3︙ ❝Bazen aşk yeterli değildir.❞

919 55 1
                                    

Bölüm şarkısı; born to die (symphonic orchestra cover), lana del rey

İyi okumalar.

Sabah kalktığımda bu sefer yanımda Jeongguk yoktu. Bir tabuttaydım bu sefer, dün bir yatağa yattığımı hatırlıyordum. Sanırım, beni kendi yaşamlarına alıştırmaya çalışıyorlardı. Ben etrafı incelemeye devam ederken, içeriye Jeongguk girmiş tabutun yanındaki kırmızı sandalyeye oturmuştu.

"İyi uyudun mu?"

Kafamı salladım yavaşça bununla birlikte gülümseyip beni yatağımdan kaldırmış, kapalı pencerenin önünde duran koltuğa oturtmuştu. Ardından hemen dolabımı açmış içinden, bir yelek, beyaz göğüs kısmında iplerin olan bir gölek ve kumaş pantolon çıkarmıştı. (hiç anlatamadım, sona koyacağım gidip bakabilirsiniz.)

"Giyindikten sonra yemek odasına gel."

"Yemek odasının yerini bilmiyorum" demeye kalmadan bana arkasını dönüp odadan ayrılmıştı. Ben de "elbet bulurum." diyerekten sorun etmemiş, giysilerimi giymeye koyulmuştum. Giysilerimi giydikten sonra aynanın karşısında saçlarımı düzeltmiş, tamamen hazır olduğumu düşündükten sonra odadan çıkmıştım. Bir kat aşağıya indiğimde, dolaşan veyahut bir işlerle uğraşan bütün vampirlerin gözleri bana dönmüştü. Bazıları dillerini dudakları, dişleri üzerinde gezdiriyorken, bazılarının göz bebekleri büyüyor, damarları belirginleşiyordu.

Hemen oradan uzaklaşmış dakikalar sonra yemek salonuna varabilmiştim. Yemek odasına girdiğimde, Jeongguk dışında hiçbir vampir yoktu. Yanına gittim, çenesi ile hemen sol tarafında kalan sandalyeyi işaret etti, sandalyeyi kendime çekip oturdum. Sonra da çatalı ile tabağımdaki etleri işaret etti ve kendi yemeğine döndü. Her gün et mi yiyecektik?

Yemek bittiğinde, yeniden onun odasına çıkmıştık. Gününün tamamını bana ayırıyordu.

"Dizime yat, sana güzel bir masal anlatacağım. Küçükken en sevdiğim masaldı."

Dizine yattığımda, elleri ile saçlarımı sevmeye başlamıştı.

"Bir zamanlar küçük mü küçük sevimli mi sevimli bir kız varmış. Herkes çok severmiş onu. Annesi ona kırmızı bir başlık dikmiş.Bu başlık kıza öyle yakışıyormuş ki gel zaman git zaman herkes onu kırmızı başlıklı kız diye çağırmaya başlamış. Annesi bir gün onu yanına çağırmış; "Kırmızı başlıklı kızım, bu çöreklerle, çorbayı al büyükannene götür. Zavallı çok hasta. " Kırmızı başlıklı kız, "Peki anneciğim. " demiş. Sepeti almış yola çıkmış. Kırmızı başlıklı kız ormandan geçerken karşısına kurt çıkmış. "Nereye gidiyorsun böyle kırmızı başlıklı kız?" diye sormuş. Kırmızı başlıklı kız kurdun kötü biri olduğunu bilmiyormuş. Korkmadan yanıt vermiş. "Ormanın öbür ucunda oturan büyükanneme çorba ile çörek götürüyorum, kendisi çok hasta." "Ya işte bu çok iyi. Hem kızı yerim hem büyükannesini." diye düşünmüş kurt.

Kırmızı başlıklı kızı anlatacaktı demek ki.

"Kırmızı başlıklı kız şarkı söyleye söyleye, çiçek toplaya toplaya yoluna devam etmiş. Bu sırada kurt kestirme yoldan koşa koşa büyükannenin evine varmış. sesini incelterek:
"Tak tak tak!"
"Kim o?"
"Benim ben torununuz kırmızı başlıklı kız. annemin gönderdiği bir tas çorba ile çörekleri getirdim. "
"Mandalı kaldır da kapıyı açı ver."

Kırmızı başlıklı kız mandalı kaldırmış içeri girmiş, kurt yorganın altına iyice büzülüp, kızı yanına çağırmış. Kırmızı başlıklı kız yatağa sokulmuş, kurda sormuş;

"Ne kocaman kolların var büyükanne?"
"Seni daha sıkı kucaklamak için yavrum!"
"Ne kocaman kulakların var büyükanne?"
"Seni daha iyi işitmek için yavrum."
"Ne kocaman ağzın var büyükanne?
"Seni daha iyi yemek için!"

masquerade | taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin