Başımın ağrısıyla ellerimi başıma götürmek istedim. Ama ellerimi hareket ettiremiyordum. Etraf aşırı karanlıktı. Bu da gözlerimin bağlı olduğuna işaretti. Çünkü gözlerimi açmaya çalıştığımda kumaş parçası buna engel oluyordu. Bu her kim ise onun kim olduğunu öğrenmemi kesinlikle istemiyordu.
Olduğum yerin küf kokusundan eski bir yer olduğunu anlayabiliyordum. Oturur vaziyette olduğumu sanarsak basbaya sandalyeye bağlanmış durumda çaresizce bekliyordum. Ellerimi biraz zorlamıştım ama belli ki sıkı bir düğümdü.
Kapının açılma sesiyle hızlıca kafamı o tarafa doğru çevirdim. Hatırlayabildiğim son şey birinin beni karakola giderken bayıltmasıydı. Bu kişinin bana mesaj atan kişinin olduğunu anlamak çok da zor değildi aslında. Gerçekten başıma bu sefer fena bela almıştım.
Karşımda sandalye çekilme sesi duymamla iyice gerilmiştim. Çıtımı çıkaramıyordum. Bunuda ağzımda ki banta sebep yoruyordum. Şuan da tek isteğim eve gitmekti ya da sıcacık yatağımda uyanabilmekti.
Bir iyilik yapıp beni bıraksa benim açımdan bin kat daha iyi olurdu.
""Deniz, Deniz(!) şuan karşımda ne kadar çaresiz duruyorsun farkında mısın?"" konuşmak istemiştim ama ağzımdaki bantla o kadar kolay değildi. Açıkcası konuşmakda pek istemiyordum onunla. Bir anda bantı ağzımdan sertçe çekmesiyle acıyla derin bir nefes almıştım.
""Seni uyarmama rağmen çabanı takdir ettim açıkçası. Hatta sana bunun son uyarım olduğunu ve sorumluluğu almayacağımıda söyledim! AMA SEN HALA İHBAR ETMEKTE ISRARCIYDIN!"" bağırmasıyla irkilmiştim. Diyecek bir şeyim yoktu. Gerçekten şuan hiç korkmadığım kadar fazlasıyla korkuyu hissedebiliyordum.
Ona mantıklı bir seçenek sunmak istiyordum. Fakat kabul edeceğini hiç düşünmüyordum. Sesimin titremesine engel olmaya çalışıp olabildiğince kesin bir sesle konuşmuştum.
"Senin kim olduğunu bilmiyorum ve haliyle de görmüyorum. Eğer beni bırakırsan polislere anlatabilceğim bir yüz yok ortada." çok kısık bir tonda 'zaten bir yüzününde olduğunu sanmıyorum' demiştim. Kulağıma gelen o alaycı gülüş tüylerimi diken diken etmişti. Cevabı hiç gecikmemişti.
""Deniz sen sadece kendinin mi akıllı olduğunu sanıyorsun? Eminim ki seni bıraktığım anda polise gideceksin. Sana güvenmiyorum."" demişti. Sandalyenin yere sürttüğü sesiyle ayaklandığını anlamıştım.
Sıcak nefesi yüzüme değdiğinde kendimi geri çekmiştim. Eliyle çenemden sert bir şekilde tutup kendine yakınlaştırmıştı.
""Umarım uslu bir kız olursun. Gözüm üzerinde olacak. Bunu sakın o küçük aklından çıkarma."" demiş ve suratımı hızlı şekilde geriye ittirmişti. Adım sesleri yavaşça benden uzaklaşınca kapının kapanma sesini duymuştum. Bu derin bir nefes vermemi sağlamış ve bir nebzede olsun içimi rahatlatmıştı.
Belli bir süre sonrasında kapının tekrardan açılmasıyla o olduğunu düşünmüş ve tedirgin olmuştum. Ağzıma tutulan bezle tekrardan bayıldığımı ve onun olmadığını anlamıştım.
✨✨✨
Gözlerimi açtığımda kendi dairemin önündeydim. Başım aşırı ağrıyordu. Gün ise daha yeni yeni aydınlanıyordu. Çantam hemen yanımdaydı. Telefonumu alıp hızla saate baktığımda. 6:20 olduğunu gördüm. Esra'dan ise bir sürü cevapsız aramam vardı.
