Merhabaa🤍 Bölüm biriktirmek için bekleyenler falan mı var bilmiyorum ama çok az kişi ve çok sessizsiniz :( Eğer buradaysanız yorumla okuyun ki yazma hevesime katkınız olsun, öptüm kaçtım!
|2. KISIM|
4.BÖLÜM: GEÇ KALINMIŞ KAÇIŞLAR
-Elena Vera İvanov.
Sayısız insan arasında yalnız hissetmek. Doğduğumdan beri en sık hissettiğim şey buydu. Bir şeyler eksikti, bir şeyler sahteydi. Kimse olduğu gibi değildi ve kimse kimseyi tam manasıyla anlayamıyordu. Verilen sevgiler geçiciydi, duyulan tüm hisler karşılıklı menfaatle yürüyor gibiydi. Kiminle ne tür bir ilişki kursam kalbim hep bu sonuçla karşılaşır ve geri çekilmeyi seçerdi.
Ama ilk kez... hayatımda ilk kez bunun aksi bir örneğiyle karşılaşıyordum. Özgür'le aramızdaki şeyde menfaat çıkar ilişkisine rastlamamıştım. Belki de onun kendini tanımayışıydı bunun nedeni ve tanıdığında çekip gidecekti ama şimdilik her şey saf ve güzeldi, ona çekildiğimin farkındaydım ve buna karşı koymuyordum.
Bugün o hayatıma gireli üç hafta olmuştu ve kısa zamanda alıştığım ilk kişi oydu. Bunun nedenini pek bilmiyor, fazla sorgulamıyordum. Yalnız oluşum olabilirdi, onun yalnız oluşu olabilirdi, kaderin itişi olabilirdi ya da başka şeyler de olabilirdi. Tek bildiğim şikâyetçi olmadığımdı.
Balkonun manzarasındaki trafiği yoğun caddeyi izlemeyi sürdürürken elimdeki kupayı yanıma bırakıp bacaklarımı karnıma çektim. Akşamın kararttığı hava hafif eserek saçlarımı hareketlendiriyor ve bu ferahlatıyordu. Tek sıkıntı son zamanlarda fazla sık uğramaya başlayan baş ağrısıydı ve onu umursamamaya çalışsam da ister istemez düşünüyor, yeniden uğrayabilecek kanser belirtisinden olup olmayışından korkuyordum. Eğer öyleyse bu çok... korkutucu- Ah, hayır. Benim ve doktorumun evhamından ibaretti.
Parmaklarımla şakaklarımı ovuşturup huzursuzca soluklandığım sırada evin zili çalmış, kim olduğuna neredeyse emin olduğumdan istemsiz memnuniyet duyarken hemen ayaklanmıştım. Yalnız oturup sıkılmaktansa onunla vakit geçirmek daha güzel geliyordu.
Koridora çıktığımda önce aynada saçlarımı düzelttim, sonra da kapıyı açıp gözlerimi onunkilerle buluşturdum. Parlak kahvelerinde daima taşıdığı bir sıcaklık vardı ve o sıcaklık her baktığımda içimi ısıtıyordu. Gülümsedi, kahvelerindeki o sıcaklığa ufak bir ışıltı eşlik etti. Ben de ona aynı karşılığı verdim.
"İyi akşamlar," diyerek hafifçe başını eğdi. "Evde sıkıldığımdan uğramak istedim umarım rahatsız etmemişimdir."
Geri çekilirken gülümseyip kapıyı az daha araladım. "Tabii ki etmedin, hadi içeri gel."
İçeriye girdiğinde arkasından girip kapıyı kapattım, ondan balkona geçmesini isteyerek mutfağa geçip iki siyah poşet çay yaparak yanına gittim. Gözlemlerime göre çayı kahveden daha çok seviyordu, ben de öyleydim ama bitki çayları en başta yer alıyordu. O ise bitki çayını hiç sevmiyordu, bir kez teklif edişimle içtiğinde tadını aldığı an yüzünde oluşan o memnuniyetsiz buruşma hâlâ aklımdaydı. Hatırlamak istemsiz gülmeme neden olurken o gülüşü tebessüme dönüştürüp balkonda serili minderin üzerine, onun yanına oturdum ve çayları önümüze bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZİHNİN ENKAZI
RomanceSevmek panzehirken hudutsuzca sevmek zehirdi. Lakin bunu fark ettiğimde iş işten çoktan geçmişti.