Yüzüme doğru eğildiğinde davranışlarıma hakim olamayıp kafamı eğmiştim. Elini hafifçe çeneme koyup kaldırdığında gözlerimiz çoktan buluşmuştu. Korku bütün bedenimi yine esiri altına almıştı.
""Güzelim, neden yaramazlık yapıyorsun?"" sakin tonda konuşması aşırı tedirgin ediciydi. Ayrıca beni sinir ediyordu. Şuan da ağlamaktan gözlerimin kızarık olması bile umrumda değildi.
"Neden dediğini yapıp giyecekmişim ki?" demiştim alaycı bir tonda. Aniden yüzüme yediğim tokatla kafam yana düşmüştü. Ağzımdaki metalik tadı yeniden aldığımda tükürmüştüm. Elbiseyi üzerime fırlatmıştı. Ayağa kalkarken ;
""Deniz lafımı ikiletmemeyi zamanla öğreneceksin. Giy! Sana fazlasıyla iyi davrandım. Bunlar daha başlangıç. Arkadaşlarına bir şey olsun istemezsin değil mi?"" kapıyı sertçe çarparak kilitlediğinde yanağımın acısından ağlamaya başlamıştım. Artık tam olarak napacağımı bilmiyordum.
Kerem bana çoktan sırtını dönmüştü, ben onu tek umut olarak gördüğüm halde. Bir yandan kendince haklı olabilirdi. Ama benide bu durumda bırakacağını hiç düşünmemiştim. Elbiseyi elime aldığımda kendime çeki düzen vermiştim. Şuanda elimden gelen tek şey bu elbiseyi üzerime geçirmekti.
Kıyafetlerimi çıkarıp elbiseyle değiştirmiştim üzerimdekileri. Tekrar oturur pozisyona geldiğimde onu beklemeye başlamıştım.
Kendi dolabıma her zaman güveniyordum. Ama bu benim düşünmem gereken en son şeydi.
✨✨✨
Farkında olmadan uyuya kalmıştım. Yorgunluk bedenimi tamamıyla kaplamıştı. Kapının açılmasıyla gözlerimi aralamış ve giren kişiye bakmıştım. Gelen kişi Keremdi. Beni boydan boya süzerken bir yandan da beni ayağa kaldırmış ve kapıya yönlendirmişti.
Ağzını oynatarak 'Özür dilerim.' demişti fısıltıyla. Sorun yok gibisinden elini sıkmıştım. Sonuçta benim burda olduğumu bilen tek arkadaşımdı.
"Nereye gidiyoruz?" diye sormuştum bir çırpıda. Odadan çıktığımda buranın neredeyse hiç kullanılmadığını görmüştüm. Merdivenlere yöneldiğimizde buranın bodrum katı olduğunu anlamak çok zor olmamıştı.
Götürüldüğüm yere ilerlerken bir yandan kaçma içgüdüsü beni tetikte tutuyordu. Etrafı olabildiğince incelemeye çalışıyordum. Anladığım kadarıyla olduğum katta lavabo yoktu. Büyük ihtimal lavabo ihtiyacım olduğunda beni bu kata çıkartacaktılar.
Salon diye tahmin ettiğim yere vardığımızda Kerem elimi bırakmıştı. Çatık kaşlarımla bu hareketine anlam veremezken bakışlarım koltukta ki adama yönelmişti.
Koltuğun etrafına kollarını sarmış, bacak bacak üstüne atmış bir vaziyette oturuken bakışlarıyla beni süzüyordu. Kerem ise baş selamıyla odayı olabildiğince hızlı bir şekilde terk etmişti. İkimiz baş başa kalmıştık koskocaman salonda.
Yerimde huysuzca kıpırdandığımda ayaklanmış ve yanıma doğru yaklaşmıştı. O geldikçe ben geriye adımımı atıyordum. Konuşmasıyla bakışlarımı yüzünde gezdirmiştim.
""Çok güzel olmuşsun. Ah! Bu günleri görecek miydim?"" iğrenircesine suratına bakıyordum. İfademi gördüğünde belimden tutup beni kendine yaklaştırmıştı. Onu uzaklaştırmaya çalışıyordum ama bu çok zordu. Elini yanağıma getirip okşadığında kafamı yana doğru eğmiştim.
"Bu elbiseyi senin için giydiğimi kim söyledi? " yüzündeki sırıtmayla bir şey olacağı belliydi. Söylediği kelimeler beni tedirgin etmişti. Yüzümde istemeden de olsa şaşkınlık kendini belli ediyordu. Bunun amacı neydi?
""Bu akşam Esra Hanımla buluşma ayarladım. Senin beni geçen reddettiğin zaman onu arayıp bugün yemek yememiz gerektiğini söyledim. O kadar tatlıydı ki tatilini erkenden bitirip yemeği kabul ettiğini söyledi."" dedikleri karşısında nasıl bir tepki içerisinde olmam gerektiğini bilmiyordum. Konuşmasına devam ettiğinde bakışlarımı gözlerine kilitledim.
""Senin haberin var ve bugün buluşmaya tek başına gitmek istedin. Ayrıca benimle de tesadüfen kafeye girerken karşılaştın. Eğer bir şeyi belli edecek olursan, yaptıklarının sorumlusu ben olmam."" demişti. Tüylerim diken diken olurken çaresizlikle dediklerini yapmam gerektiğini tam olarak o an anlamıştım.
Evden çıkarken temiz havayı uzun zamandır almadığımı farketmiştim. Derin derin nefesler alırken o arabasını önüme çekmişti. Arabaya binmek istemiyordum. Kapıyı açtığında o an zorunda olduğumu anlamıştım. Kapıyı kapatmamla yola koyulmuştuk.
✨✨✨
Arabadaydık hala nerdeyse şehirden uzakta bir yer olduğunu farketmiştim olduğum evin. Eğer kaçarsam o yoldan kimsenin geçeceğini düşünmüyordum. Kendim yürümem ya da koşmam gerekecekti. Camdan dışarı bakıyordum ve elimden geldiğince ezberlemeye çalışıyordum.
Farkında olmamıştım ama arabanın içi tuhaf bir sessizlikle kaplıydı. Uzun bir ormanlık yolun ardından şehre girdiğimizde ışıklar gözümü almıştı. Bu hafif gülümsememe sebep olmuştu.
Belli bir süre sonra kafenin olduğu sokağa girmiştik. Neden durduğumuzu anlık idrak edememiştim. Sonradan dedikleri kulağımda yankılandığında kapıyı açıp inmiştim. Tam kapatacakken ;
""Dediklerimi sakın unutma."" sertçe kapattığımda arabası uzaklaşmıştı. Kafeye doğru yavaş adımlarla ilerlediğimde etrafa bakıyordum. Kendi ofisimi, Esra'nın kahkahalarını ve sohbet ettiğimiz bu kafeyi çok özlemiştim.
Kafenin önüne vardığımda Esra, Cemle birlikte çoktan gelmişlerdi. Büyük ihtimalle daha yeni geldikleri için Cemde vardı. Park kısmında onun arabayı park ettiğini görmüştüm. Ben kafeye yönelirken o bana kapıyı açmıştı. Gözlerine bakıp kafeye girmiştim.
Etrafa baktığımda Esra'nın olduğumuz yere el salladığını gördüm. Hızlı adımlarımı ona doğru yönlendirirken o bana koşarak sarılmıştı. Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Cemlede sarılarak selamlaştığımda oturduğum koltuğun hemen yanına o oturmuştu.
Esra onu görüp hemen selam vermişti.
"Hoşgeldiniz Bora Bey!" demişti tüm neşesiyle. Adını sonunda hatırladığıma sevinirken Esra'ya karşı gülümseyerek ;
""Hoşbuldum Esra Hanım. Teklifimi kırmayıp kabul ettiğiniz için size minnetarım. Umarım tatilinizi yaparken güzel zaman geçirmişsinizdir."" dediğinde gerçekten tam olarak melek yüzlü şeytandı.
O an şaşkınlığımı gizleyememiştim. Bana bakıp gülümsediğinde bende zoraki gülümsemiştim. Umarım az da olsa Esra tavırlarımdan anlardı bir şeyler olduğunu.
🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤
*Güzel bir bölümdü. Umarım okurken eğleniyorsunuzdur.
Gidişat sizce nasıl olur?
Fikirlerinizi belirtmeyi unutmayınız.🤍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Escape
Teen FictionDeniz hayatında böyle birşeyle karşı karşıya geleceğini hiç düşünemezdi. Gerçekten bu zorlu hayatında yeni bir zorluk çıkmıştı karşısına. Özellikle şuanda tam önünde oturan adamı hiç görmemişti. Deniz'in kafası öne eğikti. Adam ise sürekli onun ke...