Dün yaşananların hepsi yaşanmamış gibi davranmam gerekiyordu. Böyle bir olayı ne yaşanmamış sayabilirdim ne de görmezden gelebilirdim. Polise gitmek istiyordum ama söyledikleri aklımdan çıkmıyordu.
Esra'ya derin bir uykuda olduğumu söylemiş ve ardından da tasarımı evde renklendireceğimi söylemiştim. Ne kadar bende geleyim birlikte yapalım desede buna gerek olmadığını söylemiştim.
Çabucak eve girip kısa bir duş almıştım. Vucüdum olduğu konumu idrak edemiyordu. Pjamalarımı giyip yatağıma bırakmıştım kendimi.
Tek isteğim biraz uyuduktan sonra projeye odaklanmaktı. Tabi gece, yaşadıklarıma kafamı yormadan nasıl uyuyacaktım bilmiyordum.
O adam kimdi ve neden beni bu denli bir belaya sürüklüyordu bilmiyorum ama sesi bana baya tanıdık gelmişti. Derin düşünceler içerisinde farkında olmadan uykuya dalmıştım.
✨✨✨
Uyandığımda saat 14:35'ti. Öğlen vakti çoktan olmuştu. Yataktan kalkıp lavaboya yönelmiştim. Gerçekten yüzüm eskisi gibi canlı değildi. Aşırı solgun duruyordum. Gerçi pek canlı olması beklenemezdi değil mi?
Tasarımda ki küçük hatalarıda düzenleyip boyamamıda bitirmiştim. Esra'yı arayıp yarın birleştirdikten sonra teslim edebilceğimizi söyledim. O sevinirken ben daha fazla rahatlamış hissediyordum.
Gün ışığı kendini karanlığa bırakırken bende odamda ki yatağıma yönelmiştim. Zaten günün yorgunluğuyla direkt uykuya dalmıştım.
✨✨✨
Sabahın yüzüme vuran ışıklarıyla yataktan fırlamış ve hazırlanmaya başlamıştım. Kendime yeşil bir takım seçmiştim. Aynada kendimi beğenmemle hızlıca evden tasarım dosyalarımı alıp ofise yöneldim.
Ofise vardığımda Esra beni odamda bekliyordu. Beni görünce gülümsemişti. Ben ise ona olan özlemimle birlikte sıkıca sarılmıştım.
"Haber verdim. Gelicek birazdan!" onaylar manada kafamı aşağı yukarı sallamıştım. Kapının çalmasıyla siyahlar içerisinde içeri giren adama baktım. Yüzünde her zaman ki gibi hiç bir tepki belirtisi yoktu. Ben ise ciddiyetimi koruyordum.
"Buyrunuz projeniz hazır. İç ve dış komple bitirilmiş bulunmakta! Umarım iki tarafta birbirinin yaptığı işten memnun kalır." deyip ilk defa ona karşı gülümsemiştim ama samimiyetten uzak. Bu gülüşüm onun ifadesinin birazcık da olsa bozulmasını sağlamıştı.
""Beni şaşırttın. İyi tasarlanmış bunlar."" ha! Sadece iyi mi ? Tepkisi bu kadar mı? Sözüne devam edince dikkatlice onu dinliyordum.
""Sanırım ismimi öğrenme zamanı geldi. Karşında duran kişi tam olarak Bora Polat!"" yüzümde bir mimik bile oynamazken, kafamı kurcalayan başka bir şey vardı.
Sanki bu ton aşırı tanıdık geliyordu bana karşı. Kulağıma yaklaşıp aramızda ki mesafeyi kapatmıştı. O yakan sesiyle ;
""Pek şaşırtamadım galiba seni!"" demişti demesine ama ben bir tepki veremiyordum.
Bütün bedenimde onun sesi yankılanıyordu. Kaskatı kesilmiştim resmen. Çünkü artık emindim bu sesin nereden tanıdık geldiğini anlamıştım...
🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤
*Bir bölüm sonu daha bakalım bu sefer biraz daha akılları karıştıralım.
Sizce deniz nasıl bir tepkiyle karşılık verecek bu karşısındaki adama
Fikirlerinizi belirtin lütfen..🤍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Escape
Teen FictionDeniz hayatında böyle birşeyle karşı karşıya geleceğini hiç düşünemezdi. Gerçekten bu zorlu hayatında yeni bir zorluk çıkmıştı karşısına. Özellikle şuanda tam önünde oturan adamı hiç görmemişti. Deniz'in kafası öne eğikti. Adam ise sürekli onun ke...