3. BÖLÜM: YUMURTA ve BEŞAMEL

11.6K 719 21
                                    

"Merhaba." Dışarı çıktığımda sırtını restorantın camına yaslayan Barbaros heyecanla dibimde bitti.

"Merhaba." Dedim sadece.

"Uzun zaman oldu?" Dedi kollarını açıp gülümserken. Tek kelime etmeden kollarımı ona sardım. O ise benim aksime kollarını belime sıkıca sarmıştı. Kıvırcık saçlarından alışık olduğum şampuan kokusu yayılırken hiç değişmediğini fark ettim.

Ayrıldığımız da ise mesafeli duruşumu sonunda biraz fark etmişti.

Rüzgar'ın ricası üzerine ön kapıda değil arka kapıda buluşmuştuk. Herhangi bir çalışanının savsakladığının gözükmesini istememişti. Arka kapıda ise çöp konteynırları ve bir bank vardı. Sessizce geçip oturduk.

"Neden Antalya'ya döneceğini söylemedin? Bir karşılama ayarlardık." Dediğinde sahte bir gülücüğü ona sundum.

"Gerek yoktu."

"Hadi ama Meri-"

"Kiraz." Hızlıca sözünü kestim. "İsmim Kiraz." Dediğimde yüzüne bakmadan da gözlerini sevirdiğini biliyordum.

"Burada ne işin var?" Dedi en sonunda. İçini yiyip bitirdiğini tahmin ettiğim konuya gelmişti.

"Neden? Buranın iyi bir restorant olduğunu duydum." Dedim yalandan. Burası Terry'nin yeri ile kapışan restoranttı. Neden onları bırakıp rakipleri ile çalıştığımı sorduğunu biliyordum. Ama cevaplamak istemiyordum.

"Konuşurken yüzüme bakar mısın?" Dediğinde gözlerimi zar zor yerden çekip ona baktım.

Ne kadar inkar etsemde özlediğim çehresini görünce nefesim bir an dudaklarımda takılı kaldı. Özenle baktığı buklee bukle saçları, kahvenin en sıradan tonu da olsa hep ışıldadığına inandığım gözleri, ne kadar ona karşı hiç kabul etmesemde yakışıklı hatları olan yüzü... Her şeyini özlemiştim. Ve yüzünde dolanıp duran bakışlarımdan o da bunun oldukça farkındaydı.

"Neden buradasın Merih?"

"Kiraz." Dedim sadece. Derin bir nefes alırken bankta biraz kayarak bana yaklaştı.

"Neden buradasın Kiraz?" Bir yıldır duymadığım sesi kulaklarıma adeta bir şiir gibi gelsede gözlerime dolmak için çabalayan yaşları tuttum. Boğazımdaki yumrunun konuşmama izin verecek kadar yumuşadığını hissedince dudaklarımı araladım.

"Neden beni bir yıl boyunca aramadın Barbaros?" Sözlerim ile yüzü sekteye uğradı dudakları konuşmak ister gibi titresede hiçbir şey söyleyemedi.

Aramızdaki sessizlik uzarken açılan arka kapı ile yakınlığından bir anda rahatsız olduğum için uzaklaştım. Dışarı çıkan ise Tuna'ydı.

"Şef çağırıyor." Dedi gözleri üzerimizde biraz gezindikten sonra. Başımı salladım ve ayağa kalktım. O da geri içeri girmişti. Barbaros mutfağa dönmeden önce son adam bileğinden yakaladı.

"Burada olmak istemiyorsun ama." Dedi acı çeker gibi. Dudaklarımdan ilk defa sahici bir gülümseme döküldü.

"Burada olmayı ne kadar istediğimi tahmin bile edemezsin." Dediğimde sonunda bileğimi bıraktı. Ona veda etmeye gerek duymadan içeri geçtim. Mutfağa döndüğümde herkesin çoktan geldiğini gördüm.

Efsun bir ara kısa bir özür dilese de çok net hatırlamıyordum. Kafam düşündüğümden fazla dalgın olmalıydı. Yaşadığım son bir yıl film şeriti gibi gözlerimin önünden geçerken Barbaros'un içimi ısıtan gülüşü aklımdan çıkmayan bir diğer şeydi. Yine kafam karışıyordu. Ve ben buna yine engel olamıyordum.

Yes CHEFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin