red scarf

503 54 254
                                    

Ortalık daha da kızıllaşırken esen ılık rüzgar Mikasa'nın kısa siyah saçlarını dalgalandırıyordu. Bir yandan sıkılmaya devam eden tabancanın sesi, parçalanan cam kırıklarının etrafa saçılması eşliğinde çalan Lana Del Rey şarkıları ve içilen sigaraların dumanları...

Ortamın verdiği hissiyat tuhaf ve yabancıydı Mikasa için. Siyah pileli eteği uçuştu, eli yardımıyla düzeltti. Rüzgarın gittikçe soğumaya başladığını fark ettiğinde titredi. Son birkaç yılda bünyesi zayıflamıştı. Eve gitmek ve saatlerce yatağında uzanıp manga okumak istedi. Sanırım bu hareketli ortamlara adapte olmak zor olacaktı. Derin bir iç çekti.

"Eve dönüyorum ben."

Bir el daha silah sıkıldı ardından herkesin bakışları sesin sahibine döndü.

"Nereye? Daha yeni yeni ısınıyorduk."

Omuz silkti.

"Sıkıcı. Gidiyorum ben."

"Hadi ama Eren! Oyun bozanlık yapma. Hem nasıl gitmeyi planlıyorsun? Araba Zeke'de."

Jean'ın çıkışmasının ardından yeniden omuz silkti Eren.

"Yürüyeceğim. Ana yola indiğimdeyse Zeke'yi arayacağım. Bu kadar basit."

"Sen kafayı sıyırmışsın! O kadar yolu nasıl yürüyeceksin? Ayrıca hava kararmak üzere."

Elindeki silahı gösterdi.

"Gidiyorum ben."

"Pekala, sen kafana koymuşsun. Görüşürüz o zaman."

Ağzının içinde birkaç kelime mırıldandı Eren. Ardından arkasını dönüp ağır adımlarla ilerlemeye başladı. Mikasa ise ona seslenmek istedi. Onunla gitmek istediğini bir şekilde söylemesi lazımdı ama sesi çıkmıyordu. Tam dudaklarını aralamıştı ki kendisine sokulan Lizzy'nin kokusu burnuna doldu. Kız kulağına fısıldıyordu.

"Kızım bu şans kaçmaz. Hadi, takılsana peşine."

"Ama-"

"Bunu yaptığım için üzgünüm Mikasa. Affet."

"Ne-?"

Mikasa daha ne olduğunu anlayamadan kendini yerde buldu. Dudaklarından küçük bir çığlık firar ederken Lizzy adını haykırdı ve Eren'in hızla o tarafa döndü.

"MİKASA! İYİ MİSİN?!"

Mikasa anlamazcasına bakarken Lizzy göz kırptı. Genç kızda olayı çakıp hızla ayak uydurdu. Yüzüne acı çekiyormuş gibi bir ifade takındı.

"Bileğim burkuldu."

"Neresi acıyor?!"

Lizzy yere çöktü ve kızın ayak bileğine dokundu. Mikasa ise acıyla yalandan bir çığlık daha attı.

"Tam orası!"

"Ah! Seni sakar şey! Dikkatli olsana! Hemen buz konulmazsa şişer bu! Şansına hiç soğuk bir şeyimiz kalmadı."

Eren hala daha sessizce olan biteni izliyordu. Kaşları çatılmıştı, suratında tuhaf bir ifade vardı. Lizzy'nin bakışları kendini bulduğunda "Ne?" dercesine bir bakış attı.

"Eren! Mikasa'yı da yanına al! Kızın ayağının haline bak! Hemen evine dönmesi lazım."

"Arabayla bırakırsınız siz."

Lizzy elini alnına vurup göz devirdi.

"Biz ne zaman döneceğiz belli değil sersem! Hem ben belki senin yapmanı istiyorum. Gel buraya kızı kucağına al götür! Ben de arabadan eşyalarını getireceğim."

the foreign  |  eremika✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin