"Bırak Sikeyim Bırakmanı Söyledim!!"
"Üzgünüm diyene kadar olmaz!!"
"Milyon yıl geçse de olmaz!!"
"O zaman ben de seni çözmüyorum."
"Ama ben işemek istiyorum!!"
"O zaman lanet pantolonuna işe Park Jimin. Özür dileyene kadar gitmene izin vermeyeceğim...
Yorum yapıp beğenmeyi unutmayın 😊 Yazım yanlışı yapabilirim üzgünüm ve en önemlisi Jimin'in karakter'i hakkında ona ağır sözler söylerseniz bilinki sizi engellerim.Tabiki onun hakkında yorum yapabilirsiniz ama sınırı aşmak yok!!!
Düzeltildi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Bu da ne demek şimdi?" diye anlamayarak sordu Jungkook. Hâlâ asker üniforması içinde bavulunu taşıyorken kardeşi de heyecanla onun yanında sekerek yürüyordu.
"Bu demek oluyor ki, evleniyorsun genç adam!" Taehyung heyecanla Jungkook'un göğsünü okşadı ve geriye doğru yürüyerek kocaman bir gülümsemeyle kardeşine baktı.
Jungkook aniden durdu, yüzünde küçük, şaşkın bir ifade vardı.
"Ne oldu?" Tae anlamayarak sordu.
"Şaka yapıyorsun, değil mi?" Üniformalı adam kaşlarını çatarak sordu.
"Hayır, yapmıyorum. Park Amca gerçekten seni oğluyla evlendirmek için babama neredeyse yalvarıyordu. Onunla evleneceksin." dedi Tae kolunu onun üzerine atarak Jungkook'un omzunu tutup tekrar hareket etmesini sağladı.
Hala karakoldaydılar ve Jungkook ordudaki görevini tamamladıktan sonra yeni dönmüştü. Ne kadar disiplinli ve kararlı olduğu için aylar içinde komutan olmuştu. 5 yıllık hizmetinden sonra nihayet geri dönmüştü.
"Ama ben onu tanımıyorum bile Tae." Jungkook kaşlarını çatarak konuştu, sesi hala sakin ve soğukkanlıydı. Askerlik hayatı insana disiplin ve kendini kontrol etmeyi öğretiyordu.
"Evet... ama babam ve Park Amca çoktan kararlarını verdiler." Dedi taehyung omuz silkerek arabaya bindi ve Jungkook da hemen ardından onu takip etti.
Jungkook hiçbir şey söylemeyerek yolculuğun geri kalanı boyunca sessiz kalmıştı. Anne babasını seviyor ve onların tüm kararlarına saygı duyuyordu. Jungkook en başından beri içine kapanık biriydi, gereğinden fazla konuşmayı sevmezdi, bu yüzden hayatının büyük bölümünde ailesi onun için kararlar aldığında bile asla şikayet etmez veya tartışmazdı. Onun için her zaman en iyisini yapacaklarını biliyordu.
Park Amca çok mütevazı ve nazik bir adamdı. Babasının en yakın arkadaşlarından biriydi. Bir milyarder olmasına rağmen son derece alçakgönüllü'idi. Ne zaman Busan'a gelse (Jeon ailesinin kaldığı yer), Tae ve Jungkook'a her zaman kendi oğulları gibi davranırdı. Bayan Park da aynı şekilde. Bayan park ve Jungkook'un annesi arasında kız kardeşler gibi bir bağ vardı. Park çifti Güney Kore'nin en zengin ailesi olmasına rağmen, kimse davranışlarından veya auralarından bunu anlayamazdı. Zengin insanlar gibi giyinmiyor değillerdi, sadece çok alçakgönüllü ve arkadaş canlısıydılar ve dışarıdaki sözde zengin insanlardan çok farklılardı.
Bay ve Bayan Park'ın sadece bir oğulu vardı. Ancak Jungkook ve Taehyung onu hiç görmemişlerdi. O her zaman Parkların asıl ikametgahlarının bulunduğu Seul'de kalmaktaydı. Şu ana kadar jungkook onu görmekle hiç ilgilenmemişti ama şimdi sadece müstakbel damadının nasıl göründüğünü merak ediyordu.
