BÖLÜM-17 YÜZYIL AĞACI

79 7 1
                                    



  Mediadaki çizim eşime ait :)

  Evran, vazife için gitmesine sayılı günler kaldığından zamanının büyük bölümünü Bekan, Adal ve Yabsu-Tag ile birlikte mühim meseleleri istişare ederek geçiriyordu. Eski şahmaranların ağaç bakımı sırasında konakladıkları köşkün tadilatından tutun, sarayda ve Meclis'te neler gündeme getirileceğine kadar her şey bir bir çözüme kavuşmalıydı. Sabah erkenden yine Hükümler Salonu'nda hararetle konuştukları sırada nöbetçi içeriye girdi.

  "Yüce şahım, geçit kapısı bekçisi ziyaretçiniz olduğunu söyler. Çok önemliymiş."

  Kafasını kaldırıp yorgun gözlerle nöbetçiye bakıp kim olduğunu sordu. 

  "Ateş Diyarı veliahtı Asirel gelmiş."

  Hepsi aynı anda önce nöbetçiye sonra yüce şaha döndü. Bekan'ın boynu dikleşti yelesi gerildi, Adal'ın pulları diken diken oldu ve ani refleksle ağzını açmaya yeltenen Yabsu-Tag vazgeçip sadece düşük frekansta tısladı. Başını ve gövdesini dik tutup yerdeki yumuşak halının üzerinden sabah yeli gibi kayarak dışarı çıktı Evran, arkasından Bekan'ın da yanına doğru süzülmek için başını indirdiğini duyunca durakladı. 

  "Siz devam edin." Dediğinde baş vezir mahcup olup eski pozisyonuna döndü. Evran taht salonunun arka köşesinde bulunan geçit odasına girdi ve Asirel'i davet etti. Bedeni kor gibi kızarmış ve çok düşünceli görünen genç veliaht görüşmenin gizliliğinden bahsetti evvela. Elbette gizli olmalıydı fikri, Asirel'in bizzat gelişinden açıkça anlaşılıyordu. Yoksa şah dostu kızının yerine elçi gönderebilirdi.

  "Yüce sultanım, size böyle kötü haberler getirdiğim için ne kadar müteessir olduğumu anlatamam ancak durum bundan ibaret. Her ne olursa olsun, her ne karar verecekseniz verin babam dostluğundan zerre eksilmeyeceğini bilakis derinleşeceğini bilmenizi istedi."

  "Dostum Uruşen'e aynı bağlılığı gösterdiğimi ilet lütfen Asirel, diyarlarımız çok büyük ve biz kalabalık bir aileyiz işte bu nedenle farklı ve bazen istemediğimiz seslerin çıkması oldukça muhtemeldir. Yine de ailemizin her bireyini sevgi ve saygı ile kucaklarız. Çağlar geçti, zaman aktı çok şey değişti ve değişim devam edecektir. Sen de sevgili dostuma şöyle söyle; vereceğim karar karşısında yanımda olacağını ifade etmesi beni çok memnun etti. Meclis Divan Toplanmasında tekrar görüşmek üzere."


   Evran Hükümler Salonu'ndan ayrıldıktan kısa süre sonra taht odası muhafızı tekrar geldi. 

  "Yüce vezirim, Adem diyarı şahı geldi. Sultanımızın önemli bir görüşmede olduğunu söyledim fakat o sizi görmek istermiş."

  Bekan merak içinde hızla kaydı kapıya doğru, bedenini bir miktar küçülttü şaha saygısından. Boynu dik, yelesi açık kıvrıla kıvrıla altın yaldızlı kırmızı halı üstünde dikilen Rüya'yı selamladı.

  "Yüce şahım Rüya, hoş ve safa ile geldin. Beni görmek istemişsin, emrin başım üstüne."

 "O nasıl söz aziz dostum emir falan? Sadece senden bir şey istemeye geldim, tabi senin için de uygunsa."

  "Elbette, lütfen söyle."

  Dün gece yaşadığı ağlama krizi ve anne darlamasının üzerine ilaç gibi geleceğini düşünmüştü bu fikrin. İlk iki dersi boş olduğundan fırsatı değerlendirmek istedi ve kimseye görünmeden bodrum kata inip kapı açarak Maran Diyarı'na geçti. Evran'ın etrafta olmayışı da işine geldi.

ŞAHMARAN'IN SIRRI-KAYIP DİYARLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin