1.Kısım | 7: Noktalanan Kaçış

211 18 26
                                    

|1.KISIM|

7.BÖLÜM: NOKTALANAN KAÇIŞ

BÖLÜM: NOKTALANAN KAÇIŞ

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-Kerim Erginsoy.

Hayatın olağan akışına alışmak biz farkına varmadan gerçekleşebilen bir eylem olsa da kimi zaman o akışı sorgulamak zihni büyük bir boşluğa itebiliyordu. Son zamanlarda bu sorgu işini daha sık yapar olmuş, bazı şeyleri daha fazla sorgulamaya başlamıştım. Belki yetişkinliğe adım atmaya başlamaktı bunun sebebi belki de o akışın fazla rahatsızlık vermeye başlamasıydı. En büyük rahatsızlığı veren sıradanlaşmış o şey ailem olmuştu bu zamana dek ama son zamanlarda başı çeken Leyla'yla olan ilişkimizdi, onunla her zamanki gibi kalmanın zorlaşmaya başlamasıydı. Onu sahiplenişim artmıştı, onu birileriyle paylaşma korkum büyümüştü, ona her zamanki dostça yaklaşımım sekteye uğramaya başlamıştı. Artık bunları yaparken sanki bunca yıldır fazlaca alışan ben değilmişim gibi zorlanıyordum. En can sıkıcı taraf da hiçbir rahatsızlık verici şeyi düzeltmeye güç yetiremeyişimdi.

İzmariti kül taplasına bastırıp içimdeki soluğu dışa vererek cam önünden çekilirken kendimi zorladım ve dersin başına geçtim, geç de kalmış olsam buna alışmaya başlamıştım. Amacım dağ dolusu açığı bir ayda kapatmaya çalışmak değildi o yüzden bir ay önce en baştan başladığımdan daha başlarda sayılırdım. Bu seneyi boş geçirmişlik sebebiyle asıl sınavıma bir değil on üç ay vardı ama Leyla'yla bir ilerlediğimizden bu pek umurumda sayılmazdı. Sadece matematik dışındakileri çalışmak çok fena zulmediyordu, seçeceğim bölüm matematikten ibaret olmalıydı yoksa hızlı sıkılırdım.

Birkaç saati ders başında geçirebildikten sonra biraz daha durursam boğulacağımı kabullenip ayaklandım ve aşağı inip mutfağa yöneldim. O sırada bizimkilerin oturma grubunda olduklarını gördüm ama durmadan mutfağa geçtim. Girdiğimde çalışanlar yemek yiyordu ve hızlıca ayaklanmaya çalıştılar.

"Oturun oturun," diyerek durmalarını sağlarken tebessüm ettim. "Çıkacağım hemen." Gözlerim sofrada dolaştı. "Hatta size davetsiz misafir olsam işime gelir acıkmışım."

Buna şaşırmışlardı. Hiçbir zaman onlara üstten bakma gibi bir huy edinmemiştim ve uzun süre kalacak biri beni pek görmese de tanıyabilirdi ama çalışanlar sık sık değiştiğinden kimseyi pek tanıyamıyordum. Sadece dört beş ayı geçik kalan birkaçı olmuştu ve onlarla da gayet güzel anlaşmıştık. Benim için sıradan insanlarla anlaşmak bizimkiler gibilerle anlaşmaktan bin kat kolaydı.

Neriman teyze boğazını temizleyerek kalkarken bana çekingence gülümsedi. "Ayrı sofra kurabilirim hemen Kerim Bey."

"Bana 'bey' demeyin yeterli ya," diye mırıldanarak önümdeki sandalyeyi çekip oturdum. "Ben kendimi bizimkilerden izole etmek isteyen biriyim, halktanım yani. Geriliyorum siz böyle çekinince."

ZİHNİN ENKAZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin