revenge

440 48 430
                                    

"Selam millet! N'abersiniz?!"

Ortama aniden dalan Jessica yüzünden Eren'in sözü kesilmişti. Yeşil gözlerini kısarak genç kıza baktı ve sinirle iç çekti. Lafının kesilmesi hoşuna gitmiyordu. Ağzının içinde birkaç kelime geveleyip Jessica'yı selamladı tüm grup; ki buna her ne kadar istemese de Mikasa ve Lizzy de dahildi.

"Ah! Pardon, Eren! Sözünü kestim, bugünkü basketbol maçınız hakkında konuşuyordun sanırım?"

"Aynen, öyle yapıyordum... Her neyse, o eziklere basketbol nasıl oynanırmış göstereceğiz, değil mi At Suratlı?"

Eren'in uzattığı yumruğa kendi yumruğuyla karşılık verdi Jean. Yüzünde her zamanki alaycı sırıtışı vardı.

"Aynen öyle İntihar Bağımlısı Ergen, yenildikten sonraki surat ifadelerini görmek için sabırsızlanıyorum."

Jean'ın hala daha Eren'e neden bu lakabı taktığını anlamlandıramayan Mikasa, onların bu gaza gelmiş haline gülümsedi. Partinin üzerinden birkaç gün geçmişti, salı günündeydiler ve Eren ile araları fena değil gibiydi. Herkesin keyfi yerindeydi; Jessica'nın bugün okula döndüğünü görene kadar...

"Hadi ama Eren! Senden iyisi yok buralarda! Tabii kazanacaksınız!"

"Yalnız takımın tek oyuncusu Eren değil, hatırlatırım."

Jessica tatlı olduğunu sanarak -ki çok itici duruyordu- dil çıkardı Jean'a. Genç oğlansa yüzünü ekşitmekle yetindi.

"Ee? Anlatın bakalım Yuki'nin partisi nasıldı? Ah Tanrım! Annemle birlikte New York'a gitmemiş olsaydık kesinlikle orada olacaktım!"

Lizzy, "İyi ki olmamışsın." diye fısıldadı.

"Efendim Lizzyciğim? Bir şey mi söylemiştin? Ah! Aklıma gelmişken sorayım, gerçekten de dedikodular doğru mu? Annie mi geldi partiye?"

Sasha cipsle dolu ağzıyla "Evet!" dedi.

Anında Jessica'nın gözünde bir ışık parıldadı.

"Yoksa küçük, minik, ufak, sevimli Arminciğimizin eski aşkı mı depreşti? Haaa? Söylesene Armin!"

Jessica kahkahalarla gülerken Lizzy ve Sasha'nın dudaklarından keyfini fazlasıyla kaçıracak kelimeler döküldü.

"Aslına bakarsan eski aşklara fazla zaman ayıramadık. Biliyorsun, bizde adettendir, her partide mutlaka atışa gideriz. Atış sonrası da zaten partiye dönüp sarhoş olduk, sabah gözlerimi sevgilimin yatağında açtım. Belki de Mikasa da gözlerini Eren'in yatağında açmıştır. Ne dersiniz?"

"Aaa güzel noktaya parmak bastın Liz! Eren ve Mikasa kucak kucağa ayrılmışlardı yanımızdan, değil mi?"

Ortamdan onaylar mırıltılar yükselirken Mikasa-Eren ikilisi itiraz için ağızlarını açmışlardı ki, Lizzy'nin ateş saçan gözlerini gördükleri anda susmak zorunda kaldılar. Fakat şu an Jessica'nın seyiren gözü mü Lizzy'nin cehennemden bir parçayı andıran bakışları mı daha korkunçtu kestirmek zordu.

İkili birbirine adeta gözleriyle meydan okurken Mikasa birkaç adım geriledi, Eren ise Jean'ın kolunu tutup spor salonuna doğru ilerletti. Böylece ateş ve barutu patlamaya hazır bir şekilde orada bırakmış bulundular. Gerisini Armin ya da Sasha halledebilirdi. Connie muhtemelen konudan bi haber çevrimiçi oyunlar oynamakla meşguldü...

*
Maçın saati yaklaştıkça soyunma odasındaki gerginlik artıyordu. Koridorda amigo kızların kahkahaları ve yeni uydurdukları ritme buldukları sözler yankılanıyordu.

Eren açtığı uzun, kahverengi saçlarını yeniden toplarken aynadan içeri girenlere baktı. Aynı dönemden olan rakip takımın oyuncularıydı gelenler. Umursamadan işine devam etti Eren.

the foreign  |  eremika✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin