"Bırak Sikeyim Bırakmanı Söyledim!!"
"Üzgünüm diyene kadar olmaz!!"
"Milyon yıl geçse de olmaz!!"
"O zaman ben de seni çözmüyorum."
"Ama ben işemek istiyorum!!"
"O zaman lanet pantolonuna işe Park Jimin. Özür dileyene kadar gitmene izin vermeyeceğim...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oy:50: Yorum:15
İyi okumalar....
Katılımsız ebeveynlik:
bazen ihmalkar ebeveynlik olarak adlandırılan, çocuğun ihtiyaçlarına cevap vermeme ile karakterize edilen bir tarzdır. İlgisiz ebeveynler çocuklarından çok az talepte bulunur veya hiç talepte bulunmaz ve genellikle kayıtsız, umursamaz ve hatta tamamen ihmal edicidirler.
&
"Senden nefret ediyorum Kanju!!! Senden nefret ediyorum!!" Haejin, gözlerinden kızgın yaşlar dökülerek kocasına bağırdı. Çift bugün yine kavga etmişti. Çünkü para hala gidip oğullarını yetimhaneden geri almaya yetmiyordu.
3 yaşındaki Jimin ise kapının arkasında durmuş, her günkü gibi ailesinin kavgasını izlerken ne yapacağını bilemez halde titreyen dudağını ısırıyordu. Karnı acıkmıştı ama anne- babası son saatlerdir bunun farkına varmayarak kavga ediyordu.
Haejin, Kanju'yu iterek sonunda lobiden yatak odasına girdi. Jimin'in orada durmuş, büyük parlak gözlerle kendisine baktığını gördü. Onu kucağına alıp sımsıkı sarılarak daha çok ağladı.
"E-Eomma... yemek..." dedi Jimin ve tesadüfen midesi guruldadı.
Haejin, oğluna üzgün ve suçlu gözlerle baktı, " Bebeğim... Çok üzgünüm..." Bayan park Jimin'e sarılarak ağladı ama sonra aklı Jaemin'e kaydı. Bir şey yemiş miydi ki ? Jaemin'e de bakacak kimse var mıydi??" Daha çok ağlamaktan kendini alamadı, şimdi Jaemin'e karşı aşırı derecede suçlu hissediyordu, "eomman senden çok ö-özür diliyor.. Çok ö-özür dilerim...Jaemin-ah ..." Jimin'e sarılarak ağladı.
3 yaşındaki zavallı çocuk, annesinin dikkatinin hala kendisi üzerinde değilde başka birinin üzerinde olduğunu fark etmeden, sadece ona sarıldı. Jimin annesinin kollarında olmaktan mutluydu.
&
"O halde bugün... ailenizle oynadığınız oyunlar hakkında konuşacağız! Tamam mı?" Anaokulu öğretmeni heyecanla, yerinde duramayan çocuklara genişçe gülümseyerek söyledi.
Küçük Jimin öğretmenine baktı ve sonra kafası karışmış bir şekilde başını yana eğdi. Daha sonra etrafına bakındı ve diğer çocukların ellerini kaldırıp ilk sorulmak üzere zıpladıklarını görünce şaşkın bir suratla hocaya baktı.
Ebeveynler çocuklarıyla oynar mıydı?
"Tamam! Ee... um... Lara!! Söyle tatlım? Ailenle oynamayı en sevdiğin oyun hangisi??"
"Saklambaç!! Öğretmenim!!! Ben ve annem takımız!! Birlikte saklanırız!! ve babam bizi bulur!! Ama bizi asla bulamaz hehe! O hep kaybeder!" Kız zıplayarak kıkırdadı, sınıfın geri kalanı ve öğretmen de güldü.
"Güzel! Şimdi şimdi.. Joseph! Ne oynamayı seversin?"
"Oyuncak bebek evimde oynamayı seviyorum! Büyük, pembe bir oyuncak evim var! Babam benimle oynuyor! Ah evet! Ve annem bazen onun oynamasına izin vermediğim için beni ve babamı azarlıyor hehe. O yüzden birlikte oynarız!!" Joseph bağdaş kurmuş oturma pozisyonundan ayağa kalkarak konuştu.