. yani benim için üzülmene gerek yok tam tersi bebişe de sana da teşekkür ederim"

<>

sonunda sunwoo'nun mutsuz ve ruhsuz hali gitmişti ama ona anlattıklarımla beraber yerine susmayan ve benden her şeyi öğrenmeye çalışan bir sunwoo gelmişti.

"aslında birkaç kere denk gelmiştim ama umursamamıştım demek ki aranızdakilerden dolayıymış bana olan bakışları"

"sunwoo tamam artık moralin düzelsin diye söyledim ama yemek yiyebilir miyim?"

kafasını salladığında hareketlerinin tersi olarak "peki bundan sonra görüşecek misiniz?" demişti.

iç çekip kafamı salladığımda bu sefer jungwon da konuya atlamıştı.

"nerede olacak?"

"onun evinde dans odası varmış babam bizim yer değiştirdiğimizi öğrenip beni almadan önce onun yanına ondan dans etmeyi öğrenmeye gidiyordum işte. o buluşmayı yıllar sonra yapalım dedi"

"ilk günden eve mi atıcak" sunwoo konuştuğunda jay hyung 'biri şunu sustursun' der gibi bakıyordu.

"herkes sen ve sunghoon gibi o taraflara çalışmıyor canım" dediğimde diğerleri gülerken sunwoo göz devirmişti.

"bebeğimiz var bir kere bizim. sizin böyle ilişkiniz yok diye ağlamayın" dediğinde jay hyung "bak bak hemen affetmiş sunghoon'u" demişti.

"riki ile karşılaşmasaydım boşuna yer değiştirmişiz derdim. şuna bak ne yaptıysak yapalım yine affetti"

"bebeğimiz var diyorum"

"aman yesinler bebeğinizi. sunghoon'un neden öyle davrandığı belli. sunwoo'nun da affettiği belli. siz asıl şimdi ne yapcaksınız?" jungwon'un sorduğu soru hepimizi düşünmeye itmişti.

<>

canim istedi diye bi bolum daha atcam bekleyinqlsmdkdmldnd

ᴛᴡɪɴꜱ² - ꜱᴜɴᴋɪ+ꜱᴜɴꜱᴜɴ ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin