Kuzeyle birlikte harika bir zaman geçirmiştik. Uzun zaman sonra böylesine güzel sohbet bana aşırı iyi gelmişti. Şuan da sahil kenarında oturuyorduk. Bir yandan dalgaların sesi bir yandan ise rüzgar yüzüme çarpıyordu yumuşakca. Bu ortam birazda olsa beni düşüncelerimden uzaklaştırıyordu.
Yanımdaki boşlukla Kuzey'in ayaklandığını görmüştüm. Elini bana doğru uzatınca ;
"Hadi kalkalım artık. Eğer biraz daha kalırsak senin hasta halini çekebilceğimi düşünmüyorum." elini tutup bende ayaklanmıştım. Arabasına doğru ilerleyip eve doğru yola koyulmuştuk.
✨✨✨
Eve vardığımızda ikimizde aşırı bitap haldeydik. Bugün nedense fazlasıyla yorgun olduğumu hissediyordum. Adım atacak halim kalmamıştı. O kendini direkt koltuğa attığında gülümsemiştim bu haline.
Ayaklarımı odama yönlendirip kendimi yatağa bırakmıştım. Hala bugün neden onun ofise geldiğini düşünüyordum. Böyle basit bir sebeple gelebilcek biri olduğunu sanmıyordum. Aklımı karıştıran da tam olarak buydu.
Neden bana karşı garip olan bu yakınlığı kurmaya çalışıyordu? Acaba o sandığım kişi olabilir miydi? Aşırı düşünmekten başımın ağrıdığını hissediyorum artık. Yataktan kalkıp kıyafetlerimi değişmek için dolaba yöneldim.
Değiştikten sonra yatağa geri uzanmıştım. Bu aralar yaşadıklarım bana fazla geliyordu. Hiç beklemediğim tepkiler ve durumlar yaşıyordum. Derin düşünceler içerisinde uyuya kalmıştım. Yarın işe gitmeyeceğim için rahatlıkla öğlene kadar uyuyabilirdim.
✨✨✨
Güneşin yüzüme vuran ısısıyla gözlerimi açtım. Görünüşe göre Kuzey de henüz daha güzellik uykusundan kalkmamıştı. Dünün intikamını almam gerekiyordu. Klasik rutinlerimi halledip salona doğru ilerledim.
Haklıydım, daha hala uyuyordu. Mutfağa doğru koşup bir bardak su aldım. Kıkırdarken yüzüne direkt suyu fırlattım. Yattığı yerden sıçrarken gülmekten karnımı tutuyordum.
Kuzey ise sinirle evin içinde beni kovalıyordu. Ufak bir kovalamacanın ardından yorulmuş ve kendimi affettirmek için ona kahvaltı hazırlama seçeneğini sunmuştum.
Kahvaltı dediğime bakmayın öğle yemeği yiyecektik. Kuzey yemeğini yiyip işi olduğunu söyleyip evden çıkmıştı. Ben ise etrafı toplayıp salonda bir şeyler izliyordum.
Esra tatilden güzel bulduğu her şeyin fotoğrafını çekip bana atıyordu. Aklınca beni onunla gitmediğim için pişman edicekti. Ama ben evimde daha çok huzurlu ve mutluydum. Kuzey beni arayıp eve gideceğini söylemişti.
Artık yalnızdım. Zaman benim açımdan çok hızlı ilerliyordu. Bende hava almaya karar vermiştim. Soğuk hava bana iyi gelicekti.
Çok fazla süslenmeye gerek yoktu. Sonuçta evimin önündeki parkta biraz takılacaktım. Eşofman takımı giyip kendimi direkt dışarı attım. Temiz havanın yüzüme çarpması bu aralar fazlasıyla bana iyi geliyordu.
Yavaş adımlarla parka doğru yol almıştım. Yakın olduğu için aceleye gerek olmadığını düşünüyordum. Parka ulaştığımda direkt salıncağa oturmuştum.
Salıncakta sallanırken derin düşünceler içerisindeydim. Gerçekten bana yazan bu numaradan kurtulmak istiyordum. Polise gitmek işi bitirmem için tek çaremdi. Nedense korkuyordum bana bir şey yapıcak olmasından. İşte tek gördüğüm engelde içimdeki korku hissimdi.
Kafamın doluluğundan zamanın bu kadar hızlı geçtiğini farketmemiştim. Salıncaktan kalkıp eve yöneldim. Ama bir sorun vardı. Evimin önünde siyah bir araç duruyordu.
Aşırı tedirgin olmuştum telefonuma gelen bildirim sesi gene beni yakmıştı. Lanet telefonu şuandan kurtulursam eğer sessize alacağıma yemin ediyorum. Çünkü sokakta neredeyse çıt çıkmıyordu. Bu ses de beni farketmelerine sebep olmuştu.
Siyah aracın önünde ki adam bana doğru dönünce yüzündeki maskesinden dolayı onu tanıyamıyordum. Aramızda ki mesafeden kaynaklı pek nette göremiyordum.
Elim ayağım birbirine dolanmıştı. Ne yapacağımı bilemiyordum. Beynim kaç diye bağırıyordu bana ama bedenim hiç bir şekilde tepki göstermiyordu. Karşımda ki beden bana doğru yavaş yavaş adımlıyordu.
Ayakkabılarının o tok sesi sokakta yankılanıyordu. Bana ise sanki zamanın ilerlediğini hatırlatıyordu. Her yakınlaştığında hareket edemediğim için küfürler savuruyordum. Sonunda vucüduma gelen titremeyle geriye doğru kaçmıştım.
Koşuyordum, koşuyordum koşmasına ama arkamdaki o sesde benim gibi git gide hızlanıyordu. Yardım çığlığı atmak istemiştim ama beni yakalamış ve bağırmamam için ağzımı sıkıcı kapatmıştı.
Bianda nasıl yetiştiğini anlamamıştım bile. Beni kendisine doğru döndürmüş ve gözlerini gözlerime kitlemişti. O kahveler beni gene derinlerine çekiyordu. İçinde battığımı hissediyordum. Ses tonu kulağımı yakıyordu. Soğuk ve sabit.
""Aslında zamanın geldiğini düşünüyorum Deniz. Bir nevi geç bile kaldım."" duyar duymaz bayılmam bir olmuştu. İşte tam olarak her şey o zaman başlamıştı.
🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤
*Bir bölüm sonu daha. Elimden geldiğince her gün bölüm atmayı düşünüyorum. Ve sanırım bunda şuanlık iyiyim. Yakın bir zamanda biteceğini düşünüyorum.
Sabredip okuyan herkese de teşekkür ederim. Belli bir kitlem yok ama biraz da olsa size güzel bir şeyler sunabiliyorsam bu beni mutlu eder.
Fikirlerinizi lütfen belirtin🤍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Escape
Teen FictionDeniz hayatında böyle birşeyle karşı karşıya geleceğini hiç düşünemezdi. Gerçekten bu zorlu hayatında yeni bir zorluk çıkmıştı karşısına. Özellikle şuanda tam önünde oturan adamı hiç görmemişti. Deniz'in kafası öne eğikti. Adam ise sürekli onun ke...