3

1.3K 170 78
                                    

Yorum yapın ve oy vermeyi unutmayın ♥️

"O TACİZCİ DRAKULA İLE
GİTMEYECEĞİM!!!" Jimin öfkeyle elindeki çiçek vazosunu önündeki duvara fırlatarak bağırdı.

"Jimin ah... o senin kocan-"

"Kıçımın kocası!!" Jimin annesinin sözünü keserek ona doğru döndü, "Beni nasıl taciz ettiğini görmedin mi?! HEM DE TÜM KALABALIĞIN ÖNÜNDE!!!"

"Minie... sen önce-"

"Hiçbir şey duymak istemiyorum anne! Ne olursa olsun o cahil, vahşi ve saygısız hayvanla gitmiyorum!!!" Jimin  annesinin yanından geçip odadan çıkmak üzereyken babası içeri girdi.

"Tanrıya şükür buradasın !!!" dedi Jimin, gözlerini Bay Park'a devirerek. "Bana onunla evlenmemi söyledin. Şimdi bana paramı ver ve o piç kurusuna siktirip gitmesini söyle." Jimin, kollarını göğsünün üzerinde kavuşturmuş babasına dik dik bakarak, dişlerinin arasından konuştu.

Bay Park kıkırdadı, "Ne parasından bahsediyorsun?"

"Benimle oyun oynamaya cüret etme baba." Jimin tehditkâr ve alçak bir sesle babasına yaklaşarak. "Kartımın blokesini kaldır ve o şerefsize hemen gitmesini söyle."

"Kartının blokesini çoktan kaldırdım. Am-"

"Teşekkürler!! Sonunda Kahrolası !!" Jimin dramatik bir şekilde iç çekerek söyledi ve telefonunu ve cüzdanını alıp gitmek üzereydi ki babasının sesi onu durdurdu.

"Ama bu hiçbir şeyi değiştirmeyecek."

Jimin duraksayarak kafası karışmış bir halde, gülümseyip omuz silken babasına bakmak için döndü.

"Hesabında bakiye yok. Benim ve annenin de öyle." Dedi Bay Park başını karısına doğru eğerek. "Sahip olduğum her şey artık Jungkook'a ait. Tüm param, mülküm, arabalarım, şirketlerim, hatta bu..." etrafına bakınarak, ".... hatta bu köşk bile." Dedi, sanki dünyanın en sıradan şeyini söylüyormuş gibi omuz silkerek.

"Bununla ne demek istiyorsun?" Jimin artık kapkara olan gözlerini kısarak inanamayan bir şekilde babasına baktı.

"Ona her şeyimi verdim. İsteyerek ve resmen."  Bay Park, ne kadar kızgın olduğu için yumruklarını sıkarak titreyen oğluna başını sallayarak gülümsedi.

".... Hayır..." Diye mırıldandı Jimin, bunu kabul etmeye hazır değildi. Babasına ters ters bakarak hiç düşünmeden bir adım öne çıkıp onu sertçe itti, "SİKEYİM SENİN NEYİN VAR?!!!"

Bay Park, Jimin'in onu sertçe itmesi nedeniyle dengesini kaybetmişti ama düşmeden önce onu yakalayan karısı sayesinde yere düşmekten kurtulmuştu. Bay Park hayal kırıklığı dolu gözlerle oğluna bakarken, Bayan Park tamamen şok olmuştu. Jimin az önce kendi öz babasını hiç düşünmeden itmişti.

"Ben senin tek çocuğunum!! Sahip olduğun tüm işlerin, mülklerin ve lanet paranın tek ve yegane varisiyim!!! Ben hak eden-"

"Hak etmiyorsun." Bay Park sert bir şekilde, "Paramın tek bir kuruşunu bile hak etmeyen sensin. Malımı mülkümü sana verirsem beni ve anneni hiç düşünmeden sokağa atacağından o kadar emindim ki. Şimdi ne kadar haklı olduğumu biliyorum." Dedi, gözleri biraz yaşlıydı, Bayan Park'ınki de öyleydi.

Jimin az önce ne yaptığının farkına vardığında gözleri yumuşamıştı. Kendi babasını zorlamak istememişti ama babasının yaptığı şey çok aptalcaydı. Her şeyini bir yabancıya nasıl verebilirdi?!

Jimin kendini sakinleştirmek için derin bir nefes aldı. "Bak baba... Seni zorlamak istememiştim... " Başka bir aptalca hata yapmamak için elinden geleni yaparak konuştu. "Ama söylediklerin çok şok edici ve kabul edilemez!!! Nasıl olur da her şeyini bir yabancıya verirsin?!!! O kim lan-"

Şımarık GüzelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin