"JEON JIHYUN!!" Jimin, elinde bir şişe sütle 5 yaşındaki oğlunun arkasından koşarak bağırdı. Sevimli bambi gözlü çocuk, öfkeli Dada'sından saklanarak hızla Appa'sının arkasına koştu.
"Hadi ama bebeğim, madem süt içmek istemiyor, onu neden zorluyor-"
"Kapa çeneni Jeon Jungkook!" Jimin önce Jungkook'a sonra da Appa'sının arkasına saklanıp kocaman köpek yavrusu gözleriyle kendisine bakan Jihyun'a bağırdi. Jimin tekrar Jungkook'a baktı ve boşta kalan tek eliyle yakasını çekti, "Hepsi senin yüzünden! Tanrım, neden oğlumuzu bu kadar şımartıyorsun?! Onun süt içmeye ihtiyacı var!"
"Ama süt iğrenç..." Jungkook ve Jihyun aynı anda mızmızlanırken jimin çocuksu kocasına ters ters bakıp göğsünü tokatladı.
"Tanrı aşkına! Bir kez olsun baba gibi davran hyung!" dedi Jimin azarlayarak, "Eğer yapmazsan, o zaman bu gece kanepede uyuyor olacaksın!"
Jungkook'un gözleri büyüdü ve hızla arkasını dönüp 5 yaşındaki çocuğa şakacı bir şekilde baktı, oğlu da aynısını yapınca gülmemek için kendini zor tuttu. Onlar en iyi baba oğul ikilisiydi ve masum babalarını kandırmak için pek çok taktikleri vardı, bu da onlardan biriydi.
"Jeon Jihyun!" Jungkook azarlar gibi yüksek sesle söyledi ama Jihyun onun sadece rol yaptığını biliyordu. Anlaşılan Jungkook'un bu gece odadan atılmasını istemiyorlarsa ikisi de Jimin'in önünde rol yapmak zorundaydı. "Ben sana babana itaat etmen konusunda ne demiştim?!" Jungkook ellerini beline koyarak sordu.
Jihyun gülmemek için elinden geleni yaptı ama neyse ki Tata Amcası ona tam bir profesyonel gibi rol yapması gerektiğini çok iyi öğretmişti.
Utangaç bir şekilde ayaklarına baktı ve yumuşak bir sesle, "özür dilerim apa..." diye mırıldandı.
"Benden özür dileme seni velet!" Jungkook tekrar azarlarken sırtı hala oğlunun bir kez daha babası tarafından azarlandığını düşünen Jimin'e dönüktü. "Dada'dan özür dile! Ve hemen sütünü iç!!"
"E-Evet Appa.." Jihyun burnunu çekti, hala yere bakıyordu. Şey... Jungkook, oğlunun oyun yaptığını biliyordu ama Jimin bilmiyordu.
"Aish!!" Jimin, Jungkook'u kenara iterek oğluna sarıldı ve ardından tekrar Jungkook'a ters ters baktı. "Neyin var senin hyung?! O daha bir çocuk! Ne cüretle oğluma bağırırsın?!" Jimin onu azarlayarak hayal kırıklığına uğramış bir bakış attı.
Jungkook nefesini tuttu, şuan çok kırılmıştı. "Pardon?! Onu azarlamamı söyleyen sendin-"
"Kes sesini! Bak bebeğimi nasıl korkuttun!" Jimin tekrar azarlayıp burnunu çeken Jihyun'a daha da sıkı sarıldı. Jıhyun da Jungkook'a sırıtıp arkasındaki birine göz kırptı.
Jungkook arkasını döndüğünde Tae'nin ayakta durduğunu ve Jihyun'a gururlu bir başparmak işaretiyle gülümsediğini gördü.
"Seni kahrolası-"
Jimin dramatik bir şekilde nefesini tuttu ve ayağa kalktı, "Az önce oğlumun önünde küfür mü ettin....
Jungkook, iri, korkmuş gözlerle Jimin'e, ardından gülümsemesini durdurmak için dudaklarını büzen Tae'ye, ardından kıkırdamasını küçük elinin arkasına saklayan Jihyun'a ve tekrar Jimin'e baktı.
"J-Jimin... bebeğim y-yemin ederim öyle demek istemedim-"
ANNE! BABA!!" diye bağırdı Jimin, Jungkook herhangi bir açıklama yapamadan.
&
"D-Doksan altı..." Jungkook homurdanıp şınav çekerken Jihyun Appa'sının sırtında kıkırdadı
"Doksan yedi..." Jungkook acı içinde inlerken tüm aile onun cezalandırılmasından keyif alıyordu. Tae, Jin ile birlikte kıkırdarken Namjoon, Hobi ve Suga Jungkook'a sempatik bir bakış atıyordu. Bay Jeon, Bayan Jeon ve Jimin ise aynı duruşta, ellerini göğüslerinin üzerinde kavuşturmuş, kısık gözlerle Jungkook'un cezasını tamamladığından emin olmaya çalışıyorlardı.
"Tanrı aşkına. Bırakın zavallıyı!" Hobi arkadaşı için şimdiden üzülerek gözlerini devirdi.
"Hayır. Benim evimde küfür yok. Ve bunu Jihyunie'nin önünde yapmaya cüret etti!" Dedi bayan jeon.
"Kesinlikle!" Dedi tae annesine katılarak.
"Kes sesini kalt-" Jungkook sözünü tamamlayamadan, tüm bakışların üzerinde olduğunu, onun tamamlamasını beklediğini hissedebiliyordu. Bu yüzden yutkundu, "K-kale! Kumsal Kum kale prensesi!!" Jungkook, kendi kötü durumuna gülen Taehyung'a dik dik bakıp dişlerini sıktı.
"Hadi kook. Sadece iki tane daha kaldı." Namjoon ve Hobi başlarını sallarken Suga cesaretlendirdi.
"D-Doksan dokuz... Y-Yüz!" Jungkook inleyerek yere yapışırken Jihyun hala sırtında oturuyordu. "Üzerimden kalk seni velet!" Dedi ve kıpırdadı, çocuğun kıkırdayarak kaymasına neden oldu. O da doğruca Tae'ye gidip ona bir beşlik çaktı.
Bazen Jungkook, Jihyun'un gerçekten kendi oğlu mu yoksa Taehyung'un oğlu mu olduğunu merak ediyordu.
Jungkook nefes nefese ayağa kalktı ve önüne konan bir su şişesi gördü. Onu tutan kişiye baktığında dünyanın en güzel insanını gördü ve ona en güzel gülümsemeyi verdi.
"Su?" Jimin tatlı bir şekilde kocasına gülümseyip sorarken gözleri hilal şeklinde kayboldu.
Jungkook, aldığı ceza nedeniyle tüm yorgunluğunu ve çabasını çoktan unutarak kocaman tavşan gülümsemesiyle karşılık vermekten kendini alamadı.
"Teşekkürler..." dedi ve suyu içmeye başladı. Memnun kaldığında, somurtarak da olsa şişeyi Jimin'e geri verdi.
"Ne?" Jimin sevimli koca bebeğine kıkırdadı.
"Bu gece beni kanepede uyutmayacaksın değil mi?" Jungkook köpek yavrusu gözleriyle sordu.
Jimin sadece güldü ve Jungkook'un yüzünü iki avucunun içine aldı. "Sensiz asla uyuyamayacağımı biliyorsun..." dedi Jungkook'un gözlerine bakarak. Bu gözler Jimin'in tüm dünyasıydı. Onun için Jungkook'un gözlerinden daha güzel bir şey yoktu.
Jungkook, kendisi de Jimin'in gözlerinden oluşan uçsuz bucaksız okyanusta kaybolarak kocasına gülümsedi.
"Seni seviyorum..." diye fısıldadı Jungkook, kelimeleri çok doğal ama çok içten bir şekilde soluyarak.
"Ben de seni seviyorum..." diye fısıldadı Jimin, aynı duygularla, yanaklarını kaplayan güzel bir kızarıklıkla.
" BEN DE SİZİ SEVİYORUM!!" Jihyun mutlu bir şekilde bağırarak babalarına sarıldı. Bu da bütün ailenin sevimli çocuğa gülmesine neden oldu.
Jimin ve Jungkook, kalplerinde sıcak bir his ve gözlerinde memnuniyet duygusuyla birbirlerine gülümsediler. Yaşamak güzeldi, çok güzel.
&
Aşklarım diğer Bölüm smut olucak o yüzden yorum yapınn
Move dinleyin mükemmel bir şey.
Sağlıklı kalın görüşürüz ☺️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şımarık Güzel
Fanfic"Bırak Sikeyim Bırakmanı Söyledim!!" "Üzgünüm diyene kadar olmaz!!" "Milyon yıl geçse de olmaz!!" "O zaman ben de seni çözmüyorum." "Ama ben işemek istiyorum!!" "O zaman lanet pantolonuna işe Park Jimin. Özür dileyene kadar gitmene izin vermeyeceğim...
