guns and guns

457 49 155
                                    

Başını yasladığı araba camından dışarı bakarken sıkıntıyla ofladı Mikasa. Huzursuz hissediyordu kendini. Fark etmeden seslice oflarken Lizzy'nin huysuz sesini işitti.

"Atış yapma da nereden çıktı? Ne güzel partide eğlenecektik!"

Şoför koltuğundaki Jean dikiz aynasından arkaya baktı.

"Ne var be sanki kızım? Yuki daha çok parti verir, onlara gideriz. Hem parti yeni başlamıştı, akşamki eğlenceye yetişiriz."

Göz devirip, başını Armin'in omzuna yasladı Lizzy. İçten içe Eren ve Mikasa'nın konuşma fırsatının kaçmasına üzülmüştü.

Mikasa ise yüzüne vuran batan güneşin ışığıyla camı açıp, yüzüne vuran ılık rüzgarın tadını çıkarmaya çalıştı. Arkalarındaki arabadan gelen Reiner'a lanetler okuyordu içinden. Eğer o gelip de Eren'e ısrar etmeseydi, konuşabileceklerdi.

Dikiz aynasından ön koltukta oturan Eren'e baktı. Yeşil gözler dalgın dalgın yolu izliyordu. Onun da gelmek istemediği belliydi. Ayrıca Mikasa'nın atış derken neyi kasteddikleri hakkında en ufak bir fikri yoktu. Amerikalı gençlerin eğlenceleri ona yabancı geliyordu.

Dakikalarca süren uzun yokuşlu yolculuğun ardından araçlar sonunda kanyona benzer bir yere gelmişlerdi. Etrafta ağaç yoktu. Çölleşmiş görüntüye eşlik eden gün batımı etrafı daha da kızıllaştırmıştı. Herkes teker teker arabadan inerken Mikasa merakla bakındı etrafa. Anca coğrafya kitaplarında görebileceği cinsten bir yerdi burası.

"Vay be, Kaliforniya'da böyle bir yer olduğunu bilmiyordum."

Jean alayla konuştu.

"Kızım senin daha Kaliforniya'yı tanıma fırsatın olmadı ki!"

Omuz silkti Mikasa.

"Ne için geldik buraya?"

"Bunun için tabii..."

Arkasını dönüp Reiner'a baktı. Genç adamın elinde 2 tane tabanca vardı. Mikasa hayretler içinde bakıyordu Reiner'ın elindekileri. Korkuyla birkaç adım geriledi. Dudaklarından "Yok daha neler." diye küçük bir fısıltı döküldü. Böyle bir şeyi cidden beklemiyordu.

"Sakın bana onların gerçek olduğunu söylemeyin."

Reiner kaşlarını çattı.

"Oyuncak silahlar için yaşın çoktan geçmedi mi sence de?"

Mikasa sert bir ses tonuyla karşı çıktı:

"Şu an burada ne dönüyor bilmiyorum ama bu yaptığınız yasal değil!"

Omuz silkti sarışın adam.

"Sizin oraları bilmem ama Amerika'da kişisel silahlanma gayet de normal. Her neyse, hadi şişeleri dizin. Eğlenelim biraz. Biri bayrak açsın, biri de içkileri çıkarsın."

Lizzy arabaya doğru ilerlerken konuştu.

"Bayrak açma sırası bende sanırım. Sasha, içkiler de sende güzelim!"

Sasha, Lizzy'ye öpücük atıp bagajdaki içkilere yöneldi. Ortam içinde daha da yabancılaşan Mikasa, çekingence kenara çekildi ve sadece olanları izlemeye karar verdi.

Jean boş cam şişeleri yakınlardaki büyük bir kayanın üzerine dizerken, Sasha açtığı içkilerden birini yudumluyordu. Lizzy elindeki katlanmış kumaş parçasıyla Mikasa'nın yanına gitti.

"Rahat ol. Herhangi bi sorun olmayacak."

Başıyla onaylamakla yetindi genç kız. Rahat olabilir miydi en ufak bi fikri yoktu. Bulunmayı hayal dahi edemeyeceği ortamlara girmişti bir anda. Dalgın gözleri yeri izlerken, onu izleyen bir çift gözden habersizdi...

the foreign  |  eremika✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin