21ᵂᵃˢ ⁱᵗ ᵐⁱˢᵗᵃᵏᵉ ᵒʳ ˡᵒᵛᵉ?

1.2K 85 147
                                    


Önceki bölüm yorum sayısı ve yorumlarınız çok hojuma gitti bir daha beklerim shxjkze

İyi Okumalar,,

"Adam sosyopat işte anlayacağın.. Bana benzer bir adamı bulmuş Han Nehrinden atmış.. Otopside de bedenin kimliği belirlenemeyince Jungkook diye yaymış haberlere."

Onu pür dikkat dinliyordum. Öyle meraklıydım ki her şey için. Arka arkaya sorup duruyordum.

"Jungkook ben sana demiştim. Hun katil diye. İnanmadın bana."

Saçlarını karıştırdı. "Katil değil."

Kaşlarımı çattım. Onca yaptığı şeyden sonra hala katil değil diyordu. Milena'yı öldürdü, beni kaçırdı. Jungkook diye birini bile öldürdü.

Jungkook sinirlendiğimi anlayınca ifadesini düzeltti ve açıklamaya çalıştı. "Hei, adam kimseyi öldürmedi. Her şeyi Sungchan'a yaptırıyor ama sen hala anlamamakta ısrarcısın."

Beynim durdu. Konuşmak istedim ama sustum. Dediği şey kafamı karıştırmıştı. Videodaki kişi gerçekten Sungchan ise o gerçekten birini mi öldürmüştü? Hun ile yazıştıklarında para konusu konuşuyorlardı. Yoksa.. Uyuşturucuyu ondan mı alıyordu?

Gözlerim kocaman açıldı. Her şey teker teker oturuyordu. Ama hala emin değildim. Karışık bir kafayla oturuyordum.

"O gecede bu manyağı dövdüm seni kaçırdığı için. Sonra Busan'a gittim, bilgi öğrenmek için. Öğrendim ki bağımlıymış. Milenanın davasını tekrar açmak için yeteri kanıt topladım bu zamana kadar. Bunu yaparken de ölü olarak gözükmek işime yaradı."

Sinirle konuştum.
"Bana haber verebilirdin. Her gün kendimi suçladım öldüğünü sandığım için."

"Hei, telefonumu, evimi, arabamı her şeyimi geride bırakıp da gittim, biliyorsun. Sana söz verdim değil mi döneceğim diye?"

Daha da sinirlenmiştim. İt oğlu it o yokken neredeyse intihara kalkışacaktım vicdan azabından.

"Haberlerde öldüğünü duyunca ne yapacaktım? Jungkook'un bana pizza sözü var ölmemiştir mi dicektim!"

"Benim uykum geldi, ne zaman evimize gidiyoz?" Mark yan koltukta sanki kendi evindeymiş gibi yayılıp televizyon izlerken konuştu.

Onun da burada olduğunu unutmuştum. Jungkook'un evinde uzun bir süre durmuştuk anlaşılan. Masadaki kahvemi alıp içtim.

"Çok istiyorsan sen git, Mark." Öylesine söyledim. Fakat onun bu kadar ciddiye alıpta olduğu yerden ihanete uğramış gibi bana bakacağını düşünmemiştim.

"Nasıl yani? Gece vakti eve yalnız başına mı git diyorsun bana?" Mark birden numaradan korkuyormuş gibi yapmaya başladı. "Ya kaçırsalar beni, çalsalar böbreklerimi, taciz etseler, pişman olmıcak mısın?"

Dediğine gülmemek için kafamı başka tarafa döndürdüm. Bu çocuk beni deli ediyordu. Jungkook beni fark etmiş olacak ki dümdüz suratıma baktı onun soğuk ifadesinden dolayı değiştim ve ciddi bir ifadeyle Mark'a baktım.

"Şakanın sırası değil. Sen git eve ben gelirim sonra. Ayrıca sen niye geldin onu da anlamadım.."

Mark cips paketini açtı. "Sırası değil, sırası değil.. Ne zaman sırası!" Kendi kendine söylenmeye başladı.

Sıkkın bir nefes verdim. "Bazen bebek bakıcısı gibi hissediyorum kendimi."

"Tam tersi. Ben senin başında olmasam.. kurtlar sofrada aç bekliyor." Mark bunu söylerken Jungkook'a bakıp konuşmuştu.

delinquent: jeon jungkook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin