1.Kısım | 3: Bulanık Zihinler ve Yitiriş Sanrısı

317 29 46
                                    

Selaamün aleyküm canımlarım!

Bu kez uzun bölüm öncekilerden bir tık ve siz ne yapmanız gerektiğini biliyorsunuz, yorum? Bakın hiç ses çıkmıyor bak, hevesim kaçıyor bak..

Güzel okumalar :*

|1.KISIM|

3.BÖLÜM: BULANIK ZİHİNLER VE YİTİRİŞ SANRISI

Yaşadığım hatta bazen yaşamadığım şeyleri, etrafımda dönen hatta bazen çok uzağımda dönenleri, hisleri, duyguları ve benzerlerini sürekli en içten düşünür, düşünür ve daha çok düşünürdüm

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yaşadığım hatta bazen yaşamadığım şeyleri, etrafımda dönen hatta bazen çok uzağımda dönenleri, hisleri, duyguları ve benzerlerini sürekli en içten düşünür, düşünür ve daha çok düşünürdüm. Bu yüzden bazen farkına varmadan her şeyin hesabını haddinden çok yapar ve kendimi sürekli bir şeylerden uzağa iterdim. Rahatsız hissettirdiğimi hisseder, kendimi geriye çekerdim. Ve rahatsız hissettiğimi hisseder, kendimi yine geriye çekerdim. Karşımdaki bir yaklaşsa ben de bir yaklaşır, karşımdaki bir uzaklaşsa ben iki uzaklaşırdım. Bu sebepten hayatıma girip çıkan insan sayısı çoktu ama uzun süre kalan sayısı azdı, tam bir yakınlık besleme işini pek beceremiyor ama kolayca da kopamıyordum.

Sadece Leyla, sadece onun yeri içimde öyle farklı bir yerdeydi ki ondan uzaklaşmaya çalışsam nefessiz kalır, soğumaya kalksam kendimden de soğur, ona yaşatabileceğim en ufak kötülükte o acının bin beterine kendimi mahkûm ederdim. Benim için konumu sadece aşk değildi, duyup duyabileceğim bütün yakınlıkları onda bulmuştum. Bu yüzden onunla bir ömür dost kalsak bu ağırıma gitmez, bir ömür aşkıma kör kesilse canımı yakmazdı. Hayatımda bir yerlerde ama bana çok yakın bir yerlerde olması benim için yetiyordu. Ona sırf uzaklaşır korkusundan bu mevzunun bin bir yalanını söyleyebilir ve ona aşık olduğumu hiçbir zaman hissettirmeyebilirdim, saklaması benim için hiç güç değildi çünkü onun yeri öyle çok içte bir yerlerdeydi ki geç onu ya da insanları, artık kendim bile ulaşamıyordum.

Onun da bana bir şeyler hissettiğini sezebileceğim en ufak bir şey yaşansa umut bağlayıp ona açılır mıydım bilmiyordum ama öyle bir şeyin olmadığına netlikle emin olduğumdan, açılma ihtimalim sıfırdı. Ailesinden sonra en değer verdiği isim bendim, bunu biliyordum ama birbirimize verdiğimiz değerin yerleri farklıydı, boyutu da bariz farklıydı. O bana bir dost, bir sırdaş, bir kardeş gözüyle değer verirken; ben ona kendimden bile çok değer veriyordum ve onu içimde sabit bir yere koyamıyordum. Dost da olurdu sevgili de, bana her şey olabilirdi çünkü ayrılmaz bir parçam haline gelmişti. Onun içimdeki varlığını kalbimin varlığından bile daha çok hissedişim korkutuyordu çünkü bir gün hayatımdan çıkması gibi ihtimalleri düşünmeye meyletmek bile delirtici bir histi ama onu çok sevişime duyduğum korkuya da ona alıştığım kadar çok alışmıştım.

Sadece... hayatına, kalbine bir gün bir başkasını alsa buna göz yumabilirdim, yummak zorundaydım onun farkındaydım. Eğer o kişi ona mutluluk verecekse destek bile olmak zorundaydım ve farkındaydım. Acıtırdı ama alışırdım. Şimdi bunu yaşamasının ihtimalini o biriyle konuşurken yapmak acıtıyor ama sinirden kudurtmuyorsa, alışılabilecek bir şeydi çünkü Leyla benim hislerime karşılık vermek zorunda değildi.

ZİHNİN ENKAZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin