1.Kısım | 15: Yaşama Bağlayan ip

190 16 5
                                    

biz geldik!

gecikmelerin farkındayım ve daha istekli yazabilmek ve buralarda birilerinin olduğunu anlayabilmek adına okuyan herkesten birer oy istiyorum, zor olmasa gerek. oylar, en çok da yorumlar kısacası aktifliğiniz yazmaya teşvik ediyor <3

keyifli okumalar, seviliyorsunuz!

|1.KISIM|

15. BÖLÜM: YAŞAMA BAĞLAYAN İP

-Kerim Erginsoy.

Hayata tutunmak adına bir sebep bulmadan yaşayan birilerini bulmak çok zordu, belki de imkânsız

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hayata tutunmak adına bir sebep bulmadan yaşayan birilerini bulmak çok zordu, belki de imkânsız. Kimi başarılar elde etmek için yaşardı, kimi tutkunu olduğu eylemler için yaşardı, kimi iyilik için kimi kötülük için, kimi dini için kimi bir ideali için, kimi savaş için kimi barış için ve kimileri de sevdikleri için yaşardı ama aklı olan herkes bir şeyler için yaşardı, herkesin hayata tutunmak için bir sebebi olurdu.

Leyla, benim yaşama sebebimdi. Evet, içimdeki konumunu o derece büyük ve tehlikeli bir konuma getirmiştim ve Leyla benim yaşama sebebimdi.

Ve yaşama sebebim bileğini keserek intihar etmiş bir biçimde yerde, kanlar içindeydi.

Bunu görmeye katlanabilecek güce sahip değildim. Bu gördüğümü algılayıp hazmedebilecek güce sahip değildim.

Buna... ben buna asla hazır değildim.

Neye? Onun ölüsünü görmeye mi?

Ölüm... ölüm ve Leyla şimdi aynı görüntü içinde karşımda birlikteler miydi?

Bu olabilir miydi? O bana bunu, o bana bu caniliği yapabilir miydi?

Taş kesilmiştim. Tam anlamıyla taş kesilmiştim, bilincim ve hareket etme yetim elimden tümüyle alınmış gibiydi ve bakıyor, sadece bakıyordum. Kalbim ne durumdaydı, hızla atıyor muydu yoksa yavaşlıktan kasılıyor muydu bilmiyordum ama sol göğsümde dehşet bir ağrı hissediyordum. Öyle bir sancıyordu ki, az sonra canım ağzımdan çıkacak gibiydi.

Hareket edebilmek için güç bulabildiğimde ilk yaptığım sertçe yutkunmak oldu ama gözlerimi karşımdaki görüntüden ayıramıyordum, o görüntünün içime sapladığı acıdan sıyrılamıyordum. Kanlar içinde kalmış kesik bileği yerde zemindeydi, jilet taşıyan diğer eliyse kucağında. Ayakları uzanmış, gövdesi yarı yatar bir pozisyonda yere yığılmış, başıysa arkasındaki küvete yan dönüp yaslanmıştı. Yüzü solgundu ve kapalıydı gözleri. Gözleri kapalıydı ve bu beni çileden çıkartacak kadar korkutuyordu.

Güçlükle, "Leyla," diye fısıldadım. O korkak, o kısık ses algılarımı açmaya yetti ve elimde parçalamak ister gibi sıktığım kapı kulpunu bırakırken birkaç adım atmayı başardım. Onun, canımdan bin kat çok sevdiğim Leyla'mın yanına ulaşmayı başarıp diz çöktüğümde geri kalanını yapacak, nabzını kontrol edecek gücü uzun süre bulamadım. Biliyordum, hızlı olmam gerekiyor olabilirdi. Biliyordum, şimdi geçen her saniyenin değeri olabilirdi.

ZİHNİN ENKAZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin