14︙ ❝Hayal edemeyeceğin kadar.❞

280 29 0
                                    

Bölüm şarkısı; once upon a time, evgeny grinko

İyi okumalar.

"Çok sıkılıyorum!" diye bağırdım kendimi yerden kaldırmaya çalışırken. Jeongguk sadece koltukta oturuyor ne ara okumaya başladığını bilmediğim 'Adem'den önce' diye bir kitap okuyordu. Normalde ben de koltukta oturuyordum ancak sıkılmaya başlayınca kendimi yere yuvarlamıştım, ki sıkılmakta haklıydım. Çünkü Jeongguk göz ucuyla bile bana bakmıyordu. Şato sessizdi ve herkesin işi başından aşkındı. Benim ayinimden sonra herkes bir şeylerle meşgul olur olmuştu. Ayrıca ayinden sonra hiçbir değişiklik olmamıştı, tıpa tıp aynıydım. Ben vampir olurum zannetmiştim.

"Jeongguk, burada sıkıntıdan öleceğim!"

"Sıkıntıdan ölmezsin."

Tabii ki Jeongguk'tan yaptığım espriyi (!) anlamasını beklemiyordum, sonuçta o... sayamayacağım kadar yaşlıydı ve espri ne demek belki onu bile bilmiyordu- belki de biliyordu ve sadece güzel olanlarına gülüyordu gerçekten bilmiyordum.

"Jeongguk!" Bağırdığımda derin bir nefes vererek kitabı yanına koymuş, tek kaşını kaldırarak bana bakmaya başlamıştı.

"Sıkıldım diyorum."

"Ne yapayım Taehyung, sihirbazlık mı yapayım eğlenmen için?"

"Olabilir aslında."

Sabır dilercesine gözlerini tavana dikti ve yutkundu. Bakışları beni buldu sonrasında. "Dışarı çıkabilirsin?"

"Sen?"

"Ben niye geleyim Taehyung?"

"Sen de gel, lütfen." son kelimemi uzatarak söylediğim için gülmüş, yerinden kalkarak yanı başıma gelmişti. Elini uzattığında, elini tuttum ve yerden kaldırmasına izin verdim. Zaten akşam olduğu için hemen şatodan dışarı çıkmıştık. -Aslında ben koşmuştum, Jeongguk ise arkamdan yürümüştü.

"Ay gerçekten çok güzel parıldıyor." dediğimde gülümsedi ve birkaç adımda yanıma ulaştı. "Evet, gerçekten çok güzel görünüyor."

Elimi eline dolayınca, hemen gözlerini benim yüzüme çıkarmıştı. Gülümsediğimde, kısa bir tebessüm etmişti, o kadar. Yürürken gerçekten çok sessizdi, sadece nefes alış verişlerimizi duyuyordum. "Bugün ayrı sessizsin, bir sorun mu var?"

"Hayır."

"Tamam." dediğimde yine bir sessizlik oluşmuştu, sürekli peşimizde olan bu sessizlik beni yormaya başlamıştı. Aramızdaki yaş farkından mı, aynı şeyleri düşünmeyip umursamayışımızdan mı kaynaklanıyordu bu sessizlik, gerçekten bilmiyordum.

Biraz daha yürüyünce yarasalar çevremizde dolaşmaya başlamıştı. Sonra kurt ulumaları duyduk, ben korkarken Jeongguk hiçbir şey olmamış gibi yürümeye devam ediyordu.  Arkasında kalıp bir kurt sürüsüne yem olmak istemediğim için ben de arkasından gidiyordum tabii ki.

"Taehyung, korkuyor musun?"

"Evet!"

Güldü ve beni kolunu omzuma attı, "Korkma seni koruyacağım."

Başımı sallayarak onayladım onu, birden etrafımı sarmalayan kötü his konuşma isteğimi yerle bir etmişti. Birkaç dakika daha yürüdükten sonra bir tepeye gelmiştik. Buradan orman net bir şekilde gözüküyordu. Hatta şehrin küçük bir kısmını da görebiliyorduk.

"Dans edelim." dedi Jeongguk, topluca bedenini bana çevirirken. Başımı salladım, hemen gelip ellerini boynuma doladı, ben de ince beline yerleştirdim ellerimi.

"Dans etmeyi bilmiyorsan, ayaklarını ayaklarımın üzerine  yerleştirebilirsin."

Başımı salladım ve ayaklarımı onun ayakları üzerine yerleştirdim, hiç zorlanmadan benimle dans etmeye başlamıştı. Benim gözlerim ayaklarımızda iken Jeongguk'un gözleri benim üzerimdeydi, hissedebiliyordum.

"Ne güzel oğlan." dediğinde başımı kaldırıp ona baktım, gülümsüyordu. Ve- ve ben hayatım boyunca hiç bu kadar gerçekçi bir gülümseme görmemiştim, hiçbir gülümsemenin altında ezilmemiştim.

Ellerini belime atıp beni yerden (ayaklarından) kaldırdığında çığlık atarak omuzlarına tutunmuştum, o ise buna kahkaha atmış etrafında beni döndürmeye başlamıştı. Başım dönse bile gülmüş, yanaklarını tutarak dudaklarımızı birleştirmiştim, o'da dönmeyi bırakmış, ellerini belime daha sıkı dolamıştı.

"Seni seviyorum, her zerrenle." dediğinde, bu sefer tebessüm eden taraf bendim.

"Ben de, ben de seni seviyorum. Hayal edemeyeceğin kadar."

Masquerade'a kısa bir sürelik ara vermeyi düşünüyorum, aslında düşünmek denemez, ara vereceğim. Çünkü kendimi zorlayarak bölüm yazmak istemiyorum. Burası benim eğlenmek, gündelik hayatımdan biraz uzaklaşmak adına gelip bir şeyler ortaya koyduğum bir platform ve yazdığım kurgu beni yoruyorsa, yazmaya gerek yoktur. En azından ilhamım yeniden gelene kadar.

Bölümü de elimden geldiğince uzun yazmaya çalıştım fakat elimden gelen yalnızca bu.

Görüşmek üzere.


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
masquerade | taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin