Medyayı kesinlikle dinleyin hem anlamı olsun hemde hissettirdikleri gerçekten derinden etkiliyor. Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın 😊♥️
İyi okumalar...
"Yani gerçeği öğrenmemi mi istiyorsun? Mesela o gün çatıda gerçekte ne olduğunu mu?" Yoongi kollarını kavuşturup ciddi bir yüz ifadesiyle Jungkook'a bakarak sorarken rahatlamış bir şekilde ofis koltuğuna yaslandı.
Jungkook başını salladı ve Yoongi'nin ofis masasının üzerinde çapraz duran kendi ellerine baktı. "Evet. Çünkü ancak bu şekilde gerçekten ne olduğunu öğrenebilir ve Jimin'in masumiyetini kanıtlayabiliriz."
"Peki ya senin Jimin masum değilse?" Yoongi kaşlarını kaldırarak sordu.
Jungkook ona baktı ve içini çekti, "Bakın Bay Min. İnsanların yapmasından gerçekten hoşlanmadığım bir şey var. O da kocamı yargılamaları. Kimse onu benden daha iyi tanıyamaz ve bu noktada Jimin'in kardeşini öldürmediğinden eminim." Jungkook karşısında oturan psikiyatriste ters ters bakarak konuştu.
"Pekâlâ." Yoongi omuz silkti ve dik oturdu, "Bay Jeon, ne zaman rahat hissederseniz Jimin shii'yi buraya getirebilirsiniz." Yoongi, Jungkook ile birlikte ayağa kalkarak el sıkıştılar ve Jungkook ayrılmadan önce başını sallayarak teşekkür etti.
&
Jungkook odasına girer girmez sıkı bir sarılmayla karşılaştı.
"Neredeydin?" Jimin hıçkırdı ve Jungkook ona bakıp tekrar sarıldı.
"Özür dilerim, biraz işim vardı." Jungkook yumuşak bir sesle konuşarak nazikçe jimin'in başını öptü.
Jimin burnunu çekip geri çekilince Jungkook'un kalbi yerinden çıkacak gibi olmuştu.
"Gözlerin neden bu kadar şiş bebeğim? Ne zamandır ağlıyorsun?" Jungkook endişeli bir şekilde Jimin'in şiş ve kırmızı yüzünü avuçlarının arasına alarak sordu.
"Seni özlüyordum..." Jimin sızlandı ve tekrar burnunu çekerek yere baktı.
Jungkook ona sıcak bir şekilde gülümsedi ve tekrar sarıldı, "Çok üzgünüm aşkım..."
Jungkook aniden bir şey hatırlayarak etrafına bakındı. Odadaki her şey yerli yerindeydi, hiçbir şey kırılmamıştı. Geri çekildi ve tekrar Jimin'in yüzüne baktı, "Hiçbir şeyi kırmadın mı?" Jungkook cevabı zaten bilmesine rağmen sordu.
Jimin suratını astı ve başını şirin bir şekilde salladı, "Yapmamam gerektiğini söyledin, ben de yapmadım." Dedi Jimin hala ona bakmayarak.
"Peki sen ne yaptın?" Jungkook işaret parmağını kullanarak Jimin'in kendisine bakmasını sağlayarak sordu.
"Seni bekledim... Ama sonra... Duygusallaştım, çünkü seni gerçekten çok özlüyordum. Ağlamak istedim ve ağladım ama kimseyi rahatsız etmedim." Jimin masumca başını salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şımarık Güzel
Fanfiction"Bırak Sikeyim Bırakmanı Söyledim!!" "Üzgünüm diyene kadar olmaz!!" "Milyon yıl geçse de olmaz!!" "O zaman ben de seni çözmüyorum." "Ama ben işemek istiyorum!!" "O zaman lanet pantolonuna işe Park Jimin. Özür dileyene kadar gitmene izin vermeyeceğim...