1.8

1.8K 36 6
                                    

Bu evdende gitmem gerekiyordu. Saçma bir duyguyla adama güvenip evine gelmiştim. Ama bana ihanet etmeyeceğini bilemezdim. Rüzgar'ın beni Bora'ya vermeyeceği ne malum üstelik ortaklarmış. Ayrıca başka bi salaklığım yüzümdeki yaraları nasıl unutmuştum?

Kapıdan içeri giren kadınla o tarafa doğru bakmıştım. Odaya girip dolaba yönelmişti. Resmen adamın odasına el koymuştum. Başka bir oda yokmuydu ki beni buraya yatırmıştı?

Kendimi aşırı mahcup hissediyordum. Bu kadar muamma göstermesi biraz fazlaydı benim için.

"Kusura bakmayın ama beyfendi neden beni bu odaya getirdi? Başka oda yok mu?" ah sanki böyle daha da batırmıştım olduğum durumu. Kadın dolabtan kıyafet seçip bana yönelmişti. Bakışlarım elindeki kıyafete yönelince konuşmaya başlamıştı.

"Rüzgar bey, rahat giysiler giymenizi söyledi. Üstünüzdekilerle rahat olmayacağınızı düşünmüş. Bu kıyafetleri giyinip aşağı inmenizi rica etti." kafamı sallamıştım. Gerçekten düşünceli bir adamdı. Eğer Bora beni bulursa, onun başının yanması beni gerçekten üzerdi.

Şuanda havanın karanlık olmasından anladığım kadarıyla geç bir saatti. Neden hala uyanıkdı ki? Yarın işe gitmeyecek miydi?

Kadın odadan çıkar çıkmaz üstümdeki fazlalıklardan kurtulmuştum. Sırtımı vurduğum zaman sırtımdada bir kaç yara oluşmuştu. Vucüdum acıyordu. Kadının verdiği kıyafet siyah pjama takımıydı.

Giyindiğimde biraz bol gelmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Giyindiğimde biraz bol gelmişti. Ama bu gayet normaldi.

✨✨✨

Aşağıya indiğimde salonda oturuyordu. Odama gelen kadın beni ona doğru yönlendirmişti. Bende onu takip etmiştim. Onun karşısına geçince koltuğu işaret etmişti oturmam için. Kadına gidebilirsin demişti.

"Neden beni çağırdın? Bu saatte uyumuş olman lazım." demiştim merakıma yenik düşerek.

"Bunu nerden çıkardın?" dediğinde şaşkınlıkla cevap vermiştim.

"Yarın işe gitmeyecek misin? Dinlemen gerekmez mi? Sana fazlasıyla yük oldum. Yarın erkenden çıkar giderim, merak etme." demiştim. Gerçekten söylediklerimle haklıydım. Ona şuanda ekstra yükten fazlası değildim. Gerek yoktu.

"Gideceğim. Ayrıca böyle düşünmen beni hayal kırıklığına uğrattı. Neden böyle düşündün? Yük olacağını düşünsem seni orada bırakır ve görmemiş gibi davranırdım." şaşkınca onu dinliyordum. Ne diceğimi de bilemiyordum. Haklı sayılırdı.

Kapının çalmasıyla bakışlarım kapıya yönelmişti. Bu saate kim gelebilirdi ki? Ellerim titremeye başlamıştı. O gelmiş olabilir miydi? Rüzgar benim önüme gelip ellerimi tutmuştu. Ellerimi çektiğimde buna bozulmuş gibiydi.

"Deniz sen benim odama çık. Nolur nolmaz kapını kilitle!" tereddüt ediyordum. Onu burda yalnız bırakmak istemiyordum. Kapının dışından onun gür sesini duymuştum.

""Rüzgar, aç kapıyı!"" o gelmişti işte. Bulmuştu beni. Bora, Rüzgar'a birşey yapabilirdi. Onu burda bırakmak ölüme itmek demekti. Böylesine güzel bir insanın benim yüzümden kötü olmasını istemezdim. Kapı yumruklanmaya başlamıştı artık. Rüzgar yalvaran bakışlarla bana bakıyordu.

"Seni bırakamam, görmüyor musun? Sana napacağı belli değil. Başına benim yüzümden bir şey gelsin istemiyorum." beni koltuktan kaldırıp sertçe merdivenlere itmişti. Dengemi zar zor sallamış ve merdivenlerden çıkmıştım.

Çıktığımı görünce kapıyı açmıştı. Ben odaya girmeyip onları izliyordum. Rüzgar'ın kapıyı açmasıyla Bora hışımla içeriye girmişti. Adımı bağırmasıyla bedenim kendini korkuya teslim etmişti.

""DENİZ, BURADA OLDUĞUNU BİLİYORUM! ÇABUK YANIMA GEL!"" tepkisiz bir biçimde yerimde donmuş kalmıştım. Rüzgar sakin bir tonda konuşuyordu.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen? Burası benim evim. Ne hakla benim evimde sesini yükseltebiliyorsun?" Rüzgar beni koruyordu şuan da. Umarım ona birşey olmazdı. Gerçekten aciz bir durumdaydım.

""Bu işe karışma Rüzgar. Savunduğun kişi benim sevgilim. Deniz, SON UYARIM!"" görünüşe göre sinirlerine daha fazla hakim olamıyordu. Bora, Rüzgar'ın yakasından tutmuş tam vuracakken ona seslenmiştim.

"Bora, burdayım geldim. Bırak onu!" Rüzgar'a sorun olmadığına dair bakışlar atıyordum. Onu en başından bu işe bulaştırmamalıydım. Bora gülümseyerek bana yaklaştığında sonumun geldiğini biliyordum.

O an zihnimde yankılanmıştı Bora'nın söyledikleri ;

""Deniz koşabildiğin kadar koş ama eğer yakalanırsan sonucuna katlan sevgilim(!).""

Yakalanmıştım ve sonucu hiç de iyi olmayacaktı anlaşılan.

🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤

*Güzel bir bölüm sonuyla karşınızdayım.

Gözümde kestiremiyorum kaç bölüm olacağını ama sona yakın olduğumuzu söylemek isterim.

Fikirlerinizi belirtmeyi unutmayın.🤍

EscapeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